Türkçe Incil

Bölüm 1  2  3  4  5  6  7  8  9  10  11  12  13  14  15  16  17  18  19  20  21  22

 Vahiy

1:1 Isa Mesihin vahyidir. Tanri yakin zamanda olmasi gereken olaylari kullarina göstermesi için Ona bu vahyi verdi. O da gönderdigi melegi araciligiyla bunu kulu Yuhannaya iletti.

1:2 Yuhanna, Tanrinin sözüne ve Isa Mesihin tanikligina -gördügü her seye- taniklik etmektedir.

1:3 Bu peygamberlik sözlerini okuyana, burada yazilanlari dinleyip yerine getirene ne mutlu! Çünkü beklenen zaman yakindir.

1:4 Ben Yuhannadan, Asya Ilindeki yedi kiliseye selam! Var olan, var olmus ve gelecek olandan, Onun tahtinin önünde bulunan yedi ruhtan ve ölüler arasindan ilk dogan, dünya krallarina egemen olan güvenilir tanik Isa Mesihten sizlere lütuf ve esenlik olsun. Yücelik ve güç sonsuzlara dek, bizi seven, kaniyla bizi günahlarimizdan özgür kilmis ve bizi bir krallik haline getirip Babasi Tanrinin hizmetinde kâhinler yapmis olan Mesihin olsun! Amin.

1:7 Iste bulutlarla geliyor! Her göz Onu görecek, Onun bedenini desmis olanlar bile. Onun için dövünecek yeryüzünün bütün halklari. Evet, böyle olacak! Amin.

1:8 Var olan, var olmus ve gelecek olan, Her Seye Gücü Yeten Rab Tanri, ‹‹Alfa ve Omega Benim›› diyor.

1:9 Isaya ait biri olarak sikintida, tanrisal egemenlikte ve sabirda ortaginiz ve kardesiniz olan ben Yuhanna, Tanrinin sözü ve Isaya taniklik ugruna Patmos denilen adada bulunuyordum.

1:10 Rabbin gününde Ruhun etkisinde kalarak arkamda borazan sesine benzer yüksek bir ses isittim.

1:11 Ses, ‹‹Gördüklerini kitaba yaz ve yedi kiliseye, yani Efes, Izmir, Bergama, Tiyatira, Sart, Filadelfya ve Laodikyaya gönder›› dedi.

1:12 Bana sesleneni görmek için arkama döndüm. Döndügümde yedi altin kandillik ve bunlarin ortasinda, giysileri ayagina kadar uzanan, gögsüne altin kusak sarinmis, insanogluna benzer birini gördüm.

1:14 Basi, saçi ak yapagi gibi beyaz, kar gibi bembeyazdi. Gözleri alev alev yanan atesti sanki.

1:15 Ayaklari, ocakta kor haline gelmis parlak tunca benziyordu. Sesi, gürül gürül akan sularin sesi gibiydi.

1:16 Sag elinde yedi yildiz vardi. Agzindan iki agizli keskin bir kiliç uzaniyordu. Yüzü bütün gücüyle parlayan günes gibiydi.

1:17 Onu görünce, ölü gibi ayaklarinin dibine yigildim. O ise sag elini üzerime koyup söyle dedi: ‹‹Korkma! Ilk ve son Benim.

1:18 Diri Olan Benim. Ölmüstüm, ama iste sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarinin anahtarlari bendedir.

1:19 Bunun için gördüklerini, simdi olanlari ve bundan sonra olacaklari yaz.

1:20 Sag elimde gördügün yedi yildizla yedi altin kandilligin sirrina gelince, yedi yildiz yedi kilisenin melekleri, yedi kandillikse yedi kilisedir.››

 Vahiy

2:1 ‹‹Efesteki kilisenin melegine yaz. Yedi yildizi sag elinde tutan, yedi altin kandilligin ortasinda yürüyen söyle diyor:

2:2 ‹Yaptiklarini, çaliskanligini, sabrini biliyorum. Kötü kisilere katlanamadigini da biliyorum. Elçi olmadiklari halde kendilerini elçi diye tanitanlari sinadin ve onlari yalanci buldun.

2:3 Evet, sabirlisin, adim ugruna acilara dayandin ve yilmadin.

2:4 Ne var ki, bir konuda sana karsiyim: Baslangiçtaki sevginden uzaklastin.

2:5 Bunun için, nereden düstügünü animsa! Tövbe et ve baslangiçta yaptiklarini sürdür. Tövbe etmezsen, gelip kandilligini yerinden kaldiririm.

2:6 Yine de olumlu bir yanin var: Nikolas yanlilarinin yaptiklarindan nefret ediyorsun; ben de nefret ederim.

2:7 Kulagi olan, Ruhun kiliselere ne dedigini isitsin. Galip gelene Tanrinin cennetinde bulunan yasam agacindan yeme hakkini verecegim.› ››

2:8 ‹‹Izmirdeki kilisenin melegine yaz. Ölmüs ve yasama dönmüs, ilk ve son olan söyle diyor:

2:9 ‹Sikintilarini, yoksullugunu biliyorum. Oysa zenginsin! Yahudi olduklarini söyleyen, ama Yahudi degil de Seytanin havrasi durumunda olanlarin iftiralarini biliyorum.

2:10 Çekmek üzere oldugun sikintilardan korkma! Bak, denenesiniz diye Iblis içinizden bazilarini yakinda zindana atacak. On gün sikinti çekeceksiniz. Ölüm pahasina da olsa sadik kal, sana yasam tacini verecegim.

2:11 Kulagi olan, Ruhun kiliselere ne dedigini isitsin. Galip gelen, ikinci ölümden hiçbir zarar görmeyecek.› ››

2:12 ‹‹Bergamadaki kilisenin melegine yaz. Iki agizli keskin kilica sahip olan söyle diyor:

2:13 ‹Nerede yasadigini biliyorum; Seytanin tahti oradadir. Yine de adima simsiki baglisin. Aranizda, Seytanin yasadigi yerde öldürülen sadik tanigim Antipanin günlerinde bile bana olan imanini yadsimadin.

2:14 Ne var ki, birkaç konuda sana karsiyim: Aranizda Balamin ögretisine bagli olanlar var. Putlara sunulan kurbanlarin etini yemeleri, fuhus yapmalari için Israilogullarini ayartmayi Balaka ögreten Balamdi.

2:15 Bunun gibi, sizin aranizda da Nikolas yanlilarinin ögretisine bagli olanlar var.

2:16 Bunun için tövbe et! Yoksa yanina tez gelir, agzimdaki kiliçla onlara karsi savasirim.

2:17 Kulagi olan, Ruhun kiliselere ne dedigini isitsin. Galip gelene sakli mandan verecegim. Ayrica, ona beyaz bir tas ve bu tasin üzerinde yazili olan yeni bir ad, alandan baska kimsenin bilmedigi bir ad verecegim.› ››

2:18 ‹‹Tiyatiradaki kilisenin melegine yaz. Gözleri alev alev yanan atese, ayaklari parlak tunca benzeyen Tanrinin Oglu söyle diyor:

2:19 ‹Yaptiklarini, sevgini, imanini, hizmetini, sabrini biliyorum. Son yaptiklarinin ilk yaptiklarini astigini da biliyorum.

2:20 Ne var ki, bir konuda sana karsiyim: Kendini peygamber diye tanitan Izebel adindaki kadini hosgörüyle karsiliyorsun. Bu kadin ögretisiyle kullarimi saptirip fuhus yapmaya, putlara sunulan kurbanlarin etini yemeye yöneltiyor.

2:21 Tövbe etmesi için ona bir süre tanidim, ama fuhus yapmaktan tövbe etmek istemiyor.

2:22 Bak, onu yataga düsürecegim; onun yaptiklarindan tövbe etmezlerse, onunla zina edenleri de büyük sikintilarin içine atacagim.

2:23 Onun çocuklarini salgin hastalikla öldürecegim. O zaman bütün kiliseler, gönülleri ve yürekleri denetleyenin ben oldugumu bilecekler. Her birinize yaptiklarinizin karsiligini verecegim.

2:24 ‹‹ ‹Ama size, yani Tiyatirada bulunan öbürlerine, bu ögretiyi benimsememis, Seytanin sözde derin sirlarini ögrenmemis olanlarin hepsine sunu söylüyorum: Ben gelinceye dek sizde olana simsiki sarilin. Üzerinize bundan baska bir yük koymuyorum.

2:26 Ben Babamdan nasil yetki aldimsa, galip gelene, yaptigim isleri sonuna dek sürdürene uluslarin üzerinde yetki verecegim. Demir çomakla güdecek onlari, Çömlek gibi kirip parçalayacaktir.

2:29 Kulagi olan, Ruh'un kiliselere ne dedigini isitsin.› ››

 Vahiy

3:1 ‹‹Sarttaki kilisenin melegine yaz. Tanrinin yedi ruhuna ve yedi yildiza sahip olan söyle diyor: ‹Yaptiklarini biliyorum. Yasiyorsun diye ad yapmissin, ama ölüsün.

3:2 Uyan! Geriye kalan ve ölmek üzere olan ne varsa güçlendir. Çünkü yaptiklarinin Tanrimin önünde tamamlanmamis oldugunu gördüm.

