¼º°æÀü¼­ °³¿ªÇѱÛÆÇ 1956³â
Türkçe Incil
Bölüm  39  40  41  42  43  44  45  46  47  48  49  50

 Ã¢¼¼±â 39Àå / Yaratilis

39:1 ¿ä¼ÁÀÌ À̲ø·Á ¾Ö±Á¿¡ ³»·Á°¡¸Å ¹Ù·ÎÀÇ ½ÅÇÏ ½ÃÀ§´ëÀå ¾Ö±Á »ç¶÷ º¸µð¹ßÀÌ ±×¸¦ ±×¸®·Î µ¥·Á°£ À̽º¸¶¿¤ »ç¶÷ÀÇ ¼Õ¿¡¼­ ±×¸¦ »ç´Ï¶ó

39:1 Ismaililer Yusufu Misira götürmüstü. Firavunun görevlisi, muhafiz birligi komutani Misirli Potifar onu Ismaililerden satin almisti.

39:2 ¿©È£¿Í²²¼­ ¿ä¼Á°ú ÇÔ²² ÇϽùǷΠ±×°¡ ÇüÅëÇÑ ÀÚ°¡ µÇ¾î ±× ÁÖÀÎ ¾Ö±Á »ç¶÷ÀÇ Áý¿¡ ÀÖÀ¸´Ï

39:2 RAB Yusufla birlikteydi ve onu basarili kiliyordu. Yusuf Misirli efendisinin evinde kaliyordu.

39:3 ±× ÁÖÀÎÀÌ ¿©È£¿Í²²¼­ ±×¿Í ÇÔ²² ÇϽÉÀ» º¸¸ç ¶Ç ¿©È£¿Í²²¼­ ±×ÀÇ ¹ü»ç¿¡ ÇüÅëÄÉ ÇϽÉÀ» º¸¾Ò´õ¶ó

39:3 Efendisi RABbin Yusufla birlikte oldugunu, yaptigi her iste onu basarili kildigini gördü.

39:4 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ÁÖÀο¡°Ô ÀºÇý¸¦ ÀÔ¾î ¼¶±â¸Å ±×°¡ ¿ä¼ÁÀ¸·Î °¡Á¤ Ãѹ«¸¦ »ï°í Àڱ⠼ÒÀ¯¸¦ ´Ù ±× ¼Õ¿¡ À§ÀÓÇÏ´Ï

39:4 Yusuftan hosnut kalarak onu özel hizmetine aldi. Evinin ve sahip oldugu her seyin sorumlulugunu ona verdi.

39:5 ±×°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô ÀÚ±â Áý°ú ±× ¸ðµç ¼ÒÀ¯¹°À» ÁÖ°üÇÏ°Ô ÇÑ ¶§ºÎÅÍ ¿©È£¿Í²²¼­ ¿ä¼ÁÀ» À§ÇÏ¿© ±× ¾Ö±Á »ç¶÷ÀÇ Áý¿¡ º¹À» ³»¸®½Ã¹Ç·Î ¿©È£¿ÍÀÇ º¹ÀÌ ±×ÀÇ Áý°ú ¹ç¿¡ ÀÖ´Â ¸ðµç ¼ÒÀ¯¿¡ ¹ÌÄ£Áö¶ó

39:5 Yusufu evinin ve sahip oldugu her seyin sorumlusu atadigi andan itibaren RAB Yusuf sayesinde Potifarin evini kutsadi. Evini, tarlasini, kendisine ait her seyi bereketli kildi.

39:6 ÁÖÀÎÀÌ ±× ¼ÒÀ¯¸¦ ´Ù ¿ä¼ÁÀÇ ¼Õ¿¡ À§ÀÓÇÏ°í ÀÚ±â ½Ä·á ¿Ü¿¡´Â °£¼·ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´´õ¶ó ¿ä¼ÁÀº ¿ë¸ð°¡ ÁؼöÇÏ°í ¾Æ´ãÇÏ¿´´õ¶ó

39:6 Potifar sahip oldugu her seyin sorumlulugunu Yusufa verdi; yedigi yemek disinda hiçbir seyle ilgilenmedi. Yusuf güzel yapili, yakisikliydi.

39:7 ±× ÈÄ¿¡ ±× ÁÖÀÎÀÇ Ã³°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô ´«ÁþÇÏ´Ù°¡ µ¿Ä§Çϱ⸦ ûÇÏ´Ï

39:7 Bir süre sonra efendisinin karisi ona göz koyarak, ‹‹Benimle yat›› dedi.

39:8 ¿ä¼ÁÀÌ °ÅÀýÇϸç ÀÚ±â ÁÖÀÎÀÇ Ã³¿¡°Ô À̸£µÇ ³ªÀÇ ÁÖÀÎÀÌ °¡Áß Á¦¹Ý ¼ÒÀ¯¸¦ °£¼·Áö ¾Æ´ÏÇÏ°í ´Ù ³» ¼Õ¿¡ À§ÀÓÇÏ¿´À¸´Ï

39:8 Ama Yusuf reddetti. ‹‹Ben burada oldugum için efendim evdeki hiçbir seyle ilgilenme geregini duymuyor›› dedi, ‹‹Sahip oldugu her seyin yönetimini bana verdi.

39:9 ÀÌ Áý¿¡´Â ³ªº¸´Ù Å« ÀÌ°¡ ¾øÀ¸¸ç ÁÖÀÎÀÌ ¾Æ¹«°Íµµ ³»°Ô ±ÝÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´¾îµµ ±ÝÇÑ °ÍÀº ´ç½Å»ÓÀÌ´Ï ´ç½ÅÀº Àڱ⠾Ƴ»ÀÓÀ̶ó ±×·±Áï ³»°¡ ¾îÂî ÀÌ Å« ¾ÇÀ» ÇàÇÏ¿© Çϳª´Ô²² µæÁËÇϸ®À̱î

39:9 Bu evde ben de onun kadar yetkiliyim. Senin disinda hiçbir seyi benden esirgemedi. Sen onun karisisin. Nasil böyle bir kötülük yapar, Tanriya karsi günah islerim?››

39:10 ¿©ÀÎÀÌ ³¯¸¶´Ù ¿ä¼Á¿¡°Ô ûÇÏ¿´À¸³ª ¿ä¼ÁÀÌ µèÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿© µ¿Ä§ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÒ »Ó´õ·¯ ÇÔ²² ÀÖÁöµµ ¾Æ´ÏÇϴ϶ó

39:10 Potifarin karisi her gün kendisiyle yatmasi ya da birlikte olmasi için direttiyse de, Yusuf onun istegini kabul etmedi.

39:11 ±×·¯ÇÒ ¶§¿¡ ¿ä¼ÁÀÌ ½Ã¹«ÇÏ·¯ ±× Áý¿¡ µé¾î°¬´õ´Ï ±× Áý »ç¶÷Àº Çϳªµµ °Å±â ¾ø¾ú´õ¶ó

39:11 Bir gün Yusuf olagan islerini yapmak üzere eve gitti. Içerde ev halkindan hiç kimse yoktu.

39:12 ±× ¿©ÀÎÀÌ ±× ¿ÊÀ» Àâ°í °¡·ÎµÇ ³ª¿Í µ¿Ä§ÇÏÀÚ ¿ä¼ÁÀÌ Àڱ⠿ÊÀ» ±× ¼Õ¿¡ ¹ö¸®°í µµ¸ÁÇÏ¿© ³ª°¡¸Å

39:12 Potifarin karisi Yusufun giysisini tutarak, ‹‹Benimle yat›› dedi. Ama Yusuf giysisini onun elinde birakip evden disari kaçti.

39:13 ±×°¡ ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¿ÊÀ» Àڱ⠼տ¡ ¹ö·ÁµÎ°í µµ¸ÁÇÏ¿© ³ª°¨À» º¸°í

39:13 Kadin Yusufun giysisini birakip kaçtigini görünce,

39:14 Áý »ç¶÷µéÀ» ºÒ·¯¼­ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ º¸¶ó ÁÖÀÎÀÌ È÷ºê¸® »ç¶÷À» ¿ì¸®¿¡°Ô µ¥·Á´Ù°¡ ¿ì¸®¸¦ Èñ·ÕÇÏ°Ô Çϵµ´Ù ±×°¡ ³ª¸¦ °Ì°£ÄÚÀÚ ³»°Ô·Î µé¾î¿À±â·Î ³»°¡ Å©°Ô ¼Ò¸®Áú·¶´õ´Ï

39:14 usaklarini çagirdi. ‹‹Bakin suna!›› dedi, ‹‹Kocamin getirdigi bu Ibrani bizi rezil etti. Yanima geldi, benimle yatmak istedi. Ben de bagirdim.

39:15 ±×°¡ ³ªÀÇ ¼Ò¸®Áú·¯ ºÎ¸§À» µè°í ±× ¿ÊÀ» ³»°Ô ¹ö·ÁµÎ°í µµ¸ÁÇÏ¿© ³ª°¬´À´Ï¶ó ÇÏ°í

39:15 Bagirdigimi duyunca giysisini yanimda birakip disari kaçti.››

39:16 ±× ¿ÊÀ» °ç¿¡ µÎ°í ÀÚ±â ÁÖÀÎÀÌ ÁýÀ¸·Î µ¹¾Æ¿À±â¸¦ ±â´Ù·Á

39:16 Efendisi eve gelinceye kadar Yusufun giysisini yaninda alikoydu.

39:17 ÀÌ ¸»·Î ±×¿¡°Ô °íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ´ç½ÅÀÌ ¿ì¸®¿¡°Ô µ¥·Á¿Â È÷ºê¸® Á¾ÀÌ ³ª¸¦ Èñ·ÕÄÚÀÚ ³»°Ô·Î µé¾î¿Ô±â·Î

39:17 Ona da ayni seyleri anlatti: ‹‹Buraya getirdigin Ibrani köle yanima gelip beni asagilamak istedi.

39:18 ³»°¡ ¼Ò¸®Áú·¯ ºÒ·¶´õ´Ï ±×°¡ ±× ¿ÊÀ» ³»°Ô ¹ö·ÁµÎ°í µµ¸ÁÇÏ¿© ³ª°¬³ªÀÌ´Ù

39:18 Ama ben bagirinca giysisini yanimda birakip kaçti.››

39:19 ¡Û ÁÖÀÎÀÌ ±× ¾Æ³»°¡ Àڱ⿡°Ô °íÇϱ⸦ ´ç½ÅÀÇ Á¾ÀÌ ³»°Ô ÀÌ°°ÀÌ ÇàÇÏ¿´´Ù ÇÏ´Â ¸»À» µè°í ½ÉÈ÷ ³ëÇÑÁö¶ó

39:19 Karisinin, ‹‹Kölen bana böyle yapti›› diyerek anlattiklarini duyunca, Yusufun efendisinin öfkesi tepesine çikti.

39:20 ÀÌ¿¡ ¿ä¼ÁÀÇ ÁÖÀÎÀÌ ±×¸¦ Àâ¾Æ ¿Á¿¡ ³ÖÀ¸´Ï ±× ¿ÁÀº ¿ÕÀÇ Á˼ö¸¦ °¡µÎ´Â °÷À̾ú´õ¶ó ¿ä¼ÁÀÌ ¿Á¿¡ °¤ÇûÀ¸³ª

39:20 Yusufu yakalayip zindana, kralin tutsaklarinin bagli oldugu yere atti. Ama Yusuf zindandayken

39:21 ¿©È£¿Í²²¼­ ¿ä¼Á°ú ÇÔ²² ÇÏ½Ã°í ±×¿¡°Ô ÀÎÀÚ¸¦ ´õÇÏ»ç Àü¿Á¿¡°Ô ÀºÇý¸¦ ¹Þ°Ô ÇϽøÅ

39:21 RAB onunla birlikteydi. Ona iyilik etti. Zindancibasi Yusuftan hosnut kaldi.

39:22 Àü¿ÁÀÌ ¿ÁÁß Á˼ö¸¦ ´Ù ¿ä¼ÁÀÇ ¼Õ¿¡ ¸Ã±â¹Ç·Î ±× Á¦¹Ý »ç¹«¸¦ ¿ä¼ÁÀÌ Ã³¸®ÇÏ°í

39:22 Bütün tutsaklarin yönetimini ona verdi. Zindanda olup biten her seyden Yusuf sorumluydu.

39:23 Àü¿ÁÀº ±×ÀÇ ¼Õ¿¡ ¸Ã±ä °ÍÀ» ¹«¾ùÀ̵çÁö µ¹¾Æº¸Áö ¾Æ´ÏÇÏ¿´À¸´Ï ÀÌ´Â ¿©È£¿Í²²¼­ ¿ä¼Á°ú ÇÔ²² ÇϽÉÀÌ¶ó ¿©È£¿Í²²¼­ ±×ÀÇ ¹ü»ç¿¡ ÇüÅëÄÉ Çϼ̴õ¶ó

39:23 Zindancibasi Yusuf'un sorumlu oldugu islerle hiç ilgilenmezdi. Çünkü RAB Yusuf'la birlikteydi ve yaptigi her iste onu basarili kiliyordu.

 Ã¢¼¼±â 40Àå / Yaratilis

40:1 ±× ÈÄ¿¡ ¾Ö±Á ¿ÕÀÇ ¼ú ¸ÃÀº ÀÚ¿Í ¶± ±Á´Â ÀÚ°¡ ±× ÁÖ ¾Ö±Á ¿Õ¿¡°Ô ¹üÁËÇÑÁö¶ó

40:1 Bir süre sonra Misir Kralinin sakisiyle firincisi efendilerini gücendirdiler.

40:2 ¹Ù·Î°¡ ±× µÎ °ü¿øÀå °ð ¼ú ¸ÃÀº °ü¿øÀå°ú ¶± ±Á´Â °ü¿øÀå¿¡°Ô ³ëÇÏ¿©

40:2 Firavun bu iki görevlisine, bas sakiyle firincibasina öfkelendi.

40:3 ±×µéÀ» ½ÃÀ§´ëÀåÀÇ Áý ¾È¿¡ ÀÖ´Â ¿Á¿¡ °¡µÎ´Ï °ð ¿ä¼ÁÀÇ °¤Èù °÷À̶ó

40:3 Onlari muhafiz birligi komutaninin evinde, Yusufun tutsak oldugu zindanda göz altina aldi.

40:4 ½ÃÀ§´ëÀåÀÌ ¿ä¼ÁÀ¸·Î ±×µé¿¡°Ô ¼öÁ¾ÇÏ°Ô ÇϸŠ¿ä¼ÁÀÌ ±×µéÀ» ¼¶°å´õ¶ó ±×µéÀÌ °¤Èù Áö ¼öÀÏÀ̶ó

40:4 Muhafiz birligi komutani Yusufu onlarin hizmetine atadi. Bir süre zindanda kaldilar.

40:5 ¿Á¿¡ °¤Èù ¾Ö±Á ¿ÕÀÇ ¼ú ¸ÃÀº ÀÚ¿Í ¶± ±Á´Â ÀÚ µÎ »ç¶÷ÀÌ ÇÏ·í¹ã¿¡ ²ÞÀ» ²Ù´Ï °¢±â ¸ùÁ¶°¡ ´Ù¸£´õ¶ó

40:5 Firavunun sakisiyle firincisi tutsak olduklari zindanda ayni gece birer düs gördüler. Düsleri farkli anlamlar tasiyordu.

40:6 ¾Æħ¿¡ ¿ä¼ÁÀÌ µé¾î°¡ º¸´Ï ±×µé¿¡°Ô ±Ù½É ºûÀÌ ÀÖ´ÂÁö¶ó

40:6 Sabah Yusuf yanlarina gittiginde, onlari tedirgin gördü.

40:7 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ÁÖÀÎÀÇ Áý¿¡ ÀÚ±â¿Í ÇÔ²² °¤Èù ¹Ù·ÎÀÇ °ü¿øÀå¿¡°Ô ¹¯µÇ ´ç½ÅµéÀÌ ¿À´Ã ¾îÂîÇÏ¿© ±Ù½É ºûÀÌ ÀÖ³ªÀ̱î

40:7 Efendisinin evinde, kendisiyle birlikte zindanda kalan firavunun görevlilerine, ‹‹Niçin suratiniz asik bugün?›› diye sordu.

40:8 ±×µéÀÌ ±×¿¡°Ô À̸£µÇ ¿ì¸®°¡ ²ÞÀ» ²Ù¾úÀ¸³ª À̸¦ Çؼ®ÇÒ ÀÚ°¡ ¾øµµ´Ù ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ Çؼ®Àº Çϳª´Ô²² ÀÖÁö ¾Æ´ÏÇÏ´ÏÀ̱î ûÄÁ´ë ³»°Ô °íÇϼҼ­

40:8 ‹‹Düs gördük ama yorumlayacak kimse yok›› dediler. Yusuf, ‹‹Yorum Tanriya özgü degil mi?›› dedi, ‹‹Lütfen düsünüzü bana anlatin.››

40:9 ¡Û ¼ú ¸ÃÀº °ü¿øÀåÀÌ ±× ²ÞÀ» ¿ä¼Á¿¡°Ô ¸»ÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³»°¡ ²Þ¿¡ º¸´Ï ³» ¾Õ¿¡ Æ÷µµ³ª¹«°¡ Àִµ¥

40:9 Bas saki düsünü Yusufa anlatti: ‹‹Düsümde önümde bir asma gördüm.

40:10 ±× ³ª¹«¿¡ ¼¼ °¡Áö°¡ ÀÖ°í ½ÏÀÌ ³ª¼­ ²ÉÀÌ ÇÇ°í Æ÷µµ¼ÛÀÌ°¡ À;ú°í

40:10 Üç çubugu vardi. Tomurcuklar açar açmaz çiçeklendi, salkim salkim üzüm verdi.

40:11 ³» ¼Õ¿¡ ¹Ù·ÎÀÇ ÀÜÀÌ ÀÖ±â·Î ³»°¡ Æ÷µµ¸¦ µû¼­ ±× ÁóÀ» ¹Ù·ÎÀÇ ÀÜ¿¡ Â¥¼­ ±× ÀÜÀ» ¹Ù·ÎÀÇ ¼Õ¿¡ µå·È³ë¶ó

40:11 Firavunun kâsesi elimdeydi. Üzümleri alip firavunun kâsesine siktim. Sonra kâseyi ona verdim.››

40:12 ¿ä¼ÁÀÌ ±×¿¡°Ô À̸£µÇ ±× Çؼ®ÀÌ ÀÌ·¯ÇÏ´Ï ¼¼ °¡Áö´Â »çÈêÀ̶ó

40:12 Yusuf, ‹‹Bu su anlama gelir›› dedi, ‹‹Üç çubuk üç gün demektir.

40:13 Áö±ÝºÎÅÍ »çÈê ¾È¿¡ ¹Ù·Î°¡ ´ç½ÅÀÇ ¸Ó¸®¸¦ µé°í ´ç½ÅÀÇ ÀüÁ÷À» ȸº¹Çϸ®´Ï ´ç½ÅÀÌ ÀÌ¿Õ¿¡ ¼ú ¸ÃÀº ÀÚ°¡ µÇ¾úÀ» ¶§¿¡ ÇÏ´ø °Í °°ÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ ÀÜÀ» ±× ¼Õ¿¡ ¹Þµé°Ô µÇ¸®ÀÌ´Ù

40:13 Üç gün içinde firavun seni zindandan çikaracak, yine eski görevine döneceksin. Geçmiste oldugu gibi yine ona sakilik yapacaksin.

40:14 ´ç½ÅÀÌ µæÀÇÇÏ°Åµç ³ª¸¦ »ý°¢ÇÏ°í ³»°Ô ÀºÇý¸¦ º£Ç®¾î¼­ ³» »çÁ¤À» ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇÏ¿© ÀÌ Áý¿¡¼­ ³ª¸¦ °ÇÁ®³»¼Ò¼­

40:14 Ama her sey yolunda giderse, lütfen beni animsa. Bir iyilik yap, firavuna benden söz et. Çikar beni bu zindandan.

40:15 ³ª´Â È÷ºê¸® ¶¥¿¡¼­ ²ø·Á¿Â ÀÚ¿ä ¿©±â¼­µµ ¿Á¿¡ °¤Èú ÀÏÀº ÇàÄ¡ ¾Æ´ÏÇÏ¿´³ªÀÌ´Ù

40:15 Çünkü ben Ibrani ülkesinden zorla kaçirildim. Burada da zindana atilacak bir sey yapmadim.››

40:16 ¡Û ¶± ±Á´Â °ü¿øÀåÀÌ ±× Çؼ®ÀÌ ±æÇÔÀ» º¸°í ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³ªµµ ²Þ¿¡ º¸´Ï Èò ¶± ¼¼ ±¤ÁÖ¸®°¡ ³» ¸Ó¸®¿¡ ÀÖ°í

40:16 Firincibasi bu iyi yorumu duyunca, Yusufa, ‹‹Ben de bir düs gördüm›› dedi, ‹‹Basimin üstünde üç sepet beyaz ekmek vardi.

40:17 ±× À­±¤ÁÖ¸®¿¡ ¹Ù·Î¸¦ À§ÇÏ¿© ¸¸µç °¢Á¾ ±¸¿î ½Ä¹°ÀÌ Àִµ¥ »õµéÀÌ ³» ¸Ó¸®ÀÇ ±¤ÁÖ¸®¿¡¼­ ±×°ÍÀ» ¸Ô´õ¶ó

40:17 En üstteki sepette firavun için pisirilmis çesitli pastalar vardi. Kuslar basimin üstündeki sepetten pastalari yiyorlardi.››

40:18 ¿ä¼ÁÀÌ ´ë´äÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ±× Çؼ®Àº ÀÌ·¯ÇÏ´Ï ¼¼ ±¤ÁÖ¸®´Â »çÈêÀ̶ó

40:18 Yusuf, ‹‹Bu su anlama gelir›› dedi, ‹‹Üç sepet üç gün demektir.

40:19 Áö±ÝºÎÅÍ »çÈê ¾È¿¡ ¹Ù·Î°¡ ´ç½ÅÀÇ ¸Ó¸®¸¦ ²÷°í ´ç½ÅÀ» ³ª¹«¿¡ ´Þ¸®´Ï »õµéÀÌ ´ç½ÅÀÇ °í±â¸¦ ¶â¾î ¸ÔÀ¸¸®ÀÌ´Ù ÇÏ´õ´Ï

40:19 Üç gün içinde firavun seni zindandan çikarip agaca asacak. Kuslar etini yiyecekler.››

40:20 Á¦ »ï ÀÏÀº ¹Ù·ÎÀÇ ÅºÀÏÀ̶ó ¹Ù·Î°¡ ¸ðµç ½ÅÇϸ¦ À§ÇÏ¿© ÀÜÄ¡ÇÒ ¶§¿¡ ¼ú ¸ÃÀº °ü¿øÀå°ú ¶± ±Á´Â °ü¿øÀåÀ¸·Î ¸Ó¸®¸¦ ±× ½ÅÇÏ Áß¿¡ µé°Ô Çϴ϶ó

40:20 Üç gün sonra, firavun dogum gününde bütün görevlilerine bir sölen verdi. Görevlilerinin önünde bas sakisiyle firincibasini zindandan çikardi.

40:21 ¹Ù·ÎÀÇ ¼ú ¸ÃÀº °ü¿øÀåÀº ÀüÁ÷À» ȸº¹ÇϸŠ±×°¡ ÀÜÀ» ¹Ù·ÎÀÇ ¼Õ¿¡ ¹Þµé¾î µå·È°í

40:22 ¶± ±Á´Â °ü¿øÀåÀº ¸Å¿© ´Þ¸®´Ï ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô Çؼ®ÇÔ°ú °°ÀÌ µÇ¾úÀ¸³ª

40:21 Yusufun yaptigi yoruma uygun olarak bas sakisini eski görevine atadi. Bas saki firavuna sarap sunmaya basladi. Ama firavun firincibasini astirdi.

40:23 ¼ú ¸ÃÀº °ü¿øÀåÀÌ ¿ä¼ÁÀ» ±â¾ïÁö ¾Ê°í Àؾú´õ¶ó

40:23 Gelgelelim, bas saki Yusuf'u animsamadi, unuttu gitti.

 Ã¢¼¼±â 41Àå / Yaratilis

41:1 ¸¸ ÀÌ ³â ÈÄ¿¡ ¹Ù·Î°¡ ²ÞÀ» ²ÛÁï ÀڱⰡ Çϼö°¡¿¡ ¼¹´Âµ¥

41:1 Tam iki yil sonra firavun bir düs gördü: Nil Irmaginin kiyisinda duruyordu.

41:2 º¸´Ï ¾Æ¸§´ä°í »ìÁø ÀÏ°ö ¾Ï¼Ò°¡ Çϼö¿¡¼­ ¿Ã¶ó¿Í °¥¹ç¿¡¼­ ¶â¾î¸Ô°í

41:2 Irmaktan güzel ve semiz yedi inek çikti. Sazlar arasinda otlamaya basladilar.

41:3 ±× µÚ¿¡ ¶Ç Èä¾ÇÇÏ°í Æĸ®ÇÑ ´Ù¸¥ ÀÏ°ö ¾Ï¼Ò°¡ Çϼö¿¡¼­ ¿Ã¶ó¿Í ±× ¼Ò¿Í ÇÔ²² Çϼö°¡¿¡ ¼¹´õ´Ï

41:3 Sonra yedi çirkin ve ciliz inek çikti. Irmagin kiyisinda öbür ineklerin yaninda durdular.

41:4 ±× Èä¾ÇÇÏ°í Æĸ®ÇÑ ¼Ò°¡ ±× ¾Æ¸§´ä°í »ìÁø ÀÏ°ö ¼Ò¸¦ ¸ÔÀºÁö¶ó ¹Ù·Î°¡ °ð ±ú¾ú´Ù°¡

41:4 Çirkin ve ciliz inekler güzel ve semiz yedi inegi yiyince, firavun uyandi.

41:5 ´Ù½Ã ÀáÀÌ µé¾î ²ÞÀ» ²Ù´Ï ÇÑ Áٱ⿡ ¹«¼ºÇÏ°í Ãæ½ÇÇÑ ÀÏ°ö ÀÌ»èÀÌ ³ª¿À°í

41:5 Yine uykuya daldi, bu kez baska bir düs gördü: Bir sapta yedi güzel ve dolgun basak bitti.

41:6 ±× ÈÄ¿¡ ¶Ç ¼¼¾àÇÏ°í µ¿Ç³¿¡ ¸¶¸¥ ÀÏ°ö ÀÌ»èÀÌ ³ª¿À´õ´Ï

41:6 Sonra, ciliz ve dogu rüzgariyla kavrulmus yedi basak daha bitti.

41:7 ±× ¼¼¾àÇÑ ÀÏ°ö ÀÌ»èÀÌ ¹«¼ºÇÏ°í Ãæ½ÇÇÑ ÀÏ°ö ÀÌ»èÀ» »ïŲÁö¶ó ¹Ù·Î°¡ ±üÁï ²ÞÀ̶ó

41:7 Ciliz basaklar, yedi güzel ve dolgun basagi yuttular. Firavun uyandi, düs gördügünü anladi.

41:8 ¾Æħ¿¡ ±× ¸¶À½ÀÌ ¹ø¹ÎÇÏ¿© º¸³»¾î ¾Ö±ÁÀÇ ¼ú°´°ú ¹Ú»ç¸¦ ¸ðµÎ ºÒ·¯ ±×µé¿¡°Ô ±× ²ÞÀ» °íÇÏ¿´À¸³ª ±×°ÍÀ» ¹Ù·Î¿¡°Ô Çؼ®ÇÏ´Â ÀÚ°¡ ¾ø¾ú´õ¶ó

41:8 Sabah uyandiginda kaygiliydi. Bütün Misirli büyücüleri, bilgeleri çagirtti. Onlara gördügü düsleri anlatti. Ama hiçbiri firavunun düslerini yorumlayamadi.

41:9 ¼ú ¸ÃÀº °ü¿øÀåÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³»°¡ ¿À´Ã³¯ ³ªÀÇ Çã¹°À» Ãß¾ïÇϳªÀÌ´Ù

41:9 Bu arada bas saki firavuna, ‹‹Bugün suçumu itiraf etmeliyim›› dedi,

41:10 ¹Ù·Î²²¼­ Á¾µé¿¡°Ô ³ëÇÏ»ç ³ª¿Í ¶± ±Á´Â °ü¿øÀåÀ» ½ÃÀ§´ëÀåÀÇ Áý¿¡ °¡µÎ¼ÌÀ» ¶§¿¡

41:10 ‹‹Kullarina -bana ve firincibasina- öfkelenince bizi zindana, muhafiz birligi komutaninin evine kapattin.

41:11 ³ª¿Í ±×°¡ ÇÏ·í¹ã¿¡ ²ÞÀ» ²ÛÁï °¢±â ¡Á¶°¡ ÀÖ´Â ²ÞÀ̶ó

41:11 Bir gece ikimiz de düs gördük. Düslerimiz farkli anlamlar tasiyordu.

41:12 ±× °÷¿¡ ½ÃÀ§´ëÀåÀÇ Á¾µÈ È÷ºê¸® ¼Ò³âÀÌ ¿ì¸®¿Í ÇÔ²² ÀÖ±â·Î ¿ì¸®°¡ ±×¿¡°Ô °íÇϸŠ±×°¡ ¿ì¸®ÀÇ ²ÞÀ» Ç®µÇ ±× ²Þ´ë·Î °¢Àο¡°Ô Çؼ®ÇÏ´õ´Ï

41:12 Orada bizimle birlikte muhafiz birligi komutaninin kölesi Ibrani bir genç vardi. Gördügümüz düsleri ona anlattik. Bize bir bir yorumladi.

41:13 ±× Çؼ®ÇÑ ´ë·Î µÇ¾î ³ª´Â º¹Á÷ÇÏ°í ±×´Â ¸Å¿© ´Þ·È³ªÀÌ´Ù

41:13 Her sey onun yorumladigi gibi çikti: Ben görevime döndüm, firincibasiysa asildi.››

41:14 ¡Û ÀÌ¿¡ ¹Ù·Î°¡ º¸³»¾î ¿ä¼ÁÀ» ºÎ¸£¸Å ±×µéÀÌ ±ÞÈ÷ ±×¸¦ ¿Á¿¡¼­ ³½Áö¶ó ¿ä¼ÁÀÌ °ð ¼ö¿°À» ±ð°í ±× ¿ÊÀ» °¥¾Æ ÀÔ°í ¹Ù·Î¿¡°Ô µé¾î¿À´Ï

41:14 Firavun Yusufu çagirtti. Hemen onu zindandan çikardilar. Yusuf tiras olup giysilerini degistirdikten sonra firavunun huzuruna çikti.

41:15 ¹Ù·Î°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ÇÑ ²ÞÀ» ²Ù¾úÀ¸³ª ±×°ÍÀ» Çؼ®ÇÏ´Â ÀÚ°¡ ¾ø´õ´Ï µéÀºÁï ³Ê´Â ²ÞÀ» µéÀ¸¸é ´ÉÈ÷ Ǭ´Ù´õ¶ó

41:15 Firavun Yusufa, ‹‹Bir düs gördüm›› dedi, ‹‹Ama kimse yorumlayamadi. Duydugun her düsü yorumlayabildigini isittim.››

41:16 ¿ä¼ÁÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô ´ë´äÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ÀÌ´Â ³»°Ô ÀÖ´Â °ÍÀÌ ¾Æ´Ï¶ó Çϳª´ÔÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô Æò¾ÈÇÑ ´ë´äÀ» ÇϽø®ÀÌ´Ù

41:16 Yusuf, ‹‹Ben yorumlayamam›› dedi, ‹‹Firavuna en uygun yorumu Tanri yapacaktir.››

41:17 ¹Ù·Î°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ²Þ¿¡ Çϼö°¡¿¡ ¼­¼­

41:17 Firavun Yusufa anlatmaya basladi: ‹‹Düsümde bir irmak kiyisinda duruyordum.

41:18 º¸´Ï »ìÁö°í ¾Æ¸§´Ù¿î ÀÏ°ö ¾Ï¼Ò°¡ Çϼö°¡¿¡ ¿Ã¶ó¿Í °¥¹ç¿¡¼­ ¶â¾î¸Ô°í

41:18 Irmaktan semiz ve güzel yedi inek çikti. Sazlar arasinda otlamaya basladilar.

41:19 ±× µÚ¿¡ ¶Ç ¾àÇÏ°í ½ÉÈ÷ Èä¾ÇÇÏ°í Æĸ®ÇÑ ÀÏ°ö ¾Ï¼Ò°¡ ¿Ã¶ó¿À´Ï ±×°°ÀÌ Èä¾ÇÇÑ °ÍµéÀº ¾Ö±Á ¶¥¿¡¼­ ³»°¡ ¾ÆÁ÷ º¸Áö ¸øÇÑ °ÍÀ̶ó

41:19 Sonra arik, çirkin, ciliz yedi inek daha çikti. Misirda onlar kadar çirkin inek görmedim.

41:20 ±× Æĸ®ÇÏ°í Èä¾ÇÇÑ ¼Ò°¡ óÀ½ÀÇ ÀÏ°ö »ìÁø ¼Ò¸¦ ¸Ô¾úÀ¸¸ç

41:20 Ciliz ve çirkin inekler ilk çikan yedi semiz inegi yedi.

41:21 ¸Ô¾úÀ¸³ª ¸ÔÀº µíÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿© ¿©ÀüÈ÷ Èä¾ÇÇÏ´õ¶ó ³»°¡ °ð ±ú¾ú´Ù°¡

41:21 Ancak kötü görünüsleri degismedi. Sanki bir sey yememis gibi görünüyorlardi. Sonra uyandim.

41:22 ´Ù½Ã ²Þ¿¡ º¸´Ï ÇÑ Áٱ⿡ ¹«¼ºÇÏ°í Ãæ½ÇÇÑ ÀÏ°ö ÀÌ»èÀÌ ³ª¿À°í

41:22 ‹‹Bir de düsümde bir sapta dolgun ve güzel yedi basak bittigini gördüm.

41:23 ±× ÈÄ¿¡ ¶Ç ¼¼¾àÇÏ°í µ¿Ç³¿¡ ¸¶¸¥ ÀÏ°ö ÀÌ»èÀÌ ³ª´õ´Ï

41:23 Sonra solgun, ciliz, dogu rüzgarinin kavurdugu yedi basak daha bitti.