3:3 Bu nedenle neler aldigini, neler isittigini animsa. Bunlari yerine getir, tövbe et! Eger uyanmazsan, hirsiz gibi gelecegim. Hangi saatte gelecegimi hiç bilemeyeceksin.

3:4 Ama Sartta, aranizda giysilerini lekelememis birkaç kisi var ki, beyazlar içinde benimle birlikte yürüyecekler. Çünkü buna layiktirlar.

3:5 Galip gelen böylece beyaz giysiler giyecek. Onun adini yasam kitabindan hiç silmeyecegim. Babamin ve meleklerinin önünde o kisinin adini açikça anacagim.

3:6 Kulagi olan, Ruhun kiliselere ne dedigini isitsin.› ››

3:7 ‹‹Filadelfyadaki kilisenin melegine yaz. Kutsal ve gerçek olan, Davutun anahtarina sahip olan, açtigini kimsenin kapayamadigi, kapadigini kimsenin açamadigi kisi söyle diyor:

3:8 ‹Yaptiklarini biliyorum. Iste önüne kimsenin kapayamayacagi açik bir kapi koydum. Gücünün az oldugunu biliyorum; yine de sözüme uydun, adimi yadsimadin.

3:9 Bak, Seytanin havrasindan olanlari, Yahudi olmadiklari halde Yahudi olduklarini ileri süren yalancilari öyle edecegim ki, gelip ayaklarina kapanacak, benim seni sevdigimi anlayacaklar.

3:10 Sözüme uyarak sabirla dayandin. Ben de yeryüzünde yasayanlari denemek için bütün dünyanin üzerine gelecek olan denenme saatinden seni esirgeyecegim.

3:11 Tez geliyorum. Tacini kimse elinden almasin diye sahip olduguna simsiki saril.

3:12 Galip geleni Tanrimin Tapinaginda sütun yapacagim. Böyle biri artik oradan hiç ayrilmayacak. Onun üzerine Tanrimin adini, Tanrima ait kentin -gökten Tanrimin yanindan inen yeni Yerusalimin- adini ve benim yeni adimi yazacagim.

3:13 Kulagi olan, Ruhun kiliselere ne dedigini isitsin.› ››

3:14 ‹‹Laodikyadaki kilisenin melegine yaz. Amin, sadik ve gerçek tanik, Tanri yaratilisinin kaynagi söyle diyor:

3:15 ‹Yaptiklarini biliyorum. Ne soguksun, ne sicak. Keske ya soguk ya sicak olsaydin!

3:16 Oysa ne sicak ne soguksun, iliksin. Bu yüzden seni agzimdan kusacagim.

3:17 Zenginim, zenginlestim, hiçbir seye gereksinmem yok diyorsun; ama zavalli, acinacak durumda, yoksul, kör ve çiplak oldugunu bilmiyorsun.

3:18 Zengin olmak için benden ateste aritilmis altin, giyinip çiplakliginin ayibini örtmek için beyaz giysiler, görmek için gözlerine sürmek üzere merhem satin almani salik veriyorum.

3:19 Ben sevdiklerimi azarlayip terbiye ederim. Onun için gayrete gel, tövbe et.

3:20 Iste kapida durmus, kapiyi çaliyorum. Biri sesimi isitir ve kapiyi açarsa, onun yanina girecegim; ben onunla, o da benimle, birlikte yemek yiyecegiz.

3:21 Ben nasil galip gelerek Babamla birlikte Babamin tahtina oturdumsa, galip gelene de benimle birlikte tahtima oturma hakkini verecegim.

3:22 Kulagi olan, Ruh'un kiliselere ne dedigini isitsin.› ››

 Vahiy

4:1 Bundan sonra gökte açik duran bir kapi gördüm. Benimle konustugunu isittigim, borazan sesine benzeyen ilk ses söyle dedi: ‹‹Buraya çik! Bundan sonra olmasi gereken olaylari sana göstereyim.››

4:2 O anda Ruhun etkisinde kalarak gökte bir taht ve tahtta oturan birini gördüm.

4:3 Tahtta oturanin, yesim ve kirmizi akik tasina benzer bir görünüsü vardi. Zümrüdü andiran bir gökkusagi tahti çevreliyordu.

4:4 Tahtin çevresinde yirmi dört ayri taht vardi. Bu tahtlara baslarinda altin taçlar olan, beyaz giysilere bürünmüs yirmi dört ihtiyar oturmustu.

4:5 Tahttan simsekler çakiyor, ugultular, gök gürlemeleri isitiliyordu. Tahtin önünde alev alev yanan yedi mesale vardi. Bunlar Tanrinin yedi ruhudur.

4:6 Tahtin önünde billur gibi, sanki camdan bir deniz vardi. Tahtin ortasinda ve çevresinde, önü ve arkasi gözlerle kapli dört yaratik duruyordu.

4:7 Birinci yaratik aslana, ikincisi danaya benziyordu. Üçüncü yaratigin yüzü insan yüzü gibiydi. Dördüncü yaratik uçan bir kartali andiriyordu.

4:8 Dört yaratigin her birinin altisar kanadi vardi. Yaratiklarin her yani, kanatlarinin alt tarafi bile gözlerle kapliydi. Gece gündüz durup dinlenmeden söyle diyorlar: ‹‹Kutsal, kutsal, kutsaldir, Her Seye Gücü Yeten Rab Tanri, Var olmus, var olan ve gelecek olan.››

4:9 Yaratiklar tahtta oturani, sonsuzluklar boyunca yasayani yüceltip ona saygi ve sükran sundukça, yirmi dört ihtiyar tahtta oturanin, sonsuzluklar boyunca yasayanin önünde yere kapanarak O'na tapiniyorlar. Taçlarini tahtin önüne koyarak söyle diyorlar: ‹‹Rabbimiz ve Tanrimiz! Yüceligi, saygiyi, gücü almaya layiksin. Çünkü her seyi sen yarattin; Hepsi senin isteginle yaratilip var oldu.››

 Vahiy

5:1 Tahtta oturanin sag elinde iki yani da yazili, yedi mühürle mühürlenmis bir tomar gördüm.

5:2 Yüksek sesle, ‹‹Tomari açmaya, mühürlerini çözmeye kim layiktir?›› diye seslenen güçlü bir melek de gördüm.

5:3 Ama ne gökte, ne yeryüzünde, ne de yer altinda tomari açip içine bakabilecek kimse yoktu.

5:4 Aci aci aglamaya basladim. Çünkü tomari açip içine bakmaya layik kimse bulunamadi.

5:5 Bunun üzerine ihtiyarlardan biri bana, ‹‹Aglama!›› dedi. ‹‹Iste, Yahuda oymagindan gelen Aslan, Davutun Kökü galip geldi. Tomari ve yedi mührünü O açacak.››

5:6 Tahtin, dört yaratigin ve ihtiyarlarin ortasinda, bogazlanmis gibi duran bir Kuzu gördüm. Yedi boynuzu, yedi gözü vardi. Bunlar Tanrinin bütün dünyaya gönderilmis yedi ruhudur.

5:7 Kuzu gelip tahtta oturanin sag elinden tomari aldi.

5:8 Tomari alinca, dört yaratikla yirmi dört ihtiyar Onun önünde yere kapandilar. Her birinin elinde birer lir ve kutsallarin dualari olan buhur dolu altin taslar vardi.

5:9 Yeni bir ezgi söylüyorlardi: ‹‹Tomari almaya, Mühürlerini açmaya layiksin! Çünkü bogazlandin Ve kaninla her oymaktan, her dilden, Her halktan, her ulustan Insanlari Tanriya satin aldin.

5:10 Onlari Tanrimizin hizmetinde Bir krallik haline getirdin, Kâhinler yaptin. Dünya üzerinde egemenlik sürecekler.››

5:11 Sonra tahtin, yaratiklarin ve ihtiyarlarin çevresinde çok sayida melek gördüm, seslerini isittim. Sayilari binlerce binler, on binlerce on binlerdi.

5:12 Yüksek sesle söyle diyorlardi: ‹‹Bogazlanmis Kuzu Gücü, zenginligi, bilgeligi, kudreti, Saygiyi, yüceligi, övgüyü Almaya layiktir.››

5:13 Ardindan gökte, yeryüzünde, yer altinda ve denizlerdeki bütün yaratiklarin, bunlardaki bütün varliklarin söyle dedigini isittim: ‹‹Övgü, saygi, yücelik ve güç sonsuzlara dek Tahtta oturanin ve Kuzunun olsun!››

5:14 Dört yaratik, ‹‹Amin›› dediler. Ihtiyarlar da yere kapanip tapindilar.

 Vahiy

6:1 Sonra Kuzunun yedi mühürden birini açtigini gördüm. O anda dört yaratiktan birinin, gök gürültüsüne benzer bir sesle, ‹‹Gel!›› dedigini isittim.

6:2 Bakinca beyaz bir at gördüm. Binicisinin yayi vardi. Kendisine bir taç verildi ve galip gelen biri olarak zafer kazanmaya çikti.

6:3 Kuzu ikinci mührü açinca, ikinci yaratigin ‹‹Gel!›› dedigini isittim.