41:24 ±× ¼¼¾àÇÑ ÀÌ»èÀÌ ÁÁÀº ÀÏ°ö ÀÌ»èÀ» »ïÅ°´õ¶ó ³»°¡ ±× ²ÞÀ» ¼ú°´¿¡°Ô ¸»ÇÏ¿´À¸³ª ±×°ÍÀ» ³»°Ô º¸ÀÌ´Â ÀÚ°¡ ¾ø´À´Ï¶ó

41:24 Ciliz basaklar yedi güzel basagi yuttular. Büyücülere bunu anlattim. Ama hiçbiri yorumlayamadi.››

41:25 ¡Û ¿ä¼ÁÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇ쵂 ¹Ù·ÎÀÇ ²ÞÀº ÇϳªÀ̶ó Çϳª´ÔÀÌ ±× ÇÏ½Ç ÀÏÀ» ¹Ù·Î¿¡°Ô º¸À̽ÉÀÌ´ÏÀÌ´Ù

41:25 Yusuf, ‹‹Efendim, iki düs de ayni anlami tasiyor›› dedi, ‹‹Tanri ne yapacagini sana bildirmis.

41:26 ÀÏ°ö ÁÁÀº ¾Ï¼Ò´Â ÀÏ°ö ÇØ¿ä ÀÏ°ö ÁÁÀº À̻赵 ÀÏ°ö ÇØ´Ï ±× ²ÞÀº ÇϳªÀ̶ó

41:26 Yedi güzel inek yedi yil demektir. Yedi güzel basak da yedi yildir. Ayni anlama geliyor.

41:27 ±× ÈÄ¿¡ ¿Ã¶ó¿Â Æĸ®ÇÏ°í Èä¾ÇÇÑ ÀÏ°ö ¼Ò´Â Ä¥ ³âÀÌ¿ä µ¿Ç³¿¡ ¸»¶ó ¼ÓÀÌ ºó ÀÏ°ö À̻赵 ÀÏ°ö ÇØ Èä³âÀÌ´Ï

41:27 Daha sonra çikan yedi ciliz, çirkin inek ve dogu rüzgarinin kavurdugu yedi solgun basaksa yedi yil kitlik olacagi anlamina gelir.

41:28 ³»°¡ ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇϱ⸦ Çϳª´ÔÀÌ ±× ÇÏ½Ç ÀÏ·Î ¹Ù·Î¿¡°Ô º¸À̽Ŵ٠ÇÔÀÌ ÀÌ°ÍÀ̶ó

41:28 ‹‹Söyledigim gibi, Tanri ne yapacagini sana göstermis.

41:29 ¿Â ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ÀÏ°ö ÇØ Å« dz³âÀÌ ÀÖ°Ú°í

41:29 Misirda yedi yil bolluk olacak.

41:30 ÈÄ¿¡ ÀÏ°ö ÇØ Èä³âÀÌ µé¹Ç·Î ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ÀÖ´ø dz³âÀ» ´Ù Àؾî¹ö¸®°Ô µÇ°í ÀÌ ¶¥ÀÌ ±â±ÙÀ¸·Î ¸ê¸ÁµÇ¸®´Ï

41:30 Sonra yedi yil öyle bir kitlik olacak ki, bolluk yillari hiç animsanmayacak. Çünkü kitlik ülkeyi kasip kavuracak.

41:31 ÈÄ¿¡ µç ±× Èä³âÀÌ ³Ê¹« ½ÉÇϹǷΠÀÌÀü dz³âÀ» ÀÌ ¶¥¿¡¼­ ±â¾ïÇÏÁö ¸øÇÏ°Ô µÇ¸®ÀÌ´Ù

41:31 Ardindan gelen kitlik bollugu unutturacak, çünkü çok siddetli olacak.

41:32 ¹Ù·Î²²¼­ ²ÞÀ» µÎ ¹ø °ãÃÄ ²Ù½Å °ÍÀº Çϳª´ÔÀÌ ÀÌ ÀÏÀ» Á¤ÇϼÌÀ½À̶ó ¼ÓÈ÷ ÇàÇϽø®´Ï

41:32 Bu konuda iki kez düs görmenin anlami, Tanrinin kesin kararini verdigini ve en kisa zamanda uygulayacagini gösteriyor.

41:33 ÀÌÁ¦ ¹Ù·Î²²¼­´Â ¸íöÇÏ°í ÁöÇý ÀÖ´Â »ç¶÷À» ÅÃÇÏ¿© ¾Ö±Á ¶¥À» Ä¡¸®ÇÏ°Ô ÇϽðí

41:33 ‹‹Simdi firavunun akilli, bilgili bir adam bulup onu Misirin basina getirmesi gerekir.

41:34 ¹Ù·Î²²¼­´Â ¶Ç ÀÌ°°ÀÌ ÇàÇÏ»ç ±¹Áß¿¡ ¿©·¯ °ü¸®¸¦ µÎ¾î ±× ÀÏ°ö ÇØ Ç³³â¿¡ ¾Ö±Á ¶¥ÀÇ ¿ÀºÐÀÇ ÀÏÀ» °ÅµÎµÇ

41:34 Ülke çapinda adamlar görevlendirmeli, bunlar yedi bolluk yili boyunca ürünlerin beste birini toplamali.

41:35 ±× °ü¸®·Î ÀåÂ÷ ¿Ã dz³âÀÇ ¸ðµç °î¹°À» °ÅµÎ°í ±× °î¹°À» ¹Ù·ÎÀÇ ¼Õ¿¡ µ¹·Á ¾ç½ÄÀ» À§ÇÏ¿© °¢ ¼º¿¡ ÀûÄ¡ÇÏ°Ô ÇϼҼ­

41:35 Gelecek verimli yillarin bütün yiyecegini toplasinlar, firavunun yönetimi altinda kentlerde depolayip korusunlar.

41:36 ÀÌ¿Í °°ÀÌ ±× °î¹°À» ÀÌ ¶¥¿¡ ÀúÀåÇÏ¿© ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ÀÓÇÒ ÀÏ°ö ÇØ Èä³âÀ» ¿¹ºñÇÏ½Ã¸é ¶¥ÀÌ ÀÌ Èä³âÀ» ÀÎÇÏ¿© ¸ê¸ÁÄ¡ ¾Æ´ÏÇϸ®ÀÌ´Ù

41:36 Bu yiyecek, gelecek yedi kitlik yili boyunca Misirda ihtiyat olarak kullanilacak, ülke kitliktan kirilmayacak.››

41:37 ¡Û ¹Ù·Î¿Í ±× ¸ðµç ½ÅÇÏ°¡ ÀÌ ÀÏÀ» ÁÁ°Ô ¿©±äÁö¶ó

41:37 Bu öneri firavunla görevlilerine iyi göründü.

41:38 ¹Ù·Î°¡ ±× ½ÅÇϵ鿡°Ô À̸£µÇ ÀÌ¿Í °°ÀÌ Çϳª´ÔÀÇ ½Å¿¡ °¨µ¿ÇÑ »ç¶÷À» ¿ì¸®°¡ ¾îÂî ¾òÀ» ¼ö ÀÖÀ¸¸®¿ä ÇÏ°í

41:38 Firavun görevlilerine, ‹‹Bu adam gibi Tanri Ruhuna sahip birini bulabilir miyiz?›› diye sordu.

41:39 ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ Çϳª´ÔÀÌ ÀÌ ¸ðµç °ÍÀ» ³×°Ô º¸À̼ÌÀ¸´Ï ³Ê¿Í °°ÀÌ ¸íöÇÏ°í ÁöÇý ÀÖ´Â ÀÚ°¡ ¾øµµ´Ù

41:39 Sonra Yusufa, ‹‹Madem Tanri bütün bunlari sana açikladi, senden daha akillisi, bilgilisi yoktur›› dedi,

41:40 ³Ê´Â ³» ÁýÀ» Ä¡¸®ÇÏ¶ó ³» ¹é¼ºÀÌ ´Ù ³× ¸íÀ» º¹Á¾Çϸ®´Ï ³ª´Â ³Êº¸´Ù ³ôÀ½ÀÌ º¸Á »ÓÀ̴϶ó

41:40 ‹‹Sarayimin yönetimini sana verecegim. Bütün halkim buyruklarina uyacak. Tahttan baska senden üstünlügüm olmayacak.

41:41 ¹Ù·Î°¡ ¶Ç ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ³Ê·Î ¾Ö±Á ¿Â ¶¥À» ÃѸ®ÇÏ°Ô Çϳë¶ó ÇÏ°í

41:41 Seni bütün Misira yönetici atiyorum.››

41:42 ÀÚ±âÀÇ ÀÎÀå ¹ÝÁö¸¦ »©¾î ¿ä¼ÁÀÇ ¼Õ¿¡ ³¢¿ì°í ±×¿¡°Ô ¼¼¸¶Æ÷ ¿ÊÀ» ÀÔÈ÷°í ±Ý»ç½½À» ¸ñ¿¡ °É°í

41:42 Sonra mührünü parmagindan çikarip Yusufun parmagina takti. Ona ince ketenden giysi giydirdi. Boynuna altin zincir takti.

41:43 Àڱ⿡°Ô ÀÖ´Â ¹ö±Ý ¼ö·¹¿¡ ±×¸¦ Å¿ì¸Å ¹«¸®°¡ ±× ¾Õ¿¡¼­ ¼Ò¸® Áö¸£±â¸¦ ¾þµå¸®¶ó ÇÏ´õ¶ó ¹Ù·Î°¡ ±×·Î ¾Ö±Á Àü±¹À» ÃѸ®ÇÏ°Ô ÇÏ¿´´õ¶ó

41:43 Onu kendi yardimcisinin arabasina bindirdi. Yusufun önünde, ‹‹Yol açin!›› diye bagirdilar. Böylece firavun ona bütün Misirin yönetimini verdi.

41:44 ¹Ù·Î°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³ª´Â ¹Ù·Î¶ó ¾Ö±Á ¿Â ¶¥¿¡¼­ ³× Çã¶ô ¾øÀÌ´Â ¼öÁ·À» ³î¸± ÀÚ°¡ ¾øÀ¸¸®¶ó ÇÏ°í

41:44 Firavun Yusufa, ‹‹Firavun benim›› dedi, ‹‹Ama Misirda senden izinsiz kimse elini ayagini oynatmayacak.››

41:45 ±×°¡ ¿ä¼ÁÀÇ À̸§À» »çºê³´¹Ù³×¾Æ¶ó ÇÏ°í ¶Ç ¿Â Á¦»çÀå º¸µðº£¶óÀÇ µþ ¾Æ½º³´À» ±×¿¡°Ô ÁÖ¾î ¾Æ³»¸¦ »ï°Ô Çϴ϶ó ¿ä¼ÁÀÌ ³ª°¡ ¾Ö±Á ¿Â ¶¥À» ¼øÂûÇϴ϶ó

41:45 Yusufun adini Safenat-Paneah koydu. On Kentinin kâhini Potiferanin kizi Asenati da ona kari olarak verdi. Yusuf ülkeyi boydan boya dolasti.

41:46 ¡Û ¿ä¼ÁÀÌ ¾Ö±Á ¿Õ ¹Ù·Î ¾Õ¿¡ ¼³ ¶§¿¡ »ï½Ê ¼¼¶ó ±×°¡ ¹Ù·Î ¾ÕÀ» ¶°³ª ¾Ö±Á ¿Â ¶¥À» ¼øÂûÇÏ´Ï

41:46 Yusuf firavunun hizmetine girdiginde otuz yasindaydi. Firavunun huzurundan ayrildiktan sonra bütün Misiri dolasti.

41:47 ÀÏ°ö ÇØ Ç³³â¿¡ ÅäÁö ¼ÒÃâÀÌ ½ÉÈ÷ ¸¹ÀºÁö¶ó

41:47 Yedi bolluk yili boyunca toprak çok ürün verdi.

41:48 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ÀÖ´Â ±× Ä¥ ³â °î¹°À» °ÅµÎ¾î °¢¼º¿¡ ÀúÃàÇ쵂 °¢¼º ÁÖÀ§ÀÇ ¹çÀÇ °î¹°À» ±× ¼ºÁß¿¡ ÀúÀåÇϸÅ

41:48 Yusuf Misirda yedi yil içinde yetisen bütün ürünleri toplayip kentlerde depoladi. Her kente o kentin çevresindeki tarlalarda yetisen ürünleri koydu.

41:49 ÀúÀåÇÑ °î½ÄÀÌ ¹Ù´Ù ¸ð·¡ °°ÀÌ ½ÉÈ÷ ¸¹¾Æ ¼¼±â¸¦ ±×ÃÆÀ¸´Ï ±× ¼ö°¡ ÇÑÀÌ ¾øÀ½À̾ú´õ¶ó

41:49 Denizin kumu kadar çok bugday depoladi; öyle ki, ölçmekten vazgeçti. Çünkü bugday ölçülemeyecek kadar çoktu.

41:50 Èä³âÀÌ µé±â Àü¿¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô µÎ ¾ÆµéÀ» ³ºµÇ °ð ¿Â Á¦»çÀå º¸µðº£¶óÀÇ µþ ¾Æ½º³´ÀÌ ±×¿¡°Ô ³ºÀºÁö¶ó

41:50 Kitlik yillari baslamadan, On Kentinin kâhini Potiferanin kizi Asenat Yusufa iki erkek çocuk dogurdu.

41:51 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ÀåÀÚÀÇ À̸§À» ¹Ç³´¼¼¶ó ÇÏ¿´À¸´Ï Çϳª´ÔÀÌ ³ª·Î ³ªÀÇ ¸ðµç °í³­°ú ³ªÀÇ ¾ÆºñÀÇ ¿Â Áý ÀÏÀ» Àؾî¹ö¸®°Ô Çϼ̴٠ÇÔÀÌ¿ä

41:51 Yusuf ilk oglunun adini Manasse koydu. ‹‹Tanri bana bütün acilarimi ve babamin ailesini unutturdu›› dedi.

41:52 Â÷ÀÚÀÇ À̸§À» ¿¡ºê¶óÀÓÀ̶ó ÇÏ¿´À¸´Ï Çϳª´ÔÀÌ ³ª·Î ³ªÀÇ ¼ö°íÇÑ ¶¥¿¡¼­ ⼺ÇÏ°Ô Çϼ̴٠ÇÔÀ̾ú´õ¶ó

41:52 ‹‹Tanri sikinti çektigim ülkede beni verimli kildi›› diyerek ikinci oglunun adini Efrayim koydu.

41:53 ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ÀÏ°ö ÇØ Ç³³âÀÌ ±×Ä¡°í

41:53 Misirda yedi bolluk yili sona erdi.

41:54 ¿ä¼ÁÀÇ ¸»°ú °°ÀÌ ÀÏ°ö ÇØ Èä³âÀÌ µé±â ½ÃÀÛÇϸŠ°¢±¹¿¡´Â ±â±ÙÀÌ ÀÖÀ¸³ª ¾Ö±Á ¿Â ¶¥¿¡´Â ½Ä¹°ÀÌ ÀÖ´õ´Ï

41:54 Yusufun söylemis oldugu gibi yedi kitlik yili basgösterdi. Bütün ülkelerde kitlik vardi, ama Misirin her yaninda yiyecek bulunuyordu.

41:55 ¾Ö±Á ¿Â ¶¥ÀÌ ÁÖ¸®¸Å ¹é¼ºÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô ºÎ¸£Â¢¾î ¾ç½ÄÀ» ±¸ÇÏ´ÂÁö¶ó ¹Ù·Î°¡ ¾Ö±Á ¸ðµç ¹é¼º¿¡°Ô À̸£µÇ ¿ä¼Á¿¡°Ô °¡¼­ ±×°¡ ³ÊÈñ¿¡°Ô À̸£´Â ´ë·Î Ç϶ó Çϴ϶ó

41:55 Misirlilar aç kalinca, yiyecek için firavuna yakardilar. Firavun, ‹‹Yusufa gidin›› dedi, ‹‹O size ne derse öyle yapin.››

41:56 ¿Â Áö¸é¿¡ ±â±ÙÀÌ ÀÖÀ¸¸Å ¿ä¼ÁÀÌ ¸ðµç â°í¸¦ ¿­°í ¾Ö±Á ¹é¼º¿¡°Ô ÆÈ»õ ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ±â±ÙÀÌ ½ÉÇϸç

41:56 Kitlik bütün ülkeyi sarinca, Yusuf depolari açip Misirlilara bugday satmaya basladi. Çünkü kitlik Misiri boydan boya kavuruyordu.

41:57 °¢±¹ ¹é¼ºµµ ¾ç½ÄÀ» »ç·Á°í ¾Ö±ÁÀ¸·Î µé¾î¿Í ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£·¶À¸´Ï ±â±ÙÀÌ ¿Â ¼¼»ó¿¡ ½ÉÇÔÀ̾ú´õ¶ó

41:57 Bütün ülkelerden insanlar da bugday satin almak için Misir'a, Yusuf'a geliyordu. Çünkü kitlik bütün dünyayi sarmisti ve siddetliydi.