6:4 O zaman kizil renkte baska bir at çikti ortaya. Binicisine dünyadan barisi kaldirma yetkisi verildi. Bunun sonucu olarak insanlar birbirlerini bogazlayacaklar. Atliya ayrica büyük bir kiliç verildi.

6:5 Kuzu üçüncü mührü açinca, üçüncü yaratigin ‹‹Gel!›› dedigini isittim. Bakinca siyah bir at gördüm. Binicisinin elinde bir terazi vardi.

6:6 Dört yaratigin ortasinda sanki bir sesin söyle dedigini isittim: ‹‹Bir ölçek bugday bir dinara, üç ölçek arpa bir dinara. Ama zeytinyagina, saraba zarar verme!››

6:7 Kuzu dördüncü mührü açinca, ‹‹Gel!›› diyen dördüncü yaratigin sesini isittim.

6:8 Bakinca soluk renkli bir at gördüm. Binicisinin adi Ölümdü. Ölüler diyari onun ardinca geliyordu. Bunlara kiliçla, kitlikla, salgin hastalikla, yeryüzünün yabanil hayvanlariyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi.

6:9 Kuzu besinci mührü açinca, sunagin altinda, Tanrinin sözü ve sürdürdükleri taniklik nedeniyle öldürülenlerin canlarini gördüm.

6:10 Yüksek sesle feryat ederek söyle diyorlardi: ‹‹Kutsal ve gerçek olan Efendimiz! Yeryüzünde yasayanlari yargilayip onlardan kanimizin öcünü almak için daha ne kadar bekleyeceksin?››

6:11 Onlarin her birine beyaz birer kaftan verildi. Kendileri gibi öldürülecek olan öbür Tanri kullarinin ve kardeslerinin sayisi tamamlanincaya dek kisa bir süre daha beklemeleri istendi.

6:12 Kuzu altinci mührü açinca, büyük bir deprem oldugunu gördüm. Günes keçi kilindan yapilmis siyah bir çul gibi karardi. Ay bastan asagi kan rengine döndü.

6:13 Incir agaci, güçlü bir rüzgarla sarsildiginda nasil ham incirlerini dökerse, gökteki yildizlar da öylece yeryüzüne düstü.

6:14 Gökyüzü dürülen bir tomar gibi ortadan kalkti. Her dag, her ada yerinden sökülüp alindi.

6:15 Dünya krallari, büyükleri, komutanlari, zenginleri, güçlüleri, özgürü kölesi herkes magaralara, daglardaki kayalarin arasina gizlendiler.

6:16 Daglara, kayalara, ‹‹Üzerimize düsün!›› dediler, ‹‹Tahtta oturanin yüzünden ve Kuzunun gazabindan saklayin bizi!

6:17 Çünkü onlarin gazabinin büyük günü geldi. Buna kim dayanabilir?››

 Vahiy

7:1 Bundan sonra yeryüzünün dört kösesinde duran dört melek gördüm. Bunlar karaya, denize ya da herhangi bir agaç üzerine esmesin diye, yeryüzünün dört rüzgarini tutuyorlardi.

7:2 Sonra gündogusundan yükselen baska bir melek gördüm. Yasayan Tanrinin mührünü tasiyordu. Karaya, denize zarar vermek için yetki verilen dört melege yüksek sesle bagirdi:

7:3 ‹‹Biz Tanrimizin kullarini alinlarindan mühürleyene dek karaya, denize ya da agaçlara zarar vermeyin!››

7:4 Mühürlenmis olanlarin sayisini isittim. Israilogullarinin bütün oymaklarindan 144 000 kisi mühürlenmisti:

7:5 Yahuda oymagindan 12 000 kisi mühürlenmisti. Ruben oymagindan 12 000, Gad oymagindan 12 000,

7:6 Aser oymagindan 12 000, Naftali oymagindan 12 000, Manasse oymagindan 12 000,

7:7 Simon oymagindan 12 000, Levi oymagindan 12 000, Issakar oymagindan 12 000,

7:8 Zevulun oymagindan 12 000, Yusuf oymagindan 12 000, Benyamin oymagindan 12 000 kisi mühürlenmisti.

7:9 Bundan sonra gördüm ki, her ulustan, her oymaktan, her halktan, her dilden olusan, kimsenin sayamayacagi kadar büyük bir kalabalik tahtin ve Kuzunun önünde duruyordu. Hepsi de birer beyaz kaftan giymisti, ellerinde hurma dallari vardi.

7:10 Yüksek sesle bagiriyorlardi: ‹‹Kurtaris, tahtta oturan Tanrimiza Ve Kuzuya özgüdür!››

7:11 Bütün melekler tahtin, ihtiyarlarin ve dört yaratigin çevresinde duruyordu. Tahtin önünde yüzüstü yere kapanip Tanriya tapinarak söyle diyorlardi:

7:12 ‹‹Amin! Övgü, yücelik, bilgelik, Sükran, saygi, güç, kudret, Sonsuzlara dek Tanrimizin olsun! Amin!››

7:13 Bu sirada ihtiyarlardan biri bana sordu: ‹‹Beyaz kaftan giymis olan bu kisiler kim, nereden geldiler?››

7:14 ‹‹Sen bunu biliyorsun, efendim›› dedim. Bana dedi ki, ‹‹Bunlar o büyük sikintidan geçip gelenlerdir. Kaftanlarini Kuzunun kaniyla yikamis, bembeyaz etmislerdir.

7:15 Bunun için, ‹‹Tanrinin tahti önünde duruyor, Tapinaginda gece gündüz Ona tapiniyorlar. Tahtta oturan, çadirini onlarin üzerine gerecek.

7:16 Artik acikmayacak, Artik susamayacaklar. Ne günes ne kavurucu sicak Çarpacak onlari.

7:17 Çünkü tahtin ortasinda olan Kuzu onlari güdecek Ve yasam sularinin pinarlarina götürecek. Tanri gözlerinden bütün yaslari silecek.››

 Vahiy

8:1 Kuzu yedinci mührü açinca, gökte yarim saat kadar sessizlik oldu.

8:2 Tanrinin önünde duran yedi melegi gördüm. Onlara yedi borazan verildi.

8:3 Altin bir buhurdan tasiyan baska bir melek gelip sunagin önünde durdu. Tahtin önündeki altin sunakta bütün kutsallarin dualariyla birlikte sunmak üzere kendisine çok miktarda buhur verildi.

8:4 Kutsallarin dualariyla buhurun dumani, Tanrinin önünde melegin elinden yükseldi.

8:5 Melek buhurdani aldi, sunagin atesiyle doldurup yeryüzüne atti. Gök gürlemeleri, ugultular isitildi, simsekler çakti, yer sarsildi.

8:6 Yedi melek ellerindeki yedi borazani çalmaya hazirlandi.

8:7 Birinci melek borazanini çaldi. Kanla karisik dolu ve ates olustu, yeryüzüne yagdi. Yerin üçte biri, agaçlarin üçte biri ve bütün yesil otlar yandi.

8:8 Ikinci melek borazanini çaldi. Alev alev yanan, dag gibi büyük bir kütle denize atildi. Denizin üçte biri kana dönüstü.

8:9 Denizdeki yaratiklarin üçte biri öldü, gemilerin üçte biri yok oldu.

8:10 Üçüncü melek borazanini çaldi. Gökten mesale gibi yanan büyük bir yildiz irmaklarin üçte biri üzerine ve su pinarlarinin üzerine düstü.

8:11 Bu yildizin adi Pelindir. Sularin üçte biri pelin gibi acilasti. Acilasan sulardan içen birçok insan öldü.

8:12 Dördüncü melek borazanini çaldi. Günesin üçte biri, ayin üçte biri, yildizlarin üçte biri vuruldu. Sonuç olarak isiklarinin üçte biri söndü, gündüzün ve gecenin üçte biri isiksiz kaldi.

8:13 Sonra gögün ortasinda uçan bir kartal gördüm. Yüksek sesle söyle bagirdigini isittim: ‹‹Borazanlarini çalacak olan öbür üç melegin borazan seslerinden yeryüzünde yasayanlarin vay, vay, vay haline!››

 Vahiy

9:1 Besinci melek borazanini çaldi. Gökten yere düsmüs bir yildiz gördüm. Dipsiz derinliklere açilan kuyunun anahtari ona verildi.

9:2 Dipsiz derinliklerin kuyusunu açinca, kuyudan büyük bir ocagin dumani gibi bir duman çikti. Kuyunun dumanindan günes ve hava karardi.

9:3 Dumanin içinden yeryüzüne çekirgeler yagdi. Bunlara yeryüzündeki akreplerin gücüne benzer bir güç verilmisti.

9:4 Çekirgelere yeryüzündeki otlara, herhangi bir bitki ya da agaca degil de, yalniz alinlarinda Tanrinin mührü bulunmayan insanlara zarar vermeleri söylendi.

9:5 Bu insanlari öldürmelerine degil, bes ay süreyle iskence etmelerine izin verildi. Yaptiklari iskence akrebin insani soktugu zaman verdigi aciya benziyordu.

9:6 O günlerde insanlar ölümü arayacak, ama bulamayacaklar. Ölümü özleyecekler, ama ölüm onlardan kaçacak.

9:7 Çekirgelerin görünümü, savasa hazirlanmis atlara benziyordu. Baslarinda altin taçlara benzer basliklar vardi. Yüzleri insan yüzleri gibiydi.

9:8 Saçlari kadin saçina, disleri aslan disine benziyordu.

9:9 Demir zirhlara benzer gögüs zirhlari vardi. Kanatlarinin sesi savasa kosan çok sayida atli arabanin sesine benziyordu.

9:10 Akrebinkine benzer kuyruklari ve igneleri vardi. Kuyruklarinda, insanlara bes ay zarar verecek güce sahiptiler.

9:11 Baslarinda kral olarak dipsiz derinliklerin melegi vardi. Bu melegin Ibranice adi Avaddon, Grekçe adiysa Apolyondur.

9:12 Birinci ‹‹vay›› geçti, iste bundan sonra iki ‹‹vay›› daha geliyor.

9:13 Altinci melek borazanini çaldi. Tanrinin önündeki altin sunagin dört boynuzundan gelen bir ses isittim.

9:14 Ses, elinde borazan olan altinci melege, ‹‹Büyük Firat Irmaginin yaninda bagli duran dört melegi çöz›› dedi.

9:15 Tam o saat, o gün, o ay, o yil için hazir tutulan dört melek, insanlarin üçte birini öldürmek üzere çözüldü.

9:16 Atli ordularinin sayisi iki yüz milyondu, sayilarini duydum.

9:17 Görümümde atlari ve binicilerini gördüm. Ates, gökyakut ve kükürt renginde gögüs zirhlari kusanmislardi. Atlarin baslari aslan basina benziyordu. Agizlarindan ates, duman, kükürt fiskiriyordu.

9:18 Insanlarin üçte biri bunlarin agzindan fiskiran ates, duman ve kükürtten, bu üç beladan öldü.

9:19 Atlarin gücü agizlarinda ve kuyruklarindadir. Yilani andiran kuyruklarinin basiyla zarar verirler.

9:20 Geriye kalan insanlar, yani bu belalardan ölmemis olanlar, kendi elleriyle yaptiklari putlardan dönüp tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, isitemeyen, yürüyemeyen altin, gümüs, tunç, tas, tahta putlara tapmaktan vazgeçmediler.

9:21 Adam öldürmekten, büyü, fuhus, hirsizlik yapmaktan da tövbe etmediler.

 Vahiy

10:1 Sonra gökten inen güçlü baska bir melek gördüm. Buluta sarinmisti, basinin üzerinde gökkusagi vardi. Yüzü günese, ayaklari atesten sütunlara benziyordu.

10:2 Elinde açilmis küçük bir tomar vardi. Sag ayagini denize, sol ayagini karaya koyarak aslanin kükremesini andiran yüksek sesle bagirdi. O bagirinca, yedi gök gürlemesi dile gelip seslendiler.

10:4 Yedi gök gürlemesi seslendiginde yazmak üzereydim ki, gökten, ‹‹Yedi gök gürlemesinin söylediklerini mühürle, yazma!›› diyen bir ses isittim.

10:5 Denizle karanin üzerinde durdugunu gördügüm melek, sag elini göge kaldirdi.

10:6 Gögü ve göktekileri, yeri ve yerdekileri, denizi ve denizdekileri yaratanin, sonsuzluklar boyunca yasayanin hakki için ant içip dedi ki, ‹‹Artik gecikme olmayacak.

10:7 Yedinci melek borazanini çaldigi zaman, Tanrinin sir olan tasarisi tamamlanacak. Nitekim Tanri bunu, kullari peygamberlere müjdelemisti.››

10:8 Gökten isittigim ses benimle yine konusmaya basladi: ‹‹Git, denizle karanin üzerinde duran melegin elindeki açik tomari al›› dedi.

10:9 Melegin yanina gidip küçük tomari bana vermesini istedim. ‹‹Al, bunu ye!›› dedi. ‹‹Midende bir acilik yapacak, ama agzina bal gibi tatli gelecek.››

10:10 Küçük tomari melegin elinden alip yedim, agzimda bal gibi tatliydi. Ama yutunca midem acilasti.

10:11 Sonra bana söyle dendi: ‹‹Yine birçok halk, ulus, dil ve kralla ilgili olarak peygamberlikte bulunmalisin.››

 Vahiy

11:1 Bana degnege benzer bir ölçü kamisi verilip söyle dendi: ‹‹Git, Tanrinin Tapinagini ve sunagi ölç, orada tapinanlari say!

11:2 Tapinagin dis avlusunu birak, orayi ölçme. Çünkü orasi, kutsal kenti kirk iki ay ayaklariyla çigneyecek olan uluslara verildi.

11:3 Iki tanigima güç verecegim; çul giysiler içinde bin iki yüz altmis gün peygamberlik edecekler.››

11:4 Bunlar yeryüzünün Rabbi önünde duran iki zeytin agaciyla iki kandilliktir.

11:5 Biri onlara zarar vermeye kalkisirsa, agizlarindan ates fiskiracak ve düsmanlarini yiyip bitirecek. Onlara zarar vermek isteyen herkesin böyle öldürülmesi gerekir.

11:6 Peygamberlik ettikleri sürece yagmur yagmasin diye gögü kapamaya yetkileri vardir. Sulari kana dönüstürme ve yeryüzünü, kaç kez isterlerse, her türlü belayla vurma yetkisine sahiptirler.

11:7 Taniklik görevleri sona erince dipsiz derinliklerden çikan canavar onlarla savasacak, onlari yenip öldürecek.

11:8 Cesetleri, simgesel olarak Sodom ve Misir diye adlandirilan büyük kentin anayoluna serilecek. Onlarin Rabbi de orada çarmiha gerilmisti.

11:9 Her halktan, oymaktan, dilden, ulustan insan üç buçuk gün cesetlerini seyredecek, cesetlerinin mezara konulmasina izin vermeyecekler.

11:10 Yeryüzünde yasayanlar onlarin bu durumuna sevinip bayram edecek, birbirlerine armaganlar gönderecekler. Çünkü bu iki peygamber yeryüzünde yasayanlara çok eziyet etmisti.

11:11 Üç buçuk gün sonra iki peygamber, Tanridan gelen yasam solugunu alinca ayaga kalktilar. Onlari görenler dehsete kapildi.

11:12 Iki peygamber gökten gelen yüksek bir sesin, ‹‹Buraya çikin!›› dedigini isittiler. Sonra düsmanlarinin gözü önünde bir bulut içinde göge yükseldiler.

11:13 Tam o saatte siddetli bir deprem oldu, kentin onda biri yikildi. Depremde yedi bin kisi can verdi. Geriye kalanlar dehsete kapilip gökteki Tanriyi yücelttiler.

11:14 Ikinci ‹‹vay›› geçti. Iste, üçüncü ‹‹vay›› tez geliyor.

11:15 Yedinci melek borazanini çaldi. Gökte yüksek sesler duyuldu: ‹‹Dünyanin egemenligi Rabbimizin ve Mesihinin oldu. O sonsuzlara dek egemenlik sürecek.››

11:16 Tanrinin önünde tahtlarinda oturan yirmi dört ihtiyar yüzüstü yere kapandi. Tanriya tapinarak söyle dediler: ‹‹Her Seye Gücü Yeten, Var olan, var olmus olan Rab Tanri! Sana sükrediyoruz. Çünkü büyük gücünü kusanip Egemenlik sürmeye basladin.

11:18 Uluslar gazaba gelmislerdi. Simdiyse senin gazabin üzerlerine geldi. Ölüleri yargilamak, Kullarin olan peygamberleri, kutsallari, Küçük olsun büyük olsun, Senin adindan korkanlari ödüllendirmek Ve yeryüzünü mahvedenleri mahvetmek zamani da geldi.››

11:19 Ardindan Tanri'nin gökteki tapinagi açildi, tapinakta O'nun Antlasma Sandigi göründü. O anda simsekler çakti, ugultular, gök gürlemeleri isitildi. Yer sarsildi, siddetli bir dolu firtinasi koptu.

 Vahiy

12:1 Gökte olaganüstü bir belirti, günese sarinmis bir kadin göründü. Ay ayaklarinin altindaydi, basinda on iki yildizdan olusan bir taç vardi.

12:2 Kadin gebeydi. Dogum sancilari içinde kivraniyor, feryat ediyordu.

12:3 Ardindan gökte baska bir belirti göründü: Yedi basli, on boynuzlu, kizil renkli büyük bir ejderhaydi bu. Yedi basinda yedi taç vardi.

12:4 Kuyruguyla gökteki yildizlarin üçte birini sürükleyip yeryüzüne atti. Sonra dogum yapmak üzere olan kadinin önünde durdu; kadin dogurur dogurmaz ejderha çocugu yutacakti.

12:5 Kadin bir ogul, bütün uluslari demir çomakla güdecek bir erkek çocuk dogurdu. Çocuk hemen alinip Tanriya, Tanrinin tahtina götürüldü.

12:6 Kadinsa çöle kaçti. Orada bin iki yüz altmis gün beslenmesi için Tanri tarafindan hazirlanmis bir yeri vardi.