 Ã¢¼¼±â 42Àå / Yaratilis

42:1 ¶§¿¡ ¾ß°öÀÌ ¾Ö±Á¿¡ °î½ÄÀÌ ÀÖÀ½À» º¸°í ¾Æµéµé¿¡°Ô À̸£µÇ ³ÊÈñ´Â ¾îÂîÇÏ¿© ¼­·Î °ü¸Á¸¸ ÇÏ´À³Ä

42:1 Yakup Misirda bugday oldugunu ögrenince, ogullarina, ‹‹Neden birbirinize bakip duruyorsunuz?›› dedi,

42:2 ¾ß°öÀÌ ¶Ç À̸£µÇ ³»°¡ µéÀºÁï Àú ¾Ö±Á¿¡ °î½ÄÀÌ ÀÖ´Ù ÇÏ´Ï ³ÊÈñ´Â ±×¸®·Î °¡¼­ °Å±â¼­ ¿ì¸®¸¦ À§ÇÏ¿© »ç¿À¶ó ±×¸®ÇÏ¸é ¿ì¸®°¡ »ì°í Á×Áö ¾Æ´ÏÇϸ®¶ó ÇϸÅ

42:2 ‹‹Misirda bugday oldugunu duydum. Gidin, satin alin ki, yasayalim, yoksa ölecegiz.››

42:3 ¿ä¼ÁÀÇ Çü ½Ê ÀÎÀÌ ¾Ö±Á¿¡¼­ °î½ÄÀ» »ç·Á°í ³»·Á°¬À¸³ª

42:3 Böylece Yusufun on kardesi bugday almak için Misira gittiler.

42:4 ¾ß°öÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ ¾Æ¿ì º£³Ä¹ÎÀ» ±× Çüµé°ú ÇÔ²² º¸³»Áö ¾Æ´ÏÇÏ¿´À¸´Ï ÀÌ´Â ±×ÀÇ ¸»ÀÌ Àç³­ÀÌ ±×¿¡°Ô ¹ÌÄ¥±î µÎ·Æ´Ù ÇÔÀ̾ú´õ¶ó

42:4 Ancak Yakup Yusufun kardesi Benyamini onlarla birlikte göndermedi, çünkü oglunun basina bir sey gelmesinden korkuyordu.

42:5 À̽º¶ó¿¤ÀÇ ¾ÆµéµéÀÌ ¾ç½Ä »ç·¯ °£ ÀÚ Áß¿¡ ÀÖÀ¸´Ï °¡³ª¾È ¶¥¿¡ ±â±ÙÀÌ ÀÖÀ½À̶ó

42:5 Bugday satin almaya gelenler arasinda Israilin ogullari da vardi. Çünkü Kenan ülkesinde de kitlik hüküm sürüyordu.

42:6 ¶§¿¡ ¿ä¼ÁÀÌ ³ª¶óÀÇ ÃѸ®·Î¼­ ±× ¶¥ ¸ðµç ¹é¼º¿¡°Ô ÆÈ´õ´Ï ¿ä¼ÁÀÇ ÇüµéÀÌ ¿Í¼­ ±× ¾Õ¿¡¼­ ¶¥¿¡ ¾þµå·Á ÀýÇϸÅ

42:6 Yusuf ülkenin yöneticisiydi, herkese o bugday satiyordu. Kardesleri gelip onun önünde yere kapandilar.

42:7 ¿ä¼ÁÀÌ º¸°í ÇüµéÀÎ ÁÙ ¾Æ³ª ¸ð¸£´Â üÇÏ°í ¾öÇÑ ¼Ò¸®·Î ±×µé¿¡°Ô ¸»ÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³ÊÈñ°¡ ¾îµð¼­ ¿Ô´À³Ä ±×µéÀÌ °¡·ÎµÇ °î¹°À» »ç·Á°í °¡³ª¾È¿¡¼­ ¿Ô³ªÀÌ´Ù

42:7 Yusuf kardeslerini görünce tanidi. Ama onlara yabanci gibi davranarak sert konustu: ‹‹Nereden geliyorsunuz?›› ‹‹Kenan ülkesinden›› diye yanitladilar, ‹‹Yiyecek satin almaya geldik.››

42:8 ¿ä¼ÁÀº ±× ÇüµéÀ» ¾Æ³ª ±×µéÀº ¿ä¼ÁÀ» ¾ËÁö ¸øÇÏ´õ¶ó

42:8 Yusuf kardeslerini tanidiysa da kardesleri onu tanimadilar.

42:9 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô ´ëÇÏ¿© ²Û ²ÞÀ» »ý°¢ÇÏ°í ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ³ÊÈñ´Â Á¤Å½µéÀ̶ó ÀÌ ³ª¶óÀÇ Æ´À» ¿³º¸·Á°í ¿Ô´À´Ï¶ó

42:9 Yusuf onlarla ilgili düslerini animsayarak, ‹‹Siz casussunuz›› dedi, ‹‹Ülkenin zayif noktalarini ögrenmeye geldiniz.››

42:10 ±×µéÀÌ ±×¿¡°Ô À̸£µÇ ³» ÁÖ¿© ¾Æ´Ï´ÏÀÌ´Ù Á¾µéÀº °î¹°À» »ç·¯ ¿Ô³ªÀÌ´Ù

42:10 ‹‹Aman, efendim›› diye karsilik verdiler, ‹‹Biz kullarin yalnizca yiyecek satin almaya geldik.

42:11 ¿ì¸®´Â ´Ù ÇÑ »ç¶÷ÀÇ ¾Æµé·Î¼­ µ¶½ÇÇÑ ÀÚ´Ï Á¾µéÀº Á¤Å½ÀÌ ¾Æ´Ï´ÏÀÌ´Ù

42:11 Hepimiz ayni babanin çocuklariyiz. Biz kullarin dürüst insanlariz, casus degiliz.››

42:12 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ¾Æ´Ï¶ó ³ÊÈñ°¡ ÀÌ ³ª¶óÀÇ Æ´À» ¿³º¸·¯ ¿Ô´À´Ï¶ó

42:12 Yusuf, ‹‹Hayir!›› dedi, ‹‹Siz ülkenin zayif noktalarini ögrenmeye geldiniz.››

42:13 ±×µéÀÌ °¡·ÎµÇ ÁÖÀÇ Á¾ ¿ì¸®µéÀº ½Ê ÀÌ ÇüÁ¦·Î¼­ °¡³ª¾È ¶¥ ÇÑ »ç¶÷ÀÇ ¾ÆµéµéÀÌ¶ó ¸»Â° ¾ÆµéÀº ¿À´Ã ¾Æ¹öÁö¿Í ÇÔ²² ÀÖ°í ¶Ç Çϳª´Â ¾ø¾îÁ³³ªÀÌ´Ù

42:13 Kardesleri, ‹‹Biz kullarin on iki kardesiz›› dediler, ‹‹Hepimiz Kenan ülkesinde yasayan ayni babanin çocuklariyiz. En küçügümüz babamizin yaninda kaldi, biri de kayboldu.››

42:14 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ³ÊÈñ¿¡°Ô À̸£±â¸¦ ³ÊÈñ´Â Á¤Å½µéÀ̶ó ÇÑ ¸»ÀÌ ÀÌ°ÍÀ̴϶ó

42:14 Yusuf, ‹‹Söyledigim gibi›› dedi, ‹‹Casussunuz siz.

42:15 ³ÊÈñ´Â ÀÌ°°ÀÌ ÇÏ¿© ³ÊÈñ Áø½ÇÇÔÀ» Áõ¸íÇÒ °ÍÀ̶ó ¹Ù·ÎÀÇ »ý¸íÀ¸·Î ¸Í¼¼Çϳë´Ï ³ÊÈñ ¸»Â° ¾Æ¿ì°¡ ¿©±â ¿ÀÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ³ÊÈñ°¡ ¿©±â¼­ ³ª°¡Áö ¸øÇϸ®¶ó

42:15 Sizi sinayacagim. Firavunun basina ant içerim. Küçük kardesiniz de gelmedikçe, buradan ayrilamazsiniz.

42:16 ³ÊÈñ Áß Çϳª¸¦ º¸³»¾î ³ÊÈñ ¾Æ¿ì¸¦ µ¥·Á¿À°Ô ÇÏ°í ³ÊÈñ´Â °¤È÷¾î ÀÖÀ¸¶ó ³»°¡ ³ÊÈñÀÇ ¸»À» ½ÃÇèÇÏ¿© ³ÊÈñ Áß¿¡ Áø½ÇÀÌ ÀÖ´ÂÁö º¸¸®¶ó ¹Ù·ÎÀÇ »ý¸íÀ¸·Î ¸Í¼¼Çϳë´Ï ±×¸®ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ³ÊÈñ´Â °ú¿¬ Á¤Å½À̴϶ó ÇÏ°í

42:16 Aranizdan birini gönderin, kardesinizi getirsin. Geri kalanlariniz göz altina alinacak. Anlattiklariniz dogru mu, degil mi, sizi sinayacagiz. Degilse, firavunun basina ant içerim ki casussunuz.››

42:17 ±×µéÀ» ´Ù ÇÔ²² »ï ÀÏÀ» °¡µÎ¾ú´õ¶ó

42:17 Üç gün onlari göz altinda tuttu.

42:18 ¡Û »ï ÀÏ ¸¸¿¡ ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ³ª´Â Çϳª´ÔÀ» °æ¿ÜÇϳë´Ï ³ÊÈñ´Â ÀÌ°°ÀÌ ÇÏ¿© »ý¸íÀ» º¸ÀüÇ϶ó

42:18 Üçüncü gün, ‹‹Bir kosulla caninizi bagislarim›› dedi, ‹‹Ben Tanridan korkarim.

42:19 ³ÊÈñ°¡ µ¶½ÇÇÑ ÀÚÀÌ¸é ³ÊÈñ ÇüÁ¦ Áß ÇÑ »ç¶÷¸¸ ±× ¿Á¿¡ °¤È÷°Ô ÇÏ°í ³ÊÈñ´Â °î½ÄÀ» °¡Áö°í °¡¼­ ³ÊÈñ ÁýµéÀÇ ÁÖ¸²À» ±¸ÇÏ°í

42:19 Dürüst oldugunuzu kanitlamak için, içinizden biri göz altinda tutuldugunuz evde kalsin, ötekiler gidip aç kalan ailenize bugday götürsün.

42:20 ³ÊÈñ ¸»Â° ¾Æ¿ì¸¦ ³»°Ô·Î µ¥¸®°í ¿À¶ó ±×¸®ÇÏ¸é ³ÊÈñ ¸»ÀÌ Áø½ÇÇÔÀÌ µÇ°í ³ÊÈñ°¡ Á×Áö ¾Æ´ÏÇϸ®¶ó ±×µéÀÌ ±×´ë·Î Çϴ϶ó

42:20 Sonra küçük kardesinizi bana getirin. Böylece anlattiklarinizin dogru olup olmadigi ortaya çikar, ölümden kurtulursunuz.›› Kabul ettiler.

42:21 ±×µéÀÌ ¼­·Î ¸»Ç쵂 ¿ì¸®°¡ ¾Æ¿ìÀÇ ÀÏ·Î ÀÎÇÏ¿© ¹üÁËÇÏ¿´µµ´Ù ±×°¡ ¿ì¸®¿¡°Ô ¾Ö°ÉÇÒ ¶§¿¡ ±× ¸¶À½ÀÇ ±«·Î¿òÀ» º¸°íµµ µèÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´À¸¹Ç·Î ÀÌ ±«·Î¿òÀÌ ¿ì¸®¿¡°Ô ÀÓÇϵµ´Ù

42:21 Birbirlerine, ‹‹Besbelli kardesimize yaptigimizin cezasini çekiyoruz›› dediler, ‹‹Bize yalvardiginda nasil sikinti çektigini gördük, ama dinlemedik. Bu sikinti onun için basimiza geldi.››

42:22 ¸£¿ìº¥ÀÌ ±×µé¿¡°Ô ´ë´äÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³»°¡ ³ÊÈñ´õ·¯ ±× ¾ÆÀÌ¿¡°Ô µæÁËÇÏÁö ¸»¶ó°í ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´´À³Ä ±×·¡µµ ³ÊÈñ°¡ µèÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´´À´Ï¶ó ±×·¯¹Ç·Î ±×ÀÇ ÇÇ °ªÀ» ³»°Ô µÇ¾úµµ´Ù ÇÏ´Ï

42:22 Ruben, ‹‹Çocuga zarar vermeyin diye sizi uyarmadim mi?›› dedi, ‹‹Ama dinlemediniz. Iste simdi kaninin hesabi soruluyor.››

42:23 ÇÇÂ÷°£¿¡ Å뺯À» ¼¼¿üÀ¸¹Ç·Î ±×µéÀº ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¸»À» ¾Ë¾Æ µéÀº ÁÙÀ» ¾ËÁö ¸øÇÏ¿´´õ¶ó

42:23 Yusufun konustuklarini anladigini farketmediler, çünkü onunla çevirmen araciligiyla konusuyorlardi.

42:24 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µéÀ» ¶°³ª°¡¼­ ¿ï°í ´Ù½Ã µ¹¾Æ¿Í¼­ ±×µé°ú ¸»ÇÏ´Ù°¡ ±×µé Áß¿¡¼­ ½Ã¹Ç¿ÂÀ» ÃëÇÏ¿© ±×µéÀÇ ¸ñÀü¿¡¼­ °á¹ÚÇÏ°í

42:24 Yusuf kardeslerinden ayrilip aglamaya basladi. Sonra dönüp onlarla konustu. Aralarindan Simonu alarak ötekilerin gözleri önünde bagladi.

42:25 ¸íÇÏ¿© °î¹°À» ±× ±×¸©¿¡ ä¿ì°Ô ÇÏ°í °¢ÀÎÀÇ µ·Àº ±× ÀÚ·ç¿¡ µµ·Î ³Ö°Ô ÇÏ°í ¶Ç ±æ ¾ç½ÄÀ» ±×µé¿¡°Ô ÁÖ°Ô ÇÏ´Ï ±×´ë·Î ÇàÇÏ¿´´õ¶ó

42:25 Sonra torbalarina bugday doldurulmasini, paralarinin torbalarina geri konulmasini, yol için kendilerine azik verilmesini buyurdu. Bunlar yapildiktan sonra

42:26 ¡Û ±×µéÀÌ °î½ÄÀ» ³ª±Í¿¡ ½Æ°í ±× °÷À» ¶°³µ´õ´Ï

42:26 bugdaylari eseklerine yükleyip oradan ayrildilar.

42:27 ÇÑ »ç¶÷ÀÌ °´Á¡¿¡¼­ ³ª±Í¿¡°Ô ¸ÔÀ̸¦ ÁÖ·Á°í Àڷ縦 Ç®°í º»Áï ±× µ·ÀÌ ÀÚ·ç ¾Æ±¸¿¡ ÀÖ´ÂÁö¶ó

42:27 Konakladiklari yerde içlerinden biri esegine yem vermek için torbasini açinca parasini gördü. Para torbanin agzina konmustu.

42:28 ±×°¡ ±× ÇüÁ¦¿¡°Ô °íÇ쵂 ³» µ·À» µµ·Î ³Ö¾úµµ´Ù º¸¶ó ÀÚ·ç ¼Ó¿¡ ÀÖµµ´Ù ÀÌ¿¡ ±×µéÀÌ È¥ÀÌ ³ª¼­ ¶³¸ç ¼­·Î µ¹¾Æº¸¸ç ¸»Ç쵂 Çϳª´ÔÀÌ ¾îÂîÇÏ¿© ¿ì¸®¿¡°Ô ÀÌ ÀÏÀ» ÇàÇϼ̴°í ÇÏ°í

42:28 Kardeslerine, ‹‹Parami geri vermisler›› diye seslendi, ‹‹Iste torbamda!›› Yürekleri yerinden oynadi. Titreyerek birbirlerine, ‹‹Tanrinin bize bu yaptigi nedir?›› dediler.

42:29 ±×µéÀÌ °¡³ª¾È ¶¥¿¡ µ¹¾Æ¿Í ±× ¾Æºñ ¾ß°ö¿¡°Ô À̸£·¯ ±× ¸¸³­ ÀÏÀ» ÀÚ¼¼È÷ °íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ

42:29 Kenan ülkesine, babalari Yakupun yanina varinca, baslarina gelenleri ona anlattilar:

42:30 ±× ¶¥ÀÇ ÁÖ ±× »ç¶÷ÀÌ ¾öÈ÷ ¿ì¸®¿¡°Ô ¸»¾¸ÇÏ°í ¿ì¸®¸¦ ±× ³ª¶ó Á¤Å½ÀÚ·Î ¿©±â±â·Î

42:30 ‹‹Misirin yöneticisi bizimle sert konustu. Bize casusmusuz gibi davrandi.

42:31 ¿ì¸®°¡ ±×¿¡°Ô À̸£µÇ ¿ì¸®´Â µ¶½ÇÇÑ ÀÚ¿ä Á¤Å½ÀÌ ¾Æ´Ï´ÏÀÌ´Ù

42:31 Ona, ‹Biz dürüst insanlariz› dedik, ‹Casus degiliz.