12:7 Gökte savas oldu. Mikaille melekleri ejderhayla savastilar. Ejderha kendi melekleriyle birlikte karsi koydu, ama gücü yetmedi. Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler.

12:9 Büyük ejderha -Iblis ya da Seytan denen, bütün dünyayi saptiran o eski yilan- melekleriyle birlikte yeryüzüne atildi.

12:10 Bundan sonra gökte yüksek bir sesin söyle dedigini duydum: ‹‹Tanrimizin kurtarisi, gücü, egemenligi Ve Mesihinin yetkisi simdi gerçeklesti. Çünkü kardeslerimizin suçlayicisi, Onlari Tanrimizin önünde gece gündüz suçlayan Asagi atildi.

12:11 Kardeslerimiz Kuzunun kaniyla Ve ettikleri taniklik bildirisiyle Onu yendiler. Ölümü göze alacak kadar Vazgeçmislerdi can sevgisinden.

12:12 Bunun için, ey gökler ve orada yasayanlar, Sevinin! Vay halinize, yer ve deniz! Çünkü Iblis zamaninin az oldugunu bilerek Büyük bir öfkeyle üzerinize indi.››

12:13 Ejderha yeryüzüne atildigini görünce, erkek çocugu doguran kadini kovalamaya basladi.

12:14 Yilanin önünden çöle, üç buçuk yil beslenecegi yere uçup kaçabilmesi için kadina büyük kartal kanatlari verildi.

12:15 Yilan agzindan, kadini selle süpürüp götürmek için onun ardindan irmak gibi su akitti.

12:16 Ama yeryüzü, agzini açip ejderhanin agzindan akittigi irmagi yutarak kadina yardim etti.

12:17 Bunun üzerine ejderha kadina öfkelendi. Kadinin soyundan geriye kalanlarla, Tanrinin buyruklarini yerine getirip Isaya tanikliklarini sürdürenlerle savasmaya gitti.

12:18 Denizin kiyisinda dikilip durdu.

 Vahiy

13:1 Sonra on boynuzlu, yedi basli bir canavarin denizden çiktigini gördüm. Boynuzlarinin üzerinde on taç vardi, baslarinin üzerinde küfür niteliginde adlar yaziliydi.

13:2 Gördügüm canavar parsa benziyordu. Ayaklari ayi ayagi, agzi aslan agzi gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtiyla birlikte büyük yetki verdi.

13:3 Canavarin baslarindan biri ölümcül bir yara almisa benziyordu. Ne var ki, bu ölümcül yara iyilesmisti. Bütün dünya saskinlik içinde canavarin ardindan gitti.

13:4 Insanlar canavara yetki veren ejderhaya taptilar. ‹‹Canavar gibisi var mi? Onunla kim savasabilir?›› diyerek canavara da taptilar.

13:5 Canavara, kurumlu sözler söyleyen, küfürler savuran bir agiz ve kirk iki ay süreyle kullanabilecegi bir yetki verildi.

13:6 Tanriya küfretmek, Onun adina ve konutuna, yani gökte yasayanlara küfretmek için agzini açti.

13:7 Kutsallarla savasip onlari yenmesine izin verildi. Canavar her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kilindi.

13:8 Yeryüzünde yasayan ve dünya kurulali beri bogazlanmis Kuzunun yasam kitabina adi yazilmamis olan herkes ona tapacak.

13:9 Kulagi olan isitsin!

13:10 Tutsak düsecek olan Tutsak düsecek. Kiliçla öldürülecek olan Kiliçla öldürülecek.

13:11 Bundan sonra baska bir canavar gördüm. Yerden çikan bu canavarin kuzu gibi iki boynuzu vardi, ama ejderha gibi ses çikariyordu.

13:12 Ilk canavarin bütün yetkisini onun adina kullaniyor, yeryüzünü ve orada yasayanlari ölümcül yarasi iyilesen ilk canavara tapmaya zorluyordu.

13:13 Insanlarin gözü önünde, gökten yere ates yagdiracak kadar büyük belirtiler gerçeklestiriyordu.

13:14 Ilk canavarin adina gerçeklestirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yasayanlari saptirdi. Onlara kiliçla yaralanan, ama sag kalan canavarin onuruna bir heykel yapmalarini buyurdu.

13:15 Canavarin heykeline yasam solugu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konusabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin.

13:16 Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sag eline ya da alnina bir isaret vurduruyordu.

13:17 Öyle ki, bu isareti, yani canavarin adini ya da adini simgeleyen sayiyi tasimayan ne bir sey satin alabilsin, ne de satabilsin.

13:18 Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayiyi hesaplasin. Çünkü bu sayi insani simgeler. Sayisi 666'dir.

 Vahiy

14:1 Sonra Kuzunun Siyon Daginda durdugunu gördüm. Onunla birlikte 144 000 kisi vardi. Alinlarinda kendisinin ve Babasinin adlari yaziliydi.

14:2 Gökten, gürül gürül akan sularin sesini, güçlü gök gürlemesini andiran bir ses isittim. Isittigim ses, lir çalanlarin çikardigi sese benziyordu.

14:3 Bu 144 000 kisi, tahtin önünde, dört yaratigin ve ihtiyarlarin önünde yeni bir ezgi söylüyordu. Yeryüzünden satin alinmis olan bu kisilerden baska kimse o ezgiyi ögrenemedi.

14:4 Kendilerini kadinlarla lekelememis olanlar bunlardir. Pak kisilerdir. Kuzu nereye giderse ardisira giderler. Tanriya ve Kuzuya ait olacaklarin ilk bölümü olmak üzere insanlar arasindan satin alinmislardir.

14:5 Agizlarindan hiç yalan çikmamistir. Kusursuzdurlar.

14:6 Bundan sonra gögün ortasinda uçan baska bir melek gördüm. Yeryüzünde yasayanlara -her ulusa, her oymaga, her dile, her halka- iletmek üzere sonsuza dek kalici olan Müjdeyi getiriyordu.

14:7 Yüksek sesle söyle diyordu: ‹‹Tanridan korkun! Onu yüceltin! Çünkü Onun yargilama saati geldi. Gögü, yeri, denizi, su pinarlarini yaratana tapinin!››

14:8 Ardindan gelen ikinci bir melek, ‹‹Yikildi! Kendi azgin fuhus sarabini bütün uluslara içiren büyük Babil yikildi!›› diyordu.

14:9 Onlari üçüncü bir melek izledi. Yüksek sesle söyle diyordu: ‹‹Bir kimse canavara ve heykeline taparsa, alnina ya da eline canavarin isaretini koydurursa, Tanri gazabinin kâsesinde saf olarak hazirlanmis Tanri öfkesinin sarabindan içecektir. Böylelerine kutsal meleklerin ve Kuzunun önünde ates ve kükürtle iskence edilecek.

14:11 Çektikleri iskencenin dumani sonsuzlara dek tütecek. Canavara ve heykeline tapip onun adinin isaretini alanlar gece gündüz rahat yüzü görmeyecekler.

14:12 Bu da, Tanrinin buyruklarini yerine getiren, Isaya imanlarini sürdüren kutsallarin sabrini gerektirir.››

14:13 Gökten bir ses isittim. ‹‹Yaz! Bundan böyle Rabbe ait olarak ölenlere ne mutlu!›› diyordu. Ruh, ‹‹Evet›› diyor, ‹‹Ugraslarindan dinlenecekler. Çünkü yaptiklari onlari izleyecek.››

14:14 Sonra beyaz bir bulut gördüm. Bulutun üzerinde ‹‹insanogluna benzer biri›› oturuyordu. Basinda altin bir taç, elinde keskin bir orak vardi.

14:15 Tapinaktan çikan baska bir melek bulutun üzerinde oturana yüksek sesle bagirdi: ‹‹Oragini uzat ve biç! Biçme saati geldi. Çünkü yerin ekini olgunlasmis bulunuyor.››

14:16 Bulutun üzerinde oturan, oragini yerin üzerine salladi, yerin ekini biçildi.

14:17 Gökteki tapinaktan baska bir melek çikti. Onun da keskin bir oragi vardi.

14:18 Ates üzerinde yetkili olan baska bir melek de sunaktan çikip geldi. Keskin oragi olana yüksek sesle, ‹‹Keskin oragini uzat!›› dedi. ‹‹Yerin asmasinin salkimlarini topla. Çünkü üzümleri olgunlasti.››

14:19 Bunun üzerine melek oragini yerin üzerine salladi. Yerin asmasinin ürününü toplayip Tanri öfkesinin büyük masarasina atti.

14:20 Kentin disinda çignenen masaradan kan akti. Kan, 1 600 ok atimi kadar yayilip atlarin gemlerine dek yükseldi.

 Vahiy

15:1 Gökte büyük ve sasilasi baska bir belirti gördüm: Son yedi belayi tasiyan yedi melekti. Çünkü Tanrinin öfkesi bu belalarla son buluyordu.

15:2 Atesle karisik camdan deniz gibi bir sey gördüm. Canavara, heykeline ve adini simgeleyen sayiya karsi zafer kazananlar, ellerinde Tanrinin verdigi lirlerle cam denizin üzerinde durmuslardi.

15:3 Tanri kulu Musanin ve Kuzunun ezgisini söylüyorlardi: ‹‹Her Seye Gücü Yeten Rab Tanri, Senin islerin büyük ve sasilasi islerdir. Ey uluslarin krali, Senin yollarin dogru ve adildir. Ya Rab, senden kim korkmaz, Adini kim yüceltmez? Çünkü kutsal olan yalniz sensin. Bütün uluslar gelip sana tapinacaklar. Çünkü adil islerin açikça görüldü.››

15:5 Bundan sonra gökteki tapinagin, yani Taniklik Çadirinin açildigini gördüm.

15:6 Yedi belayi tasiyan yedi melek temiz, parlak keten giysiler giymis, gögüslerine altin kusaklar sarinmis olarak tapinaktan çikti.

15:7 Dört yaratiktan biri yedi melege, sonsuzluklar boyunca yasayan Tanrinin öfkesiyle dolu yedi altin tas verdi.

15:8 Tapinak Tanri'nin yüceliginden ve gücünden ötürü dumanla doldu. Yedi melegin yedi belasi sona erinceye dek kimse tapinaga giremedi.

 Vahiy

16:1 Sonra tapinaktan yükselen gür bir sesin yedi melege, ‹‹Gidin, Tanrinin öfkesiyle dolu yedi tasi yeryüzüne bosaltin!›› dedigini isittim.

16:2 Birinci melek gidip tasini yeryüzüne bosaltti. Canavarin isaretini tasiyip heykeline tapanlarin üzerinde aci veren igrenç yaralar olustu.

16:3 Ikinci melek tasini denize bosaltti. Deniz ölü kanina benzer kana dönüstü, içindeki bütün canlilar öldü.

16:4 Üçüncü melek tasini irmaklara, su pinarlarina bosaltti; bunlar da kana dönüstü.

16:5 Sulardan sorumlu melegin söyle dedigini isittim: ‹‹Var olan, var olmus olan kutsal Tanri! Bu yargilarinda adilsin.

16:6 Kutsallarin ve peygamberlerin kanini döktükleri için, Içecek olarak sen de onlara kan verdin. Bunu hak ettiler.››

16:7 Sunaktan gelen bir sesin, ‹‹Evet, Her Seye Gücü Yeten Rab Tanri, Yargilarin dogru ve adildir››

16:8 Dördüncü melek tasini günese bosaltti. Bununla günese insanlari yakma gücü verildi.

16:9 Insanlar korkunç bir isiyla kavruldular. Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanriyi yücelteceklerine, Onun adina küfrettiler.

16:10 Besinci melek tasini canavarin tahtina bosaltti. Canavarin egemenligi karanliga gömüldü. Insanlar istiraptan dillerini isirdilar.

16:11 Istirap ve yaralarindan ötürü Gögün Tanrisina küfrettiler. Yaptiklarindan tövbe etmediler.

16:12 Altinci melek tasini büyük Firat Irmagina bosaltti. Gündogusundan gelen krallarin yolu açilsin diye irmagin sulari kurudu.

16:13 Bundan sonra ejderhanin agzindan, canavarin agzindan ve sahte peygamberin agzindan kurbagaya benzer üç kötü ruhun çiktigini gördüm.

16:14 Bunlar dogaüstü belirtiler gerçeklestiren cinlerin ruhlaridir. Her Seye Gücü Yeten Tanrinin büyük gününde olacak savas için bütün dünyanin krallarini toplamaya gidiyorlar.

16:15 ‹‹Iste hirsiz gibi geliyorum! Çiplak dolasmamak ve utanç içinde kalmamak için uyanik durup giysilerini üstünde bulundurana ne mutlu!››

16:16 Üç kötü ruh, krallari Ibranice Armagedon denilen yere topladilar.

16:17 Yedinci melek tasini havaya bosaltti. Tapinaktaki tahttan yükselen gür bir ses, ‹‹Tamam!›› dedi.

16:18 O anda simsekler çakti, ugultular, gök gürlemeleri isitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olali bu kadar büyük bir deprem olmamisti.

16:19 Büyük kent üçe bölündü. Uluslarin kentleri yerle bir oldu. Tanri büyük Babili animsadi, ona atesli gazabinin sarabini içeren kâseyi verdi.

16:20 Bütün adalar ortadan kalkti, daglar yok oldu.

16:21 Insanlarin üzerine gökten tanesi yaklasik kirk kilo agirliginda iri dolu yagdi. Dolu belasi öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanri'ya küfrettiler.

 Vahiy

17:1 Yedi tasi alan yedi melekten biri gelip benimle konustu: ‹‹Gel!›› dedi. ‹‹Sana engin sularin kenarinda oturan büyük fahisenin çarptirilacagi cezayi göstereyim.

17:2 Dünya krallari onunla fuhus yaptilar. Yeryüzünde yasayanlar onun fuhsunun sarabiyla sarhos oldular.››

17:3 Bundan sonra melek beni Ruhun yönetiminde çöle götürdü. Orada yedi basli, on boynuzlu, üzeri küfür niteliginde adlarla kapli kirmizi bir canavarin üstüne oturmus bir kadin gördüm.

17:4 Kadin, mor ve kirmizi giysilere bürünmüs, altinlar, degerli taslar, incilerle süslenmisti. Elinde igrenç seylerle, fuhsunun çirkeflikleriyle dolu altin bir kâse vardi.

17:5 Alnina su gizemli ad yazilmisti: BÜYÜK BABIL, DÜNYA FAHISELERININ VE IGRENÇLIKLERININ ANASI

17:6 Kadinin, kutsallarin ve Isaya taniklik etmis olanlarin kaniyla sarhos oldugunu gördüm. Onu görünce büyük bir saskinliga düstüm.

17:7 Melek bana, ‹‹Neden sastin?›› diye sordu. ‹‹Kadinin ve onu tasiyan yedi basli, on boynuzlu canavarin sirrini ben sana açiklayayim.

17:8 Gördügün canavar bir zamanlar vardi, ama simdi yok. Biraz sonra dipsiz derinliklerden çikacak ve yikima gidecek. Yeryüzünde yasayan ve dünya kurulali beri adlari yasam kitabina yazilmamis olanlar canavari görünce sasacaklar. Çünkü o bir zamanlar vardi, simdi yok, ama yine gelecek.

17:9 ‹‹Bunu anlamak için bilgelik gerek. Yedi bas, kadinin üzerinde oturdugu yedi tepedir; ayni zamanda yedi kraldir.

17:10 Bunlarin besi düstü, biri duruyor, ötekiyse henüz gelmedi. Gelince kisa süre kalmasi gerek.

17:11 Yasamis, ama simdi yok olan canavarin kendisi sekizinci kraldir. O da yedilerden biridir ve yikima gitmektedir.

17:12 Gördügün on boynuz henüz egemenlik sürmemis on kraldir; canavarla birlikte bir saat egemenlik sürmek üzere yetki alacaklar.

17:13 Düsünce birligi içinde olan bu krallar güçlerini ve yetkilerini canavara verecekler.

17:14 Kuzuya karsi savasacaklar, ama Kuzu onlari yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, krallarin Kralidir. Onunla birlikte olanlar, çagrilmis, seçilmis ve Ona sadik kalmis olanlardir.››

17:15 Bundan sonra melek bana, ‹‹Su gördügün sular -fahisenin kenarinda oturdugu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir›› dedi.

17:16 ‹‹Gördügün canavarla on boynuz fahiseden nefret edecek, onu perisan edip çiplak birakacaklar. Etini yiyip kendisini ateste yakacaklar.

17:17 Çünkü Tanri, amacini gerçeklestirme istegini onlarin yüregine koymustur. Öyle ki, Tanrinin sözleri yerine gelinceye dek kralliklarini canavara devretmekte sözbirligi edecekler.

17:18 Gördügün kadin dünya krallari üzerinde egemenlik süren büyük kenttir.››

 Vahiy

18:1 Bundan sonra büyük yetkiye sahip baska bir melegin gökten indigini gördüm. Yeryüzü onun görkemiyle aydinlandi.

18:2 Melek gür bir sesle bagirdi: ‹‹Yikildi! Büyük Babil yikildi! Cinlerin barinagi, Her kötü ruhun ugragi, Her murdar ve igrenç kusun siginagi oldu.

18:3 Çünkü bütün uluslar Azgin fuhsunun sarabindan içtiler. Dünya krallari da Onunla fuhus yaptilar. Dünya tüccarlari Onun asiri sefahatiyle zenginlestiler.››

18:4 Gökten baska bir ses isittim: ‹‹Ey halkim!›› diyordu. ‹‹Onun günahlarina ortak olmamak, Ugradigi belalara ugramamak için çik oradan!

18:5 Çünkü üst üste yigilan günahlari göge eristi, Ve Tanri onun suçlarini animsadi.

18:6 Babil nasil davrandiysa, karsiligini ona aynen verin, Yaptiklarinin iki katini ödeyin. Hazirladigi kâsedeki içkinin Iki katini hazirlayip ona içirin.