42:32 ¿ì¸®´Â ÇÑ ¾ÆºñÀÇ ¾Æµé ½Ê ÀÌ ÇüÁ¦·Î¼­ Çϳª´Â ¾ø¾îÁö°í ¸»Â°´Â ¿À´Ã ¿ì¸® ¾Æ¹öÁö¿Í ÇÔ²² °¡³ª¾È ¶¥¿¡ ÀÖ³ªÀÌ´Ù ÇÏ¿´´õ´Ï

42:32 Hepimiz ayni babanin çocuklariyiz. On iki kardesiz; biri kayboldu, en küçügü de Kenan ülkesinde, babamizin yaninda.›

42:33 ±× ¶¥ÀÇ ÁÖ ±× »ç¶÷ÀÌ ¿ì¸®¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ÀÌ°°ÀÌ ÇÏ¿© ³ÊÈñ°¡ µ¶½ÇÇÑ ÀÚÀÓÀ» ¾Ë¸®´Ï ³ÊÈñ ÇüÁ¦ Áß Çϳª¸¦ ³»°Ô µÎ°í ¾ç½ÄÀ» °¡Áö°í °¡¼­ ³ÊÈñ ÁýµéÀÇ ÁÖ¸²À» ±¸ÇÏ°í

42:33 ‹‹Ülkenin yöneticisi, ‹Dürüst oldugunuzu söyle anlayabilirim› dedi, ‹Kardeslerinizden birini yanimda birakin, bugdayi alip aç kalan ailelerinize götürün.

42:34 ³ÊÈñ ¸»Â° ¾Æ¿ì¸¦ ³»°Ô·Î µ¥·Á¿À¶ó ±×¸®ÇÏ¸é ³ÊÈñ°¡ Á¤Å½ÀÌ ¾Æ´Ï¿ä µ¶½ÇÇÑ ÀÚÀÓÀ» ³»°¡ ¾Ë°í ³ÊÈñ ÇüÁ¦¸¦ ³ÊÈñ¿¡°Ô µ¹¸®¸®´Ï ³ÊÈñ°¡ ÀÌ ³ª¶ó¿¡¼­ ¹«¿ªÇϸ®¶ó ÇÏ´õÀÌ´Ù ÇÏ°í

42:34 Küçük kardesinizi de bana getirin. O zaman casus olmadiginizi, dürüst insanlar oldugunuzu anlar, kardesinizi size geri veririm. Ülkede ticaret yapabilirsiniz.› ››

42:35 °¢±â Àڷ縦 ½ñ°í º»Áï °¢ÀÎÀÇ µ·¹¶Ä¡°¡ ±× ÀÚ·ç ¼Ó¿¡ ÀÖ´ÂÁö¶ó ±×µé°ú ±× ¾Æºñ°¡ µ·¹¶Ä¡¸¦ º¸°í ´Ù µÎ·Á¿öÇÏ´õ´Ï

42:35 Torbalarini bosaltinca, hepsi para kesesini torbasinda buldu. Para keselerini görünce hem kendileri hem babalari korkuya kapildi.

42:36 ±× ¾Æºñ ¾ß°öÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ³ÊÈñ°¡ ³ª·Î ³ªÀÇ ÀڽĵéÀ» ÀÒ°Ô Çϵµ´Ù ¿ä¼Áµµ ¾ø¾îÁ³°í ½Ã¹Ç¿Âµµ ¾ø¾îÁ³°Å´Ã º£³Ä¹ÎÀ» ¶Ç »©¾Ñ¾Æ °¡°íÀÚ ÇÏ´Ï ÀÌ´Â ´Ù ³ª¸¦ ÇØ·Ó°Ô ÇÔÀ̷δÙ

42:36 Yakup, ‹‹Beni çocuklarimdan yoksun birakiyorsunuz›› dedi, ‹‹Yusuf yok, Simon yok. Simdi de Benyamini götürmek istiyorsunuz. Sikintiyi çeken hep benim.››

42:37 ¸£¿ìº¥ÀÌ ¾Æºñ¿¡°Ô °íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³»°¡ ±×¸¦ ¾Æ¹öÁö²²·Î µ¥¸®°í ¿ÀÁö ¾Æ´ÏÇÏ°Åµç ³ªÀÇ µÎ ¾ÆµéÀ» Á×À̼Ҽ­ ±×¸¦ ³» ¼Õ¿¡ ¸Ã±â¼Ò¼­ ³»°¡ ±×¸¦ ¾Æ¹öÁö²²·Î µ¥¸®°í µ¹¾Æ¿À¸®ÀÌ´Ù

42:37 Ruben babasina, ‹‹Benyamini geri getirmezsem, iki oglumu öldür›› dedi, ‹‹Onu bana teslim et, ben sana geri getirecegim.››

42:38 ¾ß°öÀÌ °¡·ÎµÇ ³» ¾ÆµéÀº ³ÊÈñ¿Í ÇÔ²² ³»·Á°¡Áö ¸øÇϸ®´Ï ±×ÀÇ ÇüÀº Á×°í ±×¸¸ ³²¾ÒÀ½ÀÌ¶ó ¸¸ÀÏ ³ÊÈñ ÇàÇÏ´Â ±æ¿¡¼­ Àç³­ÀÌ ±× ¸ö¿¡ ¹ÌÄ¡¸é ³ÊÈñ°¡ ³ªÀÇ Èò ¸Ó¸®·Î ½½ÇÇ À½ºÎ·Î ³»·Á°¡°Ô ÇÔÀÌ µÇ¸®¶ó

42:38 Ama Yakup, ‹‹Oglumu sizinle göndermeyecegim›› dedi, ‹‹Çünkü kardesi öldü, yalniz o kaldi. Yolda ona bir zarar gelirse, bu aciyla ak saçli basimi ölüler diyarina götürürsünüz.››

 Ã¢¼¼±â 43Àå / Yaratilis

43:1 ±× ¶¥¿¡ ±â±ÙÀÌ ½ÉÇÏ°í

43:1 Kenan ülkesinde kitlik siddetlenmisti.

43:2 ±×µéÀÌ ¾Ö±Á¿¡¼­ °¡Á®¿Â °î½ÄÀ» ´Ù ¸ÔÀ¸¸Å ±× ¾Æºñ°¡ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ´Ù½Ã °¡¼­ ¿ì¸®¸¦ À§ÇÏ¿© ¾ç½ÄÀ» Á¶±Ý »ç¶ó

43:2 Misirdan getirilen bugday tükenince Yakup, ogullarina, ‹‹Yine gidin, bize biraz yiyecek alin›› dedi.

43:3 À¯´Ù°¡ ¾Æºñ¿¡°Ô ¸»ÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ±× »ç¶÷ÀÌ ¾öÈ÷ ¿ì¸®¿¡°Ô °æ°èÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³ÊÈñ ¾Æ¿ì°¡ ³ÊÈñ¿Í ÇÔ²² ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ³ÊÈñ°¡ ³» ¾ó±¼À» º¸Áö ¸øÇϸ®¶ó ÇÏ¿´À¸´Ï

43:3 Yahuda, ‹‹Adam bizi siki siki uyardi›› diye karsilik verdi, ‹‹ ‹Kardesiniz sizinle birlikte gelmezse, yüzümü göremezsiniz› dedi.

43:4 ¾Æ¹öÁö²²¼­ ¿ì¸® ¾Æ¿ì¸¦ ¿ì¸®¿Í ÇÔ²² º¸³»½Ã¸é ¿ì¸®°¡ ³»·Á°¡¼­ ¾Æ¹öÁö¸¦ À§ÇÏ¿© ¾ç½ÄÀ» »ç·Á´Ï¿Í

43:4 Kardesimizi bizimle gönderirsen, gider sana yiyecek aliriz.

43:5 ¾Æ¹öÁö²²¼­ ¸¸ÀÏ ±×¸¦ º¸³»Áö ¾ÊÀ¸½Ã¸é ¿ì¸®´Â ³»·Á°¡Áö ¾Æ´ÏÇϸ®´Ï ±× »ç¶÷ÀÌ ¿ì¸®¿¡°Ô ¸»Çϱ⸦ ³ÊÈñ ¾Æ¿ì°¡ ³ÊÈñ¿Í ÇÔ²² ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ³ÊÈñ°¡ ³» ¾ó±¼À» º¸Áö ¸øÇϸ®¶ó ÇÏ¿´À½ÀÌ´ÏÀÌ´Ù

43:5 Göndermezsen gitmeyiz. Çünkü o adam, ‹Kardesinizi birlikte getirmezseniz, yüzümü göremezsiniz› dedi.››

43:6 À̽º¶ó¿¤ÀÌ °¡·ÎµÇ ³ÊÈñ°¡ ¾îÂîÇÏ¿© ³ÊÈñ¿¡°Ô ¿ÀÈ÷·Á ¾Æ¿ì°¡ ÀÖ´Ù°í ±× »ç¶÷¿¡°Ô °íÇÏ¿© ³ª¸¦ ÇØ·Ó°Ô ÇÏ¿´´À³Ä

43:6 Israil, ‹‹Niçin adama bir kardesiniz daha oldugunu söyleyerek bana bu kötülügü yaptiniz?›› dedi.

43:7 ±×µéÀÌ °¡·ÎµÇ ±× »ç¶÷ÀÌ ¿ì¸®¿Í ¿ì¸®ÀÇ Ä£Á·¿¡ ´ëÇÏ¿© ÀÚ¼¼È÷ Èú¹®ÇÏ¿© À̸£±â¸¦ ³ÊÈñ ¾Æ¹öÁö°¡ ±×Àú »ì¾Ò´À³Ä ³ÊÈñ¿¡°Ô ¾Æ¿ì°¡ ÀÖ´À³Ä Çϱâ·Î ±× ¸»À» Á¶Á¶ÀÌ ±×¿¡°Ô ´ë´äÇÑ °ÍÀ̶ó ±×°¡ ³ÊÈñ ¾Æ¿ì¸¦ µ¥¸®°í ³»·Á¿À¶ó ÇÒ ÁÙÀ» ¿ì¸®°¡ ¾îÂî ¾Ë¾ÒÀ¸¸®À̱î

43:7 Söyle yanitladilar: ‹‹Adam, ‹Babaniz hâlâ yasiyor mu? Baska kardesiniz var mi?› diye sordu. Bizimle ve akrabalarimizla ilgili öyle sorular sordu ki, yanit vermek zorunda kaldik. Kardesinizi getirin diyecegini nereden bilebilirdik?››

43:8 À¯´Ù°¡ ¾Æºñ À̽º¶ó¿¤¿¡°Ô À̸£µÇ Àú ¾ÆÀ̸¦ ³ª¿Í ÇÔ²² º¸³»½Ã¸é ¿ì¸®°¡ °ð °¡¸®´Ï ±×·¯¸é ¿ì¸®¿Í ¾Æ¹öÁö¿Í ¿ì¸® ¾î¸° °ÍµéÀÌ ´Ù »ì°í Á×Áö ¾Æ´ÏÇϸ®ÀÌ´Ù

43:8 Yahuda, babasi Israile, ‹‹Çocugu benimle gönder, gidelim›› dedi, ‹‹Sen de biz de yavrularimiz da ölmez, yasariz.

43:9 ³»°¡ ±×ÀÇ ¸öÀ» ´ãº¸ÇÏ¿À¸®´Ï ¾Æ¹öÁö²²¼­ ³» ¼Õ¿¡ ±×¸¦ ¹°À¸¼Ò¼­ ³»°¡ ¸¸ÀÏ ±×¸¦ ¾Æ¹öÁö²² µ¥·Á´Ù°¡ ¾Æ¹öÁö ¾Õ¿¡ µÎÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ³»°¡ ¿µ¿øÈ÷ Á˸¦ Áö¸®ÀÌ´Ù

43:9 Ona ben kefil oluyorum. Beni sorumlu say. Eger onu geri getirmez, önüne çikarmazsam, ömrümce sana karsi suçlu sayilayim.

43:10 ¿ì¸®°¡ ÁöüÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´´õ¸é ¹ú½á µÎ ¹ø °¬´Ù ¿ÔÀ¸¸®ÀÌ´Ù.

43:10 Çünkü gecikmeseydik, simdiye dek iki kez gidip gelmis olurduk.››

43:11 ±×µéÀÇ ¾Æºñ À̽º¶ó¿¤ÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ±×·¯ÇÒÁø´ë ÀÌ·¸°Ô Ç϶ó ³ÊÈñ´Â ÀÌ ¶¥ÀÇ ¾Æ¸§´Ù¿î ¼Ò»êÀ» ±×¸©¿¡ ´ã¾Æ°¡Áö°í ³»·Á°¡¼­ ±× »ç¶÷¿¡°Ô ¿¹¹°À» »ïÀ»Áö´Ï °ð À¯Çâ Á¶±Ý°ú ²Ü Á¶±Ý°ú ÇâÇ°°ú ¸ô¾à°ú ºñÀÚ¿Í ÆÄ´ÜÇàÀ̴϶ó

43:11 Bunun üzerine Israil, ‹‹Öyleyse gidin›› dedi, ‹‹Yalniz, torbalariniza bu ülkenin en iyi ürünlerinden biraz pelesenk, biraz bal, kitre, laden, fistik, badem koyun, Misirin yöneticisine armagan olarak götürün.

43:12 ³ÊÈñ ¼Õ¿¡ µ·À» ¹è³ª °¡Áö°í ³ÊÈñ ÀÚ·ç ¾Æ±¸¿¡ µµ·Î ³Ö¿© ¿Â ±× µ·À» ´Ù½Ã °¡Áö°í °¡¶ó Ȥ Â÷ÂøÀÌ ÀÖ¾úÀ»±î µÎ·Æµµ´Ù

43:12 Yaniniza iki kat para alin. Torbalarinizin agzina konan parayi geri götürün. Belki bir yanlislik olmustur.

43:13 ³× ¾Æ¿ìµµ µ¥¸®°í ¶°³ª ´Ù½Ã ±× »ç¶÷¿¡°Ô·Î °¡¶ó

43:13 Kardesinizi alip gidin, o adamin yanina dönün.

43:14 Àü´ÉÇϽŠÇϳª´Ô²²¼­ ±× »ç¶÷ ¾Õ¿¡¼­ ³ÊÈñ¿¡°Ô ÀºÇý¸¦ º£Çª»ç ±× »ç¶÷À¸·Î ³ÊÈñ ´Ù¸¥ ÇüÁ¦¿Í º£³Ä¹ÎÀ» µ¹·Áº¸³»°Ô ÇϽñ⸦ ¿øÇϳë¶ó ³»°¡ ÀÚ½ÄÀ» ÀÒ°Ô µÇ¸é ÀÒÀ¸¸®·Î´Ù

43:14 Her Seye Gücü Yeten Tanri, adamin yüregine size karsi merhamet koysun da, adam öbür kardesinizle Benyamini size geri versin. Bana gelince, çocuklarimdan yoksun kalacaksam kalayim.››

43:15 ±× »ç¶÷µéÀÌ ±× ¿¹¹°À» ÃëÇÏ°í °©Àý µ·À» ÀÚ±âµéÀÇ ¼Õ¿¡ °¡Áö°í º£³Ä¹ÎÀ» µ¥¸®°í ¾Ö±Á¿¡ ³»·Á°¡¼­ ¿ä¼ÁÀÇ ¾Õ¿¡ ¼­´Ï¶ó

43:15 Böylece kardesler yanlarina armaganlar, iki kat para ve Benyamini alarak hemen Misira gidip Yusufun huzuruna çiktilar.

43:16 ¡Û ¿ä¼ÁÀÌ º£³Ä¹ÎÀÌ ±×µé°ú ÇÔ²² ÀÖÀ½À» º¸°í ûÁö±â¿¡°Ô À̸£µÇ ÀÌ »ç¶÷µéÀ» ÁýÀ¸·Î ÀεµÇØ µéÀÌ°í Áü½ÂÀ» Àâ°í ÁغñÇ϶ó ÀÌ »ç¶÷µéÀÌ ¿ÀÁ¤¿¡ ³ª¿Í ÇÔ²² ¸ÔÀ» °ÍÀ̴϶ó

43:16 Yusuf Benyamini yanlarinda görünce, kâhyasina, ‹‹Bu adamlari eve götür›› dedi, ‹‹Bir hayvan kesip hazirla. Çünkü öglen benimle birlikte yemek yiyecekler.››

43:17 ±× »ç¶÷ÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ ¸í´ë·Î ÇÏ¿© ±× »ç¶÷µéÀ» ¿ä¼ÁÀÇ ÁýÀ¸·Î ÀεµÇÏ´Ï

43:17 Kâhya Yusufun buyurdugu gibi onlari Yusufun evine götürdü.

43:18 ±× »ç¶÷µéÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ ÁýÀ¸·Î ÀεµµÇ¸Å µÎ·Á¿öÇÏ¿© À̸£µÇ ÀüÀÏ ¿ì¸® ÀÚ·ç¿¡ ³Ö¿© ÀÖ´ø µ·ÀÇ ÀÏ·Î ¿ì¸®°¡ ²ø·Áµåµµ´Ù ÀÌ´Â ¿ì¸®¸¦ ¾ï·ùÇÏ°í ´Þ·Áµé¾î ¿ì¸®¸¦ Àâ¾Æ ³ë¿¹¸¦ »ï°í ¿ì¸®ÀÇ ³ª±Í¸¦ »©¾ÑÀ¸·Á ÇÔÀ̷δ٠ÇÏ°í

43:18 Ne var ki kardesleri Yusufun evine götürüldükleri için korktular. ‹‹Ilk gelisimizde torbalarimiza konan para yüzünden götürülüyoruz galiba!›› dediler, ‹‹Bize saldirip egemen olmak, bizi köle edip eseklerimizi almak istiyor.››

43:19 ±×µéÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ Ã»Áö±â¿¡°Ô °¡±îÀÌ ³ª¾Æ°¡ ±× Áý ¹® ¾Õ¿¡¼­ ±×¿¡°Ô °íÇÏ¿©

43:19 Yusufun kâhyasina yaklasip evin kapisinda onunla konustular:

43:20 °¡·ÎµÇ ³» ÁÖ¿© ¿ì¸®°¡ ÀüÀÏ¿¡ ³»·Á¿Í¼­ ¾ç½ÄÀ» »ç°¡Áö°í

43:20 ‹‹Aman, efendim!›› dediler, ‹‹Buraya ilk kez yiyecek satin almaya gelmistik.

43:21 °´Á¡¿¡ À̸£·¯ Àڷ縦 Ç®¾îº»Áï °¢ÀÎÀÇ µ·ÀÌ º»¼ö´ë·Î ÀÚ·ç ¾Æ±¸¿¡ ÀÖ±â·Î ¿ì¸®°¡ µµ·Î °¡Á®¿Ô°í

43:21 Konakladigimiz yerde torbalarimizi açinca, bir de baktik ki, paramiz eksiksiz olarak torbalarimizin agzina konmus. Onu size geri getirdik.

43:22 ¾ç½Ä »ì ´Ù¸¥ µ·µµ ¿ì¸®°¡ °¡Áö°í ³»·Á¿Ô³ªÀÌ´Ù ¿ì¸®ÀÇ µ·À» ¿ì¸® ÀÚ·ç¿¡ ³ÖÀº ÀÚ´Â ´©±¸ÀÎÁö ¿ì¸®°¡ ¾ËÁö ¸øÇϳªÀÌ´Ù

43:22 Ayrica yeniden yiyecek almak için yanimiza baska para da aldik. Paralari torbalarimiza kimin koydugunu bilmiyoruz.››

43:23 ±×°¡ À̸£µÇ ³ÊÈñ´Â ¾È½ÉÇ϶ó µÎ·Á¿ö ¸»¶ó ³ÊÈñ Çϳª´Ô ³ÊÈñ ¾Æ¹öÁöÀÇ Çϳª´ÔÀÌ Àç¹°À» ³ÊÈñ ÀÚ·ç¿¡ ³Ö¾î ³ÊÈñ¿¡°Ô ÁֽŠ°ÍÀ̴϶ó ³ÊÈñ µ·Àº ³»°¡ ÀÌ¹Ì ¹Þ¾Ò´À´Ï¶ó ÇÏ°í ½Ã¹Ç¿ÂÀ» ±×µé¿¡°Ô·Î À̲ø¾î³»°í

43:23 Kâhya, ‹‹Merak etmeyin›› dedi, ‹‹Korkmaniza gerek yok. Parayi Tanriniz, babanizin Tanrisi torbalariniza koydurmus. Ben paranizi aldim.›› Sonra Simonu onlara getirdi.

43:24 ±×µéÀ» ¿ä¼ÁÀÇ ÁýÀ¸·Î ÀεµÇÏ°í ¹°À» ÁÖ¾î ¹ßÀ» ¾Ä°Ô ÇÏ¸ç ±× ³ª±Í¿¡°Ô ¸ÔÀ̸¦ ÁÖ´õ¶ó

43:24 Kâhya onlari Yusufun evine götürüp ayaklarini yikamalari için su getirdi, eseklerine yem verdi.

43:25 ±×µéÀÌ ¿©±â¼­ ¸Ô°Ú´Ù ÇÔÀ» µéÀº °í·Î ¿¹¹°À» Á¤µ·ÇÏ°í ¿ä¼ÁÀÌ ¿ÀÁ¤¿¡ ¿À±â¸¦ ±â´Ù¸®´õ´Ï

43:25 Kardesler öglene, Yusufun gelecegi saate kadar armaganlarini hazirladilar. Çünkü orada yemek yiyeceklerini duymuslardi.

43:26 ¿ä¼ÁÀÌ ÁýÀ¸·Î ¿À¸Å ±×µéÀÌ ±× ÁýÀ¸·Î µé¾î°¡¼­ ±× ¿¹¹°À» ±×¿¡°Ô µå¸®°í ¶¥¿¡ ¾þµå¸®¾î ÀýÇÏ´Ï

43:26 Yusuf eve gelince, getirdikleri armaganlari kendisine sunup önünde yere kapandilar.

43:27 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µéÀÇ ¾ÈºÎ¸¦ ¹°À¸¸ç °¡·ÎµÇ ³ÊÈñ ¾Æ¹öÁö ³ÊÈñ°¡ ¸»ÇÏ´ø ±× ³ëÀÎÀÌ ¾È³çÇÏ½Ã³Ä Áö±Ý±îÁö »ýÁ¸Çϼ̴À³Ä

43:27 Yusuf hatirlarini sorduktan sonra, ‹‹Bana sözünü ettiginiz yasli babaniz iyi mi?›› dedi, ‹‹Hâlâ yasiyor mu?››

43:28 ±×µéÀÌ ´ë´äÇ쵂 ÁÖÀÇ Á¾ ¿ì¸® ¾Æºñ°¡ Æò¾ÈÇÏ°í Áö±Ý±îÁö »ýÁ¸ÇÏ¿´³ªÀÌ´Ù ÇÏ°í ¸Ó¸® ¼÷¿© ÀýÇÏ´õ¶ó

43:28 Kardesleri, ‹‹Babamiz kulun iyi›› diye yanitladilar, ‹‹Hâlâ yasiyor.›› Sonra saygiyla egilip yere kapandilar.

43:29 ¿ä¼ÁÀÌ ´«À» µé¾î Àڱ⠾î¸Ó´ÏÀÇ ¾Æµé Àڱ⠵¿»ý º£³Ä¹ÎÀ» º¸°í °¡·ÎµÇ ³ÊÈñ°¡ ³»°Ô ¸»ÇÏ´ø ³ÊÈñ ÀÛÀº µ¿»ýÀÌ ÀÌ³Ä ±×°¡ ¶Ç °¡·ÎµÇ ¼ÒÀÚ¿© Çϳª´ÔÀÌ ³×°Ô ÀºÇý º£Çª½Ã±â¸¦ ¿øÇϳë¶ó

43:29 Yusuf göz gezdirirken kendisiyle ayni anneden olan kardesi Benyamini gördü. ‹‹Bana sözünü ettiginiz küçük kardesiniz bu mu?›› dedi, ‹‹Tanri sana lütfetsin, oglum.››

43:30 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Æ¿ì¸¦ ÀÎÇÏ¿© ¸¶À½ÀÌ Å¸´Â µíÇϹǷΠ±ÞÈ÷ ¿ï °÷À» ã¾Æ ¾È¹æÀ¸·Î µé¾î°¡¼­ ¿ï°í

43:30 Sonra hemen oradan ayrildi, çünkü kardesini görünce yüregi sizlamisti. Aglayacak bir yer aradi. Odasina girip orada agladi.

43:31 ¾ó±¼À» ¾Ä°í ³ª¿Í¼­ ±× Á¤À» ¾ïÁ¦ÇÏ°í À½½ÄÀ» Â÷¸®¶ó ÇϸÅ

43:31 Yüzünü yikadiktan sonra disari çikti. Kendisini toparlayarak, ‹‹Yemegi getirin›› dedi.

43:32 ±×µéÀÌ ¿ä¼Á¿¡°Ô µû·Î ÇÏ°í ±× ÇüÁ¦µé¿¡°Ô µû·Î ÇÏ°í ¹è½ÄÇÏ´Â ¾Ö±Á »ç¶÷¿¡°Ôµµ µû·Î ÇÏ´Ï ¾Ö±Á »ç¶÷Àº È÷ºê¸® »ç¶÷°ú °°ÀÌ ¸ÔÀ¸¸é ºÎÁ¤À» ÀÔÀ½À̾ú´õ¶ó

43:32 Yusufa ayri, kardeslerine ayri, Yusufla yemek yiyen Misirlilara ayri hizmet edildi. Çünkü Misirlilar Ibranilerle birlikte yemek yemez, bunu igrenç sayarlardi.

43:33 ±×µéÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ ¾Õ¿¡ ¾ÉµÇ ±× ÀåÀ¯ÀÇ Â÷¼­´ë·Î ¾ÉÈ÷¿î ¹Ù µÇ´Ï ±×µéÀÌ ¼­·Î ÀÌ»óÈ÷ ¿©°å´õ¶ó

43:33 Kardesleri Yusufun önünde büyükten küçüge dogru yas sirasina göre oturdular. Saskin saskin birbirlerine baktilar.

43:34 ¿ä¼ÁÀÌ Àڱ⠽Ĺ°·Î ±×µé¿¡°Ô ÁÖµÇ º£³Ä¹Î¿¡°Ô´Â ´Ù¸¥ »ç¶÷º¸´Ù ¿À ¹è³ª ÁָŠ±×µéÀÌ ¸¶½Ã¸ç ¿ä¼Á°ú ÇÔ²² Áñ°Å¿öÇÏ¿´´õ¶ó

43:34 Yusuf'un masasindan onlara yemek dagitildi. Benyamin'in payi ötekilerden bes kat fazlaydi. Içtiler, birlikte hos vakit geçirdiler.

 Ã¢¼¼±â 44Àå / Yaratilis

44:1 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ûÁö±â¿¡ ¸íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ¾ç½ÄÀ» °¢ÀÎÀÇ ÀÚ·ç¿¡ ½ÇÀ» ¼ö ÀÖÀ» ¸¸Å­ ä¿ì°í °¢ÀÎÀÇ µ·À» ±× ÀÚ·ç¿¡ ³Ö°í

44:1 Yusuf kâhyasina, ‹‹Bu adamlarin torbalarina tasiyabilecekleri kadar yiyecek doldur›› diye buyurdu, ‹‹Her birinin parasini torbasinin agzina koy.

44:2 ¶Ç ³» ÀÜ °ð ÀºÀÜÀ» ±× ¼Ò³âÀÇ ÀÚ·ç ¾Æ±¸¿¡ ³Ö°í ±× ¾ç½Ä °ª µ·µµ ÇÔ²² ³ÖÀ¸¶ó ÇϸŠ±×°¡ ¿ä¼ÁÀÇ ¸í·É´ë·Î ÇÏ°í

44:2 En küçügünün torbasina benim gümüs kâsemi ve bugdayinin parasini koy.›› Kâhya Yusufun buyrugunu yerine getirdi.

44:3 °³µ¿½Ã¿¡ »ç¶÷µé°ú ±× ³ª±Í¸¦ º¸³»´Ï¶ó

44:3 Sabah erkenden adamlar esekleriyle yolcu edildi.

44:4 ±×µéÀÌ ¼º¿¡¼­ ³ª°¡ ¸Ö¸® °¡±â Àü¿¡ ¿ä¼ÁÀÌ Ã»Áö±â¿¡°Ô À̸£µÇ ÀϾ ±× »ç¶÷µéÀÇ µÚ¸¦ µû¶ó ¹ÌÄ¥ ¶§¿¡ ±×µé¿¡°Ô À̸£±â¸¦ ³ÊÈñ°¡ ¾îÂîÇÏ¿© ¾ÇÀ¸·Î ¼±À» °±´À³Ä

44:4 Onlar kentten pek uzaklasmamisti ki Yusuf kâhyasina, ‹‹Hemen o adamlarin pesine düs›› dedi, ‹‹Onlara yetisince, ‹Niçin iyilige karsi kötülük yaptiniz?› de,

44:5 ÀÌ°ÍÀº ³» ÁÖÀÎÀÌ °¡Áö°í ¸¶½Ã¸ç ´Ã Á¡Ä¡´Âµ¥ ¾²´Â °ÍÀÌ ¾Æ´Ï³Ä ³ÊÈñ°¡ ÀÌ°°ÀÌ ÇÏ´Ï ¾ÇÇϵµ´Ù Ç϶ó

44:5 ‹Efendimin sarap içmek, fala bakmak için kullandigi kâse degil mi bu? Bunu yapmakla kötülük ettiniz.› ››

44:6 ûÁö±â°¡ ±×µé¿¡°Ô µû¶ó ¹ÌÃÄ ±×´ë·Î ¸»ÇÏ´Ï

44:6 Kâhya onlara yetisip bu sözleri yineledi.

44:7 ±×µéÀÌ ±×¿¡°Ô ´ë´äÇ쵂 ¿ì¸® ÁÖ¿© ¾îÂî ÀÌ·¸°Ô ¸»¾¸ÇϽóªÀ̱î ÀÌ·± ÀÏÀº Á¾µéÀÌ °á´ÜÄÚ ¾Æ´ÏÇϳªÀÌ´Ù

44:7 Adamlar, ‹‹Efendim, neden böyle konusuyorsun?›› dediler, ‹‹Bizden uzak olsun, biz kullarin böyle sey yapmayiz.

44:8 ¿ì¸® ÀÚ·ç¿¡ ÀÖ´ø µ·µµ ¿ì¸®°¡ °¡³ª¾È ¶¥¿¡¼­ºÎÅÍ ´ç½Å¿¡°Ô·Î °¡Á®¿Ô°Å´Ã ¿ì¸®°¡ ¾îÂî ´ç½Å ÁÖÀÎÀÇ Áý¿¡¼­ Àº±ÝÀ» µµÀûÁúÇϸ®À̱î

44:8 Torbalarimizin agzinda buldugumuz paralari Kenan ülkesinden sana geri getirdik. Nasil efendinin evinden altin ya da gümüs çalariz?

44:9 Á¾µé Áß ´µ°Ô¼­ ¹ß°ßµÇµçÁö ±×´Â Á×À» °ÍÀÌ¿ä ¿ì¸®´Â ¿ì¸® ÁÖÀÇ Á¾ÀÌ µÇ¸®ÀÌ´Ù

44:9 Kullarindan birinde çikarsa öldürülsün, geri kalanlar efendimin kölesi olsun.››

44:10 ±×°¡ °¡·ÎµÇ ±×·¯¸é ³ÊÈñ ¸»°ú °°ÀÌ Çϸ®¶ó ±×°ÍÀÌ ´µ°Ô¼­µçÁö ¹ß°ßµÇ¸é ±×´Â ¿ì¸® Á¾ÀÌ µÉ °ÍÀÌ¿ä ³ÊÈñ¿¡°Ô´Â Ã¥¸ÁÀÌ ¾øÀ¸¸®¶ó

44:10 Kâhya, ‹‹Peki, dediginiz gibi olsun›› dedi, ‹‹Kimde çikarsa kölem olacak, geri kalanlar suçsuz sayilacak.››

44:11 ±×µéÀÌ °¢°¢ ±ÞÈ÷ Àڷ縦 ¶¥¿¡ ³»·Á³õ°í °¢±â Ǫ´Ï

44:11 Hemen torbalarini indirip açtilar.

44:12 ±×°¡ ³ªÀÌ ¸¹Àº ÀÚ¿¡°Ô¼­ºÎÅÍ ½ÃÀÛÇÏ¿© ³ªÀÌ ÀûÀº ÀÚ¿¡°Ô±îÁö ¼öŽÇϸŠÀÜÀÌ º£³Ä¹ÎÀÇ ÀÚ·ç¿¡¼­ ¹ß°ßµÈÁö¶ó

44:12 Kâhya büyükten küçüge dogru hepsinin torbasini aradi. Kâse Benyaminin torbasinda çikti.

44:13 ±×µéÀÌ ¿ÊÀ» Âõ°í °¢±â ÁüÀ» ³ª±Í¿¡ ½Æ°í ¼ºÀ¸·Î µ¹¾Æ¿À´Ï¶ó

44:13 Kardesleri üzüntüden giysilerini yirttilar. Sonra torbalarini eseklerine yükleyip kente geri döndüler.

44:14 ¡Û À¯´Ù¿Í ±× ÇüÁ¦µéÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ Áý¿¡ À̸£´Ï ¿ä¼ÁÀÌ ¿ÀÈ÷·Á ±× °÷¿¡ ÀÖ´ÂÁö¶ó ±× ¾Õ ¶¥¿¡ ¾þµå¸®´Ï

44:14 Yahudayla kardesleri Yusufun evine geldiginde, Yusuf daha evdeydi. Önünde yere kapandilar.

44:15 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ³ÊÈñ°¡ ¾îÂîÇÏ¿© ÀÌ·± ÀÏÀ» ÇàÇÏ¿´´À³Ä ³ª °°Àº »ç¶÷ÀÌ Á¡ Àß Ä¥ ÁÙÀ» ³ÊÈñ°¡ ¾ËÁö ¸øÇÏ´À³Ä

44:15 Yusuf, ‹‹Nedir bu yaptiginiz?›› dedi, ‹‹Benim gibi birinin fala bakabilecegi akliniza gelmedi mi?››

44:16 À¯´Ù°¡ °¡·ÎµÇ ¿ì¸®°¡ ³» ÁÖ²² ¹«½¼ ¸»À» ÇÏ¿À¸®ÀÌ±î ¹«½¼ ¼³¸íÀ» ÇÏ¿À¸®ÀÌ±î ¾î¶»°Ô ¿ì¸®ÀÇ Á¤Á÷À» ³ªÅ¸³»¸®À̱î Çϳª´ÔÀÌ Á¾µéÀÇ Á˾ÇÀ» Àû¹ßÇϼÌÀ¸´Ï ¿ì¸®¿Í ÀÌ ÀÜÀÌ ¹ß°ßµÈ ÀÚ°¡ ´Ù ³» ÁÖÀÇ Á¾ÀÌ µÇ°Ú³ªÀÌ´Ù

44:16 Yahuda, ‹‹Ne diyelim, efendim?›› diye karsilik verdi, ‹‹Nasil anlatalim? Kendimizi nasil temize çikaralim? Tanri suçumuzu ortaya çikardi. Hepimiz köleniz artik, efendim; hem biz hem de kendisinde kâse bulunan kardesimiz.››

44:17 ¿ä¼ÁÀÌ °¡·ÎµÇ ³»°¡ °áÄÚ ±×¸®ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇϸ®¶ó ÀÜÀÌ ±× ¼Õ¿¡¼­ ¹ß°ßµÈ ÀÚ¸¸ ³ªÀÇ Á¾ÀÌ µÇ°í ³ÊÈñ´Â Æò¾ÈÈ÷ ³ÊÈñ ¾Æ¹öÁö²²·Î µµ·Î ¿Ã¶ó°¥ °ÍÀ̴϶ó

44:17 Yusuf, ‹‹Benden uzak olsun!›› dedi, ‹‹Yalniz kendisinde kâse bulunan kölem olacak. Siz esenlikle babanizin yanina dönün.››

44:18 À¯´Ù°¡ ±×¿¡°Ô °¡±îÀÌ °¡¼­ °¡·ÎµÇ ³» ÁÖ¿© ûÄÁ´ë Á¾À¸·Î ³» ÁÖÀÇ ±Í¿¡ ÇÑ ¸»¾¸À» °íÇÏ°Ô ÇϼҼ­ ÁÖÀÇ Á¾¿¡°Ô ³ëÇÏÁö ¸¶¿É¼Ò¼­ ÁÖ´Â ¹Ù·Î¿Í °°À¸½ÉÀÌ´ÏÀÌ´Ù

44:18 Yahuda yaklasip, ‹‹Efendim, lütfen izin ver konusayim›› dedi, ‹‹Kuluna öfkelenme. Sen firavunla ayni yetkiye sahipsin.

44:19 ÀÌÀü¿¡ ³» ÁÖ²²¼­ Á¾µé¿¡°Ô ¹°À¸½ÃµÇ ³ÊÈñ´Â ¾Æºñ°¡ ÀÖ´À³Ä ¾Æ¿ì°¡ ÀÖ´À³Ä ÇϽñ⿡

44:19 Efendim, biz kullarina sormustun: ‹Babaniz ya da baska kardesiniz var mi?› diye.

44:20 ¿ì¸®°¡ ³» ÁÖ²² °íÇ쵂 ¿ì¸®¿¡°Ô ¾Æºñ°¡ ÀÖÀ¸´Ï ³ëÀÎÀÌ¿ä ¶Ç ±× ³ë³â¿¡ ¾òÀº ¾Æµé ¼Ò³âÀÌ ÀÖÀ¸´Ï ±×ÀÇ ÇüÀº Á×°í ±× ¾î¹ÌÀÇ ³¢Ä£ °ÍÀº ±× »ÓÀ̹ǷΠ±× ¾Æºñ°¡ ±×¸¦ »ç¶ûÇϳªÀÌ´Ù ÇÏ¿´´õ´Ï

44:20 Biz de, ‹Yasli bir babamiz ve onun yasliliginda dogan küçük bir kardesimiz var› demistik, ‹O çocugun kardesi öldü, kendisi annesinin tek oglu. Babamiz onu çok sever.›

44:21 ÁÖ²²¼­ ¶Ç Á¾µé¿¡°Ô À̸£½ÃµÇ ±×¸¦ ³»°Ô·Î µ¥¸®°í ³»·Á¿Í¼­ ³ª·Î ±×¸¦ ¸ñµµÇÏ°Ô Ç϶ó ÇϽñâ·Î

44:21 ‹‹Sen de biz kullarina, ‹O çocugu bana getirin, gözümle göreyim› demistin.

44:22 ¿ì¸®°¡ ³» ÁÖ²² ¸»¾¸Çϱ⸦ ±× ¾ÆÀÌ´Â ¾Æºñ¸¦ ¶°³ªÁö ¸øÇÒÁö´Ï ¶°³ª¸é ¾Æºñ°¡ Á×°Ú³ªÀÌ´Ù

44:22 Biz de, ‹Çocuk babasindan ayrilamaz, ayrilirsa babasi ölür› diye karsilik vermistik.

44:23 ÁÖ²²¼­ ¶Ç ÁÖÀÇ Á¾µé¿¡°Ô ¸»¾¸ÇÏ½ÃµÇ ³ÊÈñ ¸»Â° ¾Æ¿ì°¡ ³ÊÈñ¿Í ÇÔ²² ³»·Á¿ÀÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ³ÊÈñ°¡ ´Ù½Ã ³» ¾ó±¼À» º¸Áö ¸øÇϸ®¶ó ÇϽñâ·Î

44:23 Sen de biz kullarina, ‹Eger küçük kardesiniz sizinle gelmezse, yüzümü bir daha göremezsiniz› demistin.

44:24 ¿ì¸®°¡ ÁÖÀÇ Á¾ ¿ì¸® ¾Æºñ¿¡°Ô·Î µµ·Î ¿Ã¶ó°¡¼­ ³» ÁÖÀÇ ¸»¾¸À» ±×¿¡°Ô °íÇÏ¿´³ªÀÌ´Ù

44:24 ‹‹Kulun babamizin yanina döndügümüzde, söylediklerini ona anlattik.

44:25 ±× ÈÄ¿¡ ¿ì¸® ¾Æºñ°¡ ´Ù½Ã °¡¼­ °î¹°À» Á¶±Ý »ç¿À¶ó ÇϽñâ·Î

44:25 Babamiz, ‹Yine gidin, bize biraz yiyecek alin› dedi.

44:26 ¿ì¸®°¡ À̸£µÇ ¿ì¸®°¡ ³»·Á°¥ ¼ö ¾ø³ªÀÌ´Ù ¿ì¸® ¸»Â° ¾Æ¿ì°¡ ÇÔ²² ÇÏ¸é ³»·Á°¡·Á´Ï¿Í ¸»Â° ¾Æ¿ì°¡ ¿ì¸®¿Í ÇÔ²²ÇÔÀÌ ¾Æ´Ï¸é »ç¶÷ÀÇ ¾ó±¼À» º¼ ¼ö ¾øÀ½ÀÌ´ÏÀÌ´Ù

44:26 Ama biz, ‹Gidemeyiz› dedik, ‹Ancak küçük kardesimiz bizimle gelirse gideriz. Küçük kardesimiz bizimle olmazsa o adamin yüzünü göremeyiz.›

44:27 ÁÖÀÇ Á¾ ¿ì¸® ¾Æºñ°¡ ¿ì¸®¿¡°Ô À̸£µÇ ³ÊÈñµµ ¾Ë°Å´Ï¿Í ³» ¾Æ³»°¡ ³»°Ô µÎ ¾ÆµéÀ» ³º¾ÒÀ¸³ª

44:27 ‹‹Babam, biz kullarina, ‹Biliyorsunuz, karim bana iki erkek çocuk dogurdu› dedi,

44:28 Çϳª´Â ³»°Ô¼­ ³ª°£ °í·Î ³»°¡ ¸»Çϱ⸦ Á¤³ç Âõ°Ü Á×¾ú´Ù ÇÏ°í ³»°¡ Áö±Ý±îÁö ±×¸¦ º¸Áö ¸øÇÏ°Å´Ã

44:28 ‹Biri yanimdan ayrildi. Besbelli bir hayvan parçaladi, bir daha göremedim onu.

44:29 ³ÊÈñ°¡ À̵µ ³»°Ô¼­ ÃëÇÏ¿© °¡·ÁÇÑÁï ¸¸ÀÏ ÀçÇØ°¡ ±× ¸ö¿¡ ¹ÌÄ¡¸é ³ªÀÇ Èò ¸Ó¸®·Î ½½ÇÇ À½ºÎ·Î ³»·Á°¡°Ô Çϸ®¶ó ÇÏ´Ï

44:29 Bunu da götürürseniz ve ona bir zarar gelirse, bu aciyla ak saçli basimi ölüler diyarina götürürsünüz.›

44:30 ¾ÆºñÀÇ »ý¸í°ú ¾ÆÀÌÀÇ »ý¸íÀÌ ¼­·Î °áŹµÇ¾ú°Å´Ã ÀÌÁ¦ ³»°¡ ÁÖÀÇ Á¾ ¿ì¸® ¾Æºñ¿¡°Ô µ¹¾Æ°¥ ¶§¿¡ ¾ÆÀÌ°¡ ¿ì¸®¿Í ÇÔ²² ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇϸé

44:31 ¾Æºñ°¡ ¾ÆÀÌÀÇ ¾øÀ½À» º¸°í Á×À¸¸®´Ï ÀÌ°°ÀÌ µÇ¸é Á¾µéÀÌ ÁÖÀÇ Á¾ ¿ì¸® ¾ÆºñÀÇ Èò ¸Ó¸®·Î ½½ÇÇ À½ºÎ·Î ³»·Á°¡°Ô ÇÔÀÌ´ÏÀÌ´Ù

44:30 ‹‹Efendim, simdi babam kulunun yanina döndügümde çocuk yanimizda olmazsa, babam onu görmeyince ölür. Çünkü onu yasama baglayan bu çocuktur. Biz kullarin da aci içinde babamizin ak saçli basini ölüler diyarina indiririz.

44:32 ÁÖÀÇ Á¾ÀÌ ³» ¾Æºñ¿¡°Ô ¾ÆÀ̸¦ ´ãº¸Çϱ⸦ ³»°¡ À̸¦ ¾Æ¹öÁö²²·Î µ¥¸®°í µ¹¾Æ¿ÀÁö ¾Æ´ÏÇÏ¸é ¿µ¿µÈ÷ ¾Æ¹öÁö²² Á˸¦ Áö¸®ÀÌ´Ù ÇÏ¿´»ç¿À´Ï

44:32 Ben kulun bu çocuga kefil oldum. Babama, ‹Onu sana geri getirmezsem, ömrümce kendimi sana karsi suçlu sayarim› dedim.

44:33 ûÄÁ´ë ÁÖÀÇ Á¾À¸·Î ¾ÆÀ̸¦ ´ë½ÅÇÏ¿© À־ ÁÖÀÇ Á¾ÀÌ µÇ°Ô ÇÏ½Ã°í ¾ÆÀÌ´Â ÇüÁ¦¿Í ÇÔ²² µµ·Î ¿Ã·Á º¸³»¼Ò¼­

44:33 ‹‹Lütfen simdi çocugun yerine beni kölen kabul et. Çocuk kardesleriyle birlikte geri dönsün.

44:34 ³»°¡ ¾îÂî ¾ÆÀÌ¿Í ÇÔ²² ÇÏÁö ¾Æ´ÏÇÏ°í ³» ¾Æºñ¿¡°Ô·Î ¿Ã¶ó°¥ ¼ö ÀÖÀ¸¸®ÀÌ±î µÎ·Æ°Ç´ë ÀçÇØ°¡ ³» ¾Æºñ¿¡°Ô ¹ÌħÀ» º¸¸®ÀÌ´Ù

44:34 O yanimda olmadan babamin yanina nasil dönerim? Babamin basina gelecek kötülüge dayanamam.››

 Ã¢¼¼±â 45Àå / Yaratilis

45:1 ¿ä¼ÁÀÌ ½ÃÁ¾ÇÏ´Â ÀÚµé ¾Õ¿¡¼­ ±× Á¤À» ¾ïÁ¦ÇÏÁö ¸øÇÏ¿© ¼Ò¸®Áú·¯ ¸ðµç »ç¶÷À» Àڱ⿡°Ô¼­ ¹°·¯°¡¶ó ÇÏ°í ±× ÇüÁ¦¿¡°Ô Àڱ⸦ ¾Ë¸®´Ï ¶§¿¡ ±×¿Í ÇÔ²² ÇÑ ÀÚ°¡ ¾ø¾ú´õ¶ó

45:1 Yusuf adamlarinin önünde kendini tutamayip, ‹‹Herkesi çikarin buradan!›› diye bagirdi. Kendini kardeslerine tanittiginda yaninda kimse olmasin istiyordu.

45:2 ¿ä¼ÁÀÌ ¹æ¼º´ë°îÇÏ´Ï ¾Ö±Á »ç¶÷¿¡°Ô µé¸®¸ç ¹Ù·ÎÀÇ ±ÃÁß¿¡ µé¸®´õ¶ó

45:2 O kadar yüksek sesle agladi ki, Misirlilar aglayisini isitti. Bu haber firavunun ev halkina da ulasti.

45:3 ¿ä¼ÁÀÌ ±× Çüµé¿¡°Ô À̸£µÇ ³ª´Â ¿ä¼ÁÀÌ¶ó ³» ¾Æ¹öÁö²²¼­ ¾ÆÁ÷ »ì¾Æ °è½Ã´ÏÀ̱î ÇüµéÀÌ ±× ¾Õ¿¡¼­ ³î¶ó¼­ ´ÉÈ÷ ´ë´äÇÏÁö ¸øÇÏ´ÂÁö¶ó

45:3 Yusuf kardeslerine, ‹‹Ben Yusufum!›› dedi, ‹‹Babam yasiyor mu?›› Kardesleri donup kaldi, yanit veremediler.

45:4 ¿ä¼ÁÀÌ Çüµé¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°Ô·Î °¡±îÀÌ ¿À¼Ò¼­ ±×µéÀÌ °¡±îÀÌ °¡´Ï °¡·ÎµÇ ³ª´Â ´ç½ÅµéÀÇ ¾Æ¿ì ¿ä¼ÁÀÌ´Ï ´ç½ÅµéÀÌ ¾Ö±Á¿¡ ÆÇ ÀÚ¶ó

45:4 Yusuf, ‹‹Lütfen bana yaklasin›› dedi. Onlar yaklasinca Yusuf söyle devam etti: ‹‹Misira sattiginiz kardesiniz Yusuf benim.

45:5 ´ç½ÅµéÀÌ ³ª¸¦ ÀÌ°÷¿¡ ÆȾÒÀ¸¹Ç·Î ±Ù½ÉÇÏÁö ¸¶¼Ò¼­ ÇÑźÇÏÁö ¸¶¼Ò¼­ Çϳª´ÔÀÌ »ý¸íÀ» ±¸¿øÇϽ÷Á°í ³ª¸¦ ´ç½Åµé ¾Õ¼­ º¸³»¼Ì³ªÀÌ´Ù

45:5 Beni buraya sattiginiz için üzülmeyin. Kendinizi suçlamayin. Tanri insanligi korumak için beni önden gönderdi.

45:6 ÀÌ ¶¥¿¡ ÀÌ ³â µ¿¾È Èä³âÀÌ µé¾úÀ¸³ª ¾ÆÁ÷ ¿À ³âÀº ±â°æµµ ¸øÇÏ°í Ãß¼öµµ ¸øÇÒÁö¶ó

45:6 Çünkü iki yildir ülkede kitlik var, bes yil daha sürecek. Kimse çift süremeyecek, ekin biçemeyecek.

45:7 Çϳª´ÔÀÌ Å« ±¸¿øÀ¸·Î ´ç½ÅµéÀÇ »ý¸íÀ» º¸Á¸ÇÏ°í ´ç½ÅµéÀÇ ÈļÕÀ» ¼¼»ó¿¡ µÎ½Ã·Á°í ³ª¸¦ ´ç½Åµé ¾Õ¼­ º¸³»¼Ì³ª´Ï

45:7 Tanri yeryüzünde soyunuzu korumak ve harika biçimde caninizi kurtarmak için beni önünüzden gönderdi.

45:8 ±×·±Áï ³ª¸¦ À̸®·Î º¸³½ ÀÚ´Â ´ç½ÅµéÀÌ ¾Æ´Ï¿ä Çϳª´ÔÀ̽öó Çϳª´ÔÀÌ ³ª·Î ¹Ù·ÎÀÇ ¾Æºñ¸¦ »ïÀ¸½Ã¸ç ±× ¿Â ÁýÀÇ ÁÖ¸¦ »ïÀ¸½Ã¸ç ¾Ö±Á ¿Â ¶¥ÀÇ Ä¡¸®ÀÚ¸¦ »ïÀ¸¼Ì³ªÀÌ´Ù

45:8 Beni buraya gönderen siz degilsiniz, Tanridir. Beni firavunun basdanismani, sarayinin efendisi, bütün Misir ülkesinin yöneticisi yapti.

45:9 ´ç½ÅµéÀº ¼ÓÈ÷ ¾Æ¹öÁö²²·Î ¿Ã¶ó°¡¼­ °íÇϱ⸦ ¾Æ¹öÁöÀÇ ¾Æµé ¿ä¼ÁÀÇ ¸»¿¡ Çϳª´ÔÀÌ ³ª¸¦ ¾Ö±Á Àü±¹ÀÇ ÁÖ·Î ¼¼¿ì¼ÌÀ¸´Ï ³»°Ô·Î Áöü ¸»°í ³»·Á¿À»ç

45:9 Hemen babamin yanina gidin, ona oglun Yusuf söyle diyor deyin: ‹Tanri beni Misir ülkesine yönetici yapti. Durma, yanima gel.

45:10 ¾Æ¹öÁöÀÇ ¾Æµéµé°ú ¾Æ¹öÁöÀÇ ¼ÕÀÚµé°ú ¾Æ¹öÁöÀÇ ¾ç°ú ¼Ò¿Í ¸ðµç ¼ÒÀ¯°¡ °í¼¾ ¶¥¿¡ À־ ³ª¿Í °¡±õ°Ô ÇϼҼ­

45:10 Gosen bölgesine yerlesirsin; çocuklarin, torunlarin, davarlarin, sigirlarin ve sahip oldugun her seyle birlikte yakinimda olursun.

45:11 Èä³âÀÌ ¾ÆÁ÷ ´Ù¼¸ ÇØ°¡ ÀÖÀ¸´Ï ³»°¡ °Å±â¼­ ¾Æ¹öÁö¸¦ ºÀ¾çÇϸ®ÀÌ´Ù ¾Æ¹öÁö¿Í ¾Æ¹öÁöÀÇ °¡¼Ó°ú ¾Æ¹öÁöÀÇ ¸ðµç ¼Ò¼ÓÀÌ °áÇÌÇÒ±î ÇϳªÀÌ´Ù ÇÏ´õ¶ó ÇϼҼ­

45:11 Orada sana bakarim, çünkü kitlik bes yil daha sürecek. Yoksa sen de ailen ve sana bagli olan herkes de perisan olursunuz.›

45:12 ´ç½ÅµéÀÇ ´«°ú ³» ¾Æ¿ì º£³Ä¹ÎÀÇ ´«ÀÌ º¸´Â ¹Ù ´ç½Åµé¿¡°Ô ÀÌ ¸»À» ÇÏ´Â °ÍÀº ³» ÀÔÀ̶ó

45:12 ‹‹Hepiniz gözlerinizle görüyorsunuz, kardesim Benyamin, sen de görüyorsun konusanin gerçekten ben oldugumu.

45:13 ´ç½ÅµéÀº ³ªÀÇ ¾Ö±Á¿¡¼­ÀÇ ¿µÈ­¿Í ´ç½ÅµéÀÇ º» ¸ðµç °ÍÀ» ´Ù ³» ¾Æ¹öÁö²² °íÇÏ°í ¼ÓÈ÷ ¸ð½Ã°í ³»·Á¿À¼Ò¼­ Çϸç

45:13 Misirda ne denli güçlü oldugumu ve bütün gördüklerinizi babama anlatin. Babami hemen buraya getirin.››

45:14 ÀÚ±â ¾Æ¿ì º£³Ä¹ÎÀÇ ¸ñÀ» ¾È°í ¿ì´Ï º£³Ä¹Îµµ ¿ä¼ÁÀÇ ¸ñÀ» ¾È°í ¿ì´Ï¶ó

45:14 Sonra kardesi Benyaminin boynuna sarilip agladi. Benyamin de aglayarak ona sarildi.

45:15 ¿ä¼ÁÀÌ ¶Ç Çüµé°ú ÀÔ¸ÂÃß¸ç ¾È°í ¿ì´Ï ÇüµéÀÌ ±×Á¦¾ß ¿ä¼Á°ú ¸»Çϴ϶ó

45:15 Yusuf aglayarak bütün kardeslerini öptü. Sonra kardesleri onunla konusmaya basladi.

45:16 ¡Û ¿ä¼ÁÀÇ ÇüµéÀÌ ¿Ô´Ù´Â ¼Ò¹®ÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ ±Ã¿¡ µé¸®¸Å ¹Ù·Î¿Í ±× ½Åº¹ÀÌ ±â»µÇÏ°í

45:16 Yusufun kardeslerinin geldigi haberi firavunun sarayina ulasinca, firavunla görevlileri hosnut oldu.

45:17 ¹Ù·Î´Â ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³× Çüµé¿¡°Ô ¸íÇϱ⸦ ³ÊÈñ´Â ÀÌ·¸°Ô ÇÏ¿© ³ÊÈñ ¾ç½ÄÀ» ½Æ°í °¡¼­ °¡³ª¾È ¶¥¿¡ À̸£°Åµç

45:17 Firavun Yusufa söyle dedi: ‹‹Kardeslerine de ki, ‹Hayvanlarinizi yükleyip Kenan ülkesine gidin.

45:18 ³ÊÈñ ¾Æºñ¿Í ³ÊÈñ °¡¼ÓÀ» À̲ø°í ³»°Ô·Î ¿À¶ó ³»°¡ ³ÊÈñ¿¡°Ô ¾Ö±Á ¶¥ ¾Æ¸§´Ù¿î °ÍÀ» ÁÖ¸®´Ï ³ÊÈñ°¡ ³ª¶óÀÇ ±â¸§Áø °ÍÀ» ¸ÔÀ¸¸®¶ó

45:18 Babanizi ve ailelerinizi buraya getirin. Size Misirin en iyi topraklarini verecegim. Ülkenin kaymagini yiyeceksiniz.›

45:19 ÀÌÁ¦ ¸íÀ» ¹Þ¾ÒÀ¸´Ï ÀÌ·¸°Ô Ç϶ó ³ÊÈñ´Â ¾Ö±Á ¶¥¿¡¼­ ¼ö·¹¸¦ °¡Á®´Ù°¡ ³ÊÈñ ÀÚ³à¿Í ¾Æ³»¸¦ Å¿ì°í ³ÊÈñ ¾Æºñ¸¦ µ¥·Á¿À¶ó

45:19 Onlara ayrica söyle demeni de buyuruyorum: ‹Çocuklarinizla karilariniz için Misirdan arabalar alin, babanizla birlikte buraya gelin.

45:20 ¶Ç ³ÊÈñÀÇ ±â±¸¸¦ ¾Æ³¢Áö ¸»¶ó ¿Â ¾Ö±Á ¶¥ÀÇ ÁÁÀº °ÍÀÌ ³ÊÈñ °ÍÀÓÀ̴϶ó Ç϶ó

45:20 Gözünüz arkada kalmasin, çünkü Misirda en iyi ne varsa sizin olacak.› ››

45:21 ¡Û À̽º¶ó¿¤ÀÇ ¾ÆµéµéÀÌ ±×´ë·Î ÇÒ»õ ¿ä¼ÁÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ ¸í´ë·Î ±×µé¿¡°Ô·Î ¼ö·¹¸¦ ÁÖ°í ±æ ¾ç½ÄÀ» ÁÖ¸ç

45:21 Israilin ogullari söyleneni yapti. Firavunun buyrugu üzerine Yusuf onlara araba ve yol için azik verdi.

45:22 ¶Ç ±×µé¿¡°Ô ´Ù °¢±â ¿Ê ÇÑ ¹ú¾¿ ÁÖµÇ º£³Ä¹Î¿¡°Ô´Â Àº »ï¹é°ú ¿Ê ´Ù¼¸ ¹úÀ» ÁÖ°í

45:22 Hepsine birer kat yedek giysi, Benyamine ise üç yüz parça gümüsle bes kat yedek giysi verdi.

45:23 ±×°¡ ¶Ç ÀÌ¿Í °°ÀÌ ±× ¾Æºñ¿¡°Ô º¸³»µÇ ¼ö³ª±Í ¿­ ÇÊ¿¡ ¾Ö±ÁÀÇ ¾Æ¸§´Ù¿î ¹°Ç°À» ½Ç¸®°í ¾Ï³ª±Í ¿­ ÇÊ¿¡´Â ¾Æºñ¿¡°Ô ±æ¿¡¼­ °ø±Ë ÇÒ °î½Ä°ú ¶±°ú ¾ç½ÄÀ» ½Ç¸®°í

45:23 Böylece babasina Misirda en iyi ne varsa hepsiyle yüklü on esek, yolculuk için bugday, ekmek ve azik yüklü on disi esek gönderdi.

45:24 ÀÌ¿¡ ÇüµéÀ» µ¹·Áº¸³»¸ç ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ ´ç½ÅµéÀº ³ëÁß¿¡¼­ ´ÙÅõÁö ¸»¶ó ÇÏ¿´´õ¶ó

45:24 Kardeslerini yolcu ederken onlara, ‹‹Yolda kavga etmeyin›› dedi.

45:25 ±×µéÀÌ ¾Ö±Á¿¡¼­ ¿Ã¶ó¿Í °¡³ª¾È ¶¥À¸·Î µé¾î°¡¼­ ¾Æºñ ¾ß°ö¿¡°Ô À̸£·¯

45:25 Yusufun kardesleri Misirdan ayrilip Kenan ülkesine, babalari Yakupun yanina döndüler.

45:26 °íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ¿ä¼ÁÀÌ Áö±Ý±îÁö »ì¾Æ ÀÖ¾î ¾Ö±Á ¶¥ ÃѸ®°¡ µÇ¾ú´õÀÌ´Ù ¾ß°öÀÌ ±×µéÀ» ¹ÏÁö ¾Æ´ÏÇϹǷΠ±â»öÇÏ´õ´Ï

45:26 Ona, ‹‹Yusuf yasiyor!›› dediler, ‹‹Üstelik Misirin yöneticisi olmus.›› Babalari donup kaldi, onlara inanmadi.

45:27 ±×µéÀÌ ¶Ç ¿ä¼ÁÀÌ ÀÚ±âµé¿¡°Ô ºÎŹÇÑ ¸ðµç ¸»·Î ±× ¾Æºñ¿¡°Ô °íÇϸŠ±× ¾Æºñ ¾ß°öÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ Àڱ⸦ Å¿ì·Á°í º¸³½ ¼ö·¹¸¦ º¸°í¾ß ±â¿îÀÌ ¼Ò»ýÇÑÁö¶ó

45:27 Yusufun kendilerine bütün söylediklerini anlattilar. Kendisini Misira götürmek için Yusufun gönderdigi arabalari görünce, Yakupun keyfi yerine geldi.

45:28 À̽º¶ó¿¤ÀÌ °¡·ÎµÇ Á·Çϵµ´Ù ³» ¾Æµé ¿ä¼ÁÀÌ Áö±Ý±îÁö »ì¾ÒÀ¸´Ï ³»°¡ Á×±â Àü¿¡ °¡¼­ ±×¸¦ º¸¸®¶ó

45:28 ‹‹Tamam!›› dedi, ‹‹Oglum Yusuf yasiyor. Ölmeden önce gidip onu görecegim.››

 Ã¢¼¼±â 46Àå / Yaratilis

46:1 À̽º¶ó¿¤ÀÌ ¸ðµç ¼ÒÀ¯¸¦ À̲ø°í ¹ßÇàÇÏ¿© ºê¿¤¼¼¹Ù¿¡ À̸£·¯ ±× ¾Æºñ ÀÌ»èÀÇ Çϳª´Ô²² Èñ»ýÀ» µå¸®´Ï

46:1 Israil sahip oldugu her seyle birlikte yola çikti. Beer-Sevaya varinca, orada babasi Ishakin Tanrisina kurbanlar kesti.

46:2 ¹ã¿¡ Çϳª´ÔÀÌ ÀÌ»ó Áß¿¡ À̽º¶ó¿¤¿¡°Ô ³ªÅ¸³ª½Ã°í ºÒ·¯ °¡¶ó»ç´ë ¾ß°ö¾Æ ¾ß°ö¾Æ ÇϽôÂÁö¶ó ¾ß°öÀÌ °¡·ÎµÇ ³»°¡ ¿©±â ÀÖ³ªÀÌ´Ù ÇϸÅ

46:2 O gece Tanri bir görümde Israile, ‹‹Yakup, Yakup!›› diye seslendi. Yakup, ‹‹Buradayim›› diye yanitladi.

46:3 Çϳª´ÔÀÌ °¡¶ó»ç´ë ³ª´Â Çϳª´ÔÀ̶ó ³× ¾ÆºñÀÇ Çϳª´ÔÀÌ´Ï ¾Ö±ÁÀ¸·Î ³»·Á°¡±â¸¦ µÎ·Á¿ö ¸»¶ó ³»°¡ °Å±â¼­ ³Ê·Î Å« ¹ÎÁ·À» ÀÌ·ç°Ô Çϸ®¶ó

46:3 Tanri, ‹‹Ben Tanriyim, babanin Tanrisi›› dedi, ‹‹Misira gitmekten çekinme. Soyunu orada büyük bir ulus yapacagim.

46:4 ³»°¡ ³Ê¿Í ÇÔ²² ¾Ö±ÁÀ¸·Î ³»·Á°¡°Ú°í Á¤³ç ³Ê¸¦ ÀεµÇÏ¿© ´Ù½Ã ¿Ã¶ó¿Ã °ÍÀÌ¸ç ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¼ÕÀ¸·Î ³× ´«À» °¨±â¸®¶ó Çϼ̴õ¶ó

46:4 Seninle birlikte Misira gelecek, soyunu bu ülkeye geri getirecegim. Senin gözlerini Yusufun elleri kapayacak.››

46:5 ¾ß°öÀÌ ºê¿¤¼¼¹Ù¿¡¼­ ¹ßÇàÇÒ»õ À̽º¶ó¿¤ÀÇ ¾ÆµéµéÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ Å¿ì·Á°í º¸³½ ¼ö·¹¿¡ ÀÚ±âµéÀÇ ¾Æºñ ¾ß°ö°ú ÀÚ±âµéÀÇ Ã³ÀÚµéÀ» Å¿ü°í

46:5 Yakup Beer-Sevadan ayrildi. Ogullari Yakupu -Israili- götürmek üzere firavunun gönderdigi arabalara onu, kendi çocuklariyla karilarini bindirdiler.

46:6 ±× »ýÃà°ú °¡³ª¾È ¶¥¿¡¼­ ¾òÀº Àç¹°À» À̲ø¾úÀ¸¸ç ¾ß°ö°ú ±× ÀÚ¼ÕµéÀÌ ´Ù ÇÔ²² ¾Ö±ÁÀ¸·Î °¬´õ¶ó

46:7 ÀÌ¿Í °°ÀÌ ¾ß°öÀÌ ±× ¾Æµéµé°ú ¼ÕÀÚµé°ú µþµé°ú ¼Õ³àµé °ð ±× ¸ðµç ÀÚ¼ÕÀ» µ¥¸®°í ¾Ö±ÁÀ¸·Î °¬´õ¶ó

46:6 Yakup, bütün ailesini -ogullarini, kizlarini, torunlarini- hayvanlarini ve Kenan ülkesinde kazandigi mallari yanina alarak Misira gitti.

46:8 ¡Û ¾Ö±ÁÀ¸·Î ³»·Á°£ À̽º¶ó¿¤ °¡Á·ÀÇ À̸§ÀÌ ÀÌ·¯ÇÏ´Ï ¾ß°ö°ú ±× ¾Æµéµé °ð ¾ß°öÀÇ ¸º¾Æµé ¸£¿ìº¥°ú

46:8 Israilin Misira giden ogullarinin -Yakupla ogullarinin- adlari sunlardir: Yakupun ilk oglu Ruben.

46:9 ¸£¿ìº¥ÀÇ ¾Æµé Çϳì°ú ¹ß·ç¿Í Ç콺·Ð°ú °¥¹Ì¿ä

46:9 Rubenin ogullari: Hanok, Pallu, Hesron, Karmi.

46:10 ½Ã¹Ç¿ÂÀÇ ¾Æµé °ð ¿©¹«¿¤°ú ¾ß¹Î°ú ¿ÀÇÖ°ú ¾ß±ä°ú ½ºÇÒ°ú °¡³ª¾È ¿©ÀÎÀÇ ¼Ò»ý »ç¿ïÀÌ¿ä

46:10 Simonun ogullari: Yemuel, Yamin, Ohat, Yakin, Sohar ve Kenanli bir kadinin oglu Saul.

46:11 ·¹À§ÀÇ ¾Æµé °ð °Ô¸£¼Õ°ú ±×ÇÖ°ú ¹Ç¶ó¸®¿ä

46:11 Levinin ogullari: Gerson, Kehat, Merari.

46:12 À¯´ÙÀÇ ¾Æµé °ð ¿¤°ú ¿À³­°ú ¼¿¶ó¿Í º£·¹½º¿Í ¼¼¶ó´Ï ¿¤°ú ¿À³­Àº °¡³ª¾È ¶¥¿¡¼­ Á×¾ú°í ¶Ç º£·¹½ºÀÇ ¾Æµé °ð Ç콺·Ð°ú ÇϹ°ÀÌ¿ä

46:12 Yahudanin ogullari: Er, Onan, Sela, Peres, Zerah. Ancak Erle Onan Kenan ülkesinde ölmüstü. Peresin ogullari: Hesron, Hamul.

46:13 Àջ簥ÀÇ ¾Æµé °ð µ¹¶ó¿Í ºÎ¿Í¿Í ¿é°ú ½Ã¹Ç·ÐÀÌ¿ä

46:13 Issakarin ogullari: Tola, Puvva, Yov, Simron.

46:14 ½ººÒ·ÐÀÇ ¾Æµé °ð ¼¼·¿°ú ¿¤·Ð°ú ¾â¸£¿¤ÀÌ´Ï

46:14 Zevulunun ogullari: Seret, Elon, Yahleel.

46:15 À̵éÀº ·¹¾Æ