18:7 Kendini yücelttigi, sefahate verdigi oranda Istirap ve keder verin ona. Çünkü içinden diyor ki, ‹Tahtinda oturan bir kraliçeyim, dul degilim. Asla yas tutmayacagim!›

18:8 Bu nedenle basina gelecek belalar -Ölüm, yas ve kitlik- Bir gün içinde gelecek. Ates onu yiyip bitirecek. Çünkü onu yargilayan Rab Tanri güçlüdür.

18:9 ‹‹Kendisiyle fuhus yapan ve sefahatte yasayan dünya krallari onu yakan atesin dumanini görünce onun için aglayip dövünecekler.

18:10 Çektigi istiraptan dehsete düsecek, uzakta durup, ‹Vay basina koca kent, Vay basina güçlü kent Babil! Bir saat içinde cezani buldun› diyecekler.

18:11 ‹‹Dünya tüccarlari onun için aglayip yas tutuyor. Çünkü mallarini satin alacak kimse yok artik.

18:12 Altini, gümüsü, degerli taslari, incileri, ince keteni, ipegi, mor ve kirmizi kumaslari, her çesit kokulu agaci, fildisinden yapilmis her çesit esyayi, en pahali agaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapilmis her çesit mali, tarçin ve kakule, buhur, güzel kokulu yag, günnük, sarap, zeytinyagi, ince un ve bugdayi, sigirlari, koyunlari, atlari, arabalari ve köleleri, insanlarin canini satin alacak kimse yok artik.

18:14 ‹‹Diyecekler ki, ‹Caninin çektigi meyveler elinden gitti, Bütün degerli ve göz alici mallarin yok oldu. Insanlar bunlari bir daha göremeyecek.›

18:15 Babilde bu mallari satarak zenginlesen tüccarlar, kentin çektigi istiraptan dehsete düsecekler. Uzakta durup aglayacak, yas tutacaklar.

18:16 ‹‹ ‹Vay basina, vay!› diyecekler. ‹Ince keten, mor ve kirmizi kumas kusanmis, Altin, degerli tas ve incilerle süslenmis Koca kent!

18:17 Onca büyük zenginlik Bir saat içinde yok oldu.› atesin dumanini görünce uzakta durup, ‹Koca kent gibisi var mi?› diye feryat ettiler.

18:19 Baslarina toprak döktüler, yas tutup aglayarak feryat ettiler: ‹Vay basina koca kent, vay! Denizde gemileri olanlarin hepsi Onun sayesinde, onun degerli mallariyla Zengin olmuslardi. Kent bir saat içinde viraneye döndü.›

18:20 Ey gök, kutsallar, elçiler, peygamberler! Onun basina gelenlere sevinin! Çünkü Tanri onu yargilayip hakkinizi aldi.››

18:21 Sonra güçlü bir melek degirmen tasina benzer büyük bir tasi kaldirip denize atarak söyle dedi: ‹‹Koca kent Babil de Iste böyle siddetle atilacak Ve bir daha görülmeyecek.

18:22 Artik sende lir çalanlarin, ezgi okuyanlarin, Kaval ve borazan çalanlarin sesi Hiç isitilmeyecek. Artik sende hiçbir el sanatinin ustasi bulunmayacak. Sende artik degirmen sesi duyulmayacak.

18:23 Artik sende hiç kandil isigi parlamayacak. Sende artik gelin güvey sesi duyulmayacak. Senin tüccarlarin dünyanin büyükleriydi. Bütün uluslar senin büyücülügünle yoldan sapmisti.

18:24 Peygamberlerin, kutsallarin Ve yeryüzünde bogazlanan herkesin kani Sende bulundu.››

 Vahiy

19:1 Bundan sonra gökte büyük bir kalabaligin sesini andiran yüksek bir ses isittim. ‹‹Haleluya!›› diyorlardi. ‹‹Kurtaris, yücelik ve güç Tanrimiza özgüdür.

19:2 Çünkü Onun yargilari dogru ve adildir. Yeryüzünü fuhsuyla yozlastiran Büyük fahiseyi yargilayip Kendi kullarinin kaninin öcünü aldi.››

19:3 Ikinci kez, ‹‹Haleluya! Onun dumani sonsuzlara dek tütecek›› dediler.

19:4 Yirmi dört ihtiyarla dört yaratik yere kapanip, ‹‹Amin! Haleluya!›› diyerek tahtta oturan Tanriya tapindilar.

19:5 Sonra tahttan bir ses yükseldi: ‹‹Ey Tanrimizin bütün kullari! Küçük büyük, Ondan korkan hepiniz, Onu övün!››

19:6 Ardindan büyük bir kalabaligin, gürül gürül akan sularin, güçlü gök gürlemelerinin sesine benzer sesler isittim. ‹‹Haleluya!›› diyorlardi. ‹‹Çünkü Her Seye Gücü Yeten Rab Tanrimiz Egemenlik sürüyor.

19:7 Sevinelim, cosalim! Onu yüceltelim! Çünkü Kuzunun dügünü basliyor, Gelini hazirlandi.

19:8 Giymesi için ona temiz ve parlak Ince keten giysiler verildi.››

19:9 Sonra melek bana, ‹‹Yaz!›› dedi. ‹‹Ne mutlu Kuzunun dügün sölenine çagrilmis olanlara!›› Ardindan ekledi: ‹‹Bunlar gerçek sözlerdir, Tanrinin sözleridir.››

19:10 Ona tapinmak üzere ayaklarina kapandim. Ama o, ‹‹Sakin yapma!›› dedi. ‹‹Ben de senin ve Isaya tanikligini sürdüren kardeslerin gibi bir Tanri kuluyum. Tanriya tap! Çünkü Isaya taniklik, peygamberlik ruhunun özüdür.››

19:11 Bundan sonra gögün açilmis oldugunu, beyaz bir atin orada durdugunu gördüm. Binicisinin adi Sadik ve Gerçektir. Adaletle yargilar, savasir.

19:12 Gözleri alev alev yanan ates gibidir. Basinda çok sayida taç var. Üzerinde kendisinden baska kimsenin bilmedigi bir ad yazilidir.

19:13 Kana batirilmis bir kaftan giymisti. Tanrinin Sözü adiyla anilir.

19:14 Beyaz, temiz, ince ketene bürünmüs olan gökteki ordular, beyaz atlara binmis Onu izliyorlardi.

19:15 Agzindan uluslari vuracak keskin bir kiliç uzaniyor. Onlari demir çomakla güdecek. Her Seye Gücü Yeten Tanrinin atesli gazabinin sarabini üreten masarayi kendisi çigneyecek.

19:16 Kaftaninin ve kalçasinin üzerinde su ad yaziliydi: KRALLARIN KRALI VE RABLERIN RABBI

19:17 Bundan sonra güneste duran bir melek gördüm. Gögün ortasinda uçan bütün kuslari yüksek sesle çagirdi: ‹‹Krallarin, komutanlarin, güçlü adamlarin, atlarla binicilerinin, özgür köle, küçük büyük, hepsinin etini yemek için toplanin, Tanrinin büyük sölenine gelin!››

19:19 Sonra canavari, dünya krallarini ve onlarin ordularini, ata binmis Olanla Onun ordusuna karsi savasmak üzere toplanmis gördüm.

19:20 Canavarla onun önünde dogaüstü belirtiler gerçeklestiren sahte peygamber yakalandi. Sahte peygamber, canavarin isaretini alip heykeline tapanlari bu belirtilerle saptirmisti. Her ikisi de kükürtle yanan ates gölüne diri diri atildi.

19:21 Geriye kalanlar, ata binmis Olan'in agzindan uzanan kiliçla öldürüldü. Bütün kuslar bunlarin etiyle doydu.

 Vahiy

20:1 Sonra bir melegin gökten indigini gördüm. Elinde dipsiz derinliklerin anahtari ve büyük bir zincir vardi.

20:2 Melek ejderhayi -Iblis ya da Seytan denen o eski yilani- yakalayip bin yil için bagladi.

20:3 Bin yil tamamlanincaya dek uluslari bir daha saptirmasin diye onu dipsiz derinliklere atti, oraya kapayip girisi mühürledi. Bin yil geçtikten sonra kisa bir süre için serbest birakilmasi gerekiyor.

20:4 Bazi tahtlar ve bunlara oturanlari gördüm. Onlara yargilama yetkisi verilmisti. Isaya taniklik ve Tanrinin sözü ugruna basi kesilenlerin canlarini da gördüm. Bunlar, canavara ve heykeline tapmamis, alinlarina ve ellerine onun isaretini almamis olanlardi. Hepsi dirilip Mesihle birlikte bin yil egemenlik sürdüler.

20:5 Ilk dirilis budur. Ölülerin geri kalani bin yil tamamlanmadan dirilmedi.

20:6 Ilk dirilise dahil olanlar mutlu ve kutsaldir. Ikinci ölümün bunlarin üzerinde yetkisi yoktur. Onlar Tanrinin ve Mesihin kâhinleri olacak, Onunla birlikte bin yil egemenlik sürecekler.

20:7 Bin yil tamamlaninca Seytan atildigi zindandan serbest birakilacak.

20:8 Yeryüzünün dört bucagindaki uluslari -Gogla Magogu- saptirmak, savas için bir araya toplamak üzere zindandan çikacak. Toplananlarin sayisi deniz kumu kadar çoktur.

20:9 Yeryüzünün dört bir yanindan gelerek kutsallarin ordugahini ve sevilen kenti kusattilar. Ama gökten ates yagdi, onlari yakip yok etti.

20:10 Onlari saptiran Iblis ise canavarla sahte peygamberin de içinde bulundugu ates ve kükürt gölüne atildi. Gece gündüz, sonsuzlara dek iskence çekeceklerdir.

20:11 Sonra büyük, beyaz bir taht ve tahtta oturani gördüm. Yerle gök önünden kaçtilar, yok olup gittiler.

20:12 Tahtin önünde duran küçük büyük, ölüleri gördüm. Sonra kitaplar açildi. Yasam kitabi denen baska bir kitap daha açildi. Ölüler kitaplarda yazilanlara bakilarak yaptiklarina göre yargilandi.

20:13 Deniz kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyari da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri yaptiklarina göre yargilandi.

20:14 Ölüm ve ölüler diyari ates gölüne atildi. Iste bu ates gölü ikinci ölümdür.

20:15 Adi yasam kitabina yazilmamis olanlar ates gölüne atildi.

 Vahiy

21:1 Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmisti. Deniz de yoktu artik.

21:2 Kutsal kentin, yeni Yerusalimin gökten, Tanrinin yanindan indigini gördüm. Güveyi için hazirlanmis süslü bir gelin gibiydi.

21:3 Tahttan yükselen gür bir sesin söyle dedigini isittim: ‹‹Iste, Tanrinin konutu insanlarin arasindadir. Tanri onlarin arasinda yasayacak. Onlar Onun halki olacaklar, Tanrinin kendisi de onlarin arasinda bulunacak.

21:4 Onlarin gözlerinden bütün yaslari silecek. Artik ölüm olmayacak. Artik ne yas, ne aglayis, ne de istirap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalkti.››

21:5 Tahtta oturan, ‹‹Iste her seyi yeniliyorum›› dedi. Sonra, ‹‹Yaz!›› diye ekledi, ‹‹Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.››

21:6 Bana, ‹‹Tamam!›› dedi, ‹‹Alfa ve Omega, baslangiç ve son Benim. Susayana yasam suyunun pinarindan karsiliksiz su verecegim.

21:7 Galip gelen bunlari miras alacak. Ben onun Tanrisi olacagim, o da bana ogul olacak.

21:8 Ama korkak, imansiz, igrenç, adam öldüren, fuhus yapan, büyücü, putperest ve bütün yalancilara gelince, onlarin yeri, kükürtle yanan ates gölüdür. Ikinci ölüm budur.››

21:9 Son yedi belayla dolu yedi tasi tasiyan yedi melekten biri gelip benimle konustu. ‹‹Gel!›› dedi, ‹‹Kuzuya es olacak gelini sana göstereyim.››

21:10 Sonra melek beni Ruhun yönetiminde büyük, yüksek bir daga götürdü. Oradan bana gökten, Tanrinin yanindan inen ve Onun görkemiyle isildayan kutsal kenti, Yerusalimi gösterdi. Kentin isiltisi çok degerli bir tasin, billur gibi parildayan yesim tasinin isiltisina benziyordu.

21:12 Büyük ve yüksek surlari ve on iki kapisi vardi. Kapilari on iki melek bekliyordu. Kapilarin üzerine Israilogullarinin on iki oymaginin adlari yazilmisti.

21:13 Doguda üç kapi, kuzeyde üç kapi, güneyde üç kapi, batida üç kapi vardi.

21:14 Kenti çevreleyen surlarin on iki temel tasi bulunuyordu. Bunlarin üzerinde Kuzunun on iki elçisinin adlari yaziliydi.

21:15 Benimle konusan melegin elinde kenti ve kent kapilariyla surlari ölçmek için altin bir ölçü kamisi vardi.

21:16 Kent kare biçimindeydi, uzunlugu enine esitti. Melek kenti kamisla ölçtü, her bir yani 12 000 ok atimi geldi. Uzunlugu, eni ve yüksekligi birbirine esitti.

21:17 Melek surlari da ölçtü. Kullandigi insan ölçüsüne göre 144 arsindi.

21:18 Surlar yesimden yapilmisti. Kent ise, cam durulugunda saf altindandi.

21:19 Kent surlarinin temelleri her tür degerli tasla bezenmisti. Birinci temel tasi yesim, ikincisi laciverttasi, üçüncüsü akik, dördüncüsü zümrüt, besincisi damarli akik, altincisi kirmizi akik, yedincisi sari yakut, sekizincisi beril, dokuzuncusu topaz, onuncusu sarica zümrüt, on birincisi gökyakut, on ikincisi ametistti.

21:21 On iki kapi on iki inciydi; kapilarin her biri birer inciden yapilmisti. Kentin anayolu cam saydamliginda saf altindandi.

21:22 Kentte tapinak görmedim. Çünkü Her Seye Gücü Yeten Rab Tanri ve Kuzu, kentin tapinagidir.

21:23 Aydinlanmak için kentin günes ya da aya gereksinimi yoktur. Çünkü Tanrinin görkemi onu aydinlatiyor. Kuzu da onun çirasidir.

21:24 Uluslar kentin isiginda yürüyecekler. Dünya krallari servetlerini oraya getirecekler.

21:25 Kentin kapilari gündüz hiç kapanmayacak, orada gece olmayacak.

21:26 Uluslarin görkemi ve zenginligi oraya tasinacak.

21:27 Oraya murdar hiçbir sey, igrenç ve aldatici isler yapan hiç kimse asla girmeyecek; yalniz adlari Kuzu'nun yasam kitabinda yazili olanlar girecek.

 Vahiy

22:1 Melek bana Tanrinin ve Kuzunun tahtindan çikan billur gibi berrak yasam suyu irmagini gösterdi.

22:2 Kentin anayolunun ortasinda akan irmagin iki yaninda on iki çesit meyve üreten ve her ay meyvesini veren yasam agaci bulunuyordu. Agacin yapraklari uluslara sifa vermek içindir.

22:3 Artik hiçbir lanet kalmayacak. Tanrinin ve Kuzunun tahti kentin içinde olacak, kullari Ona tapinacak.

22:4 Onun yüzünü görecek, alinlarinda Onun adini tasiyacaklar.

22:5 Artik gece olmayacak. Çira isigina da günes isigina da gereksinmeleri olmayacak. Çünkü Rab Tanri onlara isik verecek ve sonsuzlara dek egemenlik sürecekler.

22:6 Melek bana, ‹‹Bu sözler güvenilir ve gerçektir›› dedi. ‹‹Peygamberlerin ruhlarinin Tanrisi olan Rab, yakin zamanda olmasi gereken olaylari kullarina göstermek için melegini gönderdi.››

22:7 ‹‹Iste tez geliyorum! Bu kitaptaki peygamberlik sözlerine uyana ne mutlu!››

22:8 Bunlari isiten ve gören ben Yuhannayim. Isitip gördügümde bunlari bana gösteren melege tapmak için ayaklarina kapandim.

22:9 Ama o bana, ‹‹Sakin yapma!›› dedi, ‹‹Ben senin, peygamber kardeslerin ve bu kitabin sözlerine uyanlar gibi bir Tanri kuluyum. Tanriya tap!››

22:10 Sonra bana, ‹‹Bu kitabin peygamberlik sözlerini mühürleme›› dedi, ‹‹Çünkü beklenen zaman yakindir.

22:11 Kötülük yapan, yine kötülük yapsin. Kirli olan, kirli islerini sürdürsün. Dogru olan, yine dogruyu yapsin. Kutsal olan kutsal kalsin.››

22:12 ‹‹Iste tez geliyorum! Verecegim ödüller yanimdadir. Herkese yaptiginin karsiligini verecegim.

22:13 Alfa ve Omega, birinci ve sonuncu, baslangiç ve son Benim.

22:14 ‹‹Kaftanlarini yikayan, böylelikle yasam agacindan yemeye hak kazanarak kapilardan geçip kente girenlere ne mutlu!

22:15 Köpekler, büyücüler, fuhus yapanlar, adam öldürenler, putperestler, yalani sevip hile yapanlarin hepsi disarida kalacaklar.

22:16 ‹‹Ben Isa, kiliselerle ilgili bu tanikligi sizlere iletsin diye melegimi gönderdim. Davutun kökü ve soyu Benim, parlak sabah yildizi Benim.››

22:17 Ruh ve Gelin, ‹‹Gel!›› diyorlar. Isiten, ‹‹Gel!›› desin. Susayan gelsin. Dileyen, yasam suyundan karsiliksiz alsin.

22:18 Bu kitaptaki peygamberlik sözlerini duyan herkesi uyariyorum! Her kim bu sözlere bir sey katarsa, Tanri da bu kitapta yazili belalari ona katacaktir.

22:19 Her kim bu peygamberlik kitabinin sözlerinden bir sey çikarirsa, Tanri da bu kitapta yazili yasam agacindan ve kutsal kentten ona düsen payi çikaracaktir.

22:20 Bunlara taniklik eden, ‹‹Evet, tez geliyorum!›› diyor. Amin! Gel, ya Rab Isa!

22:21 Rab Isa'nin lütfu kutsallarla birlikte olsun! Amin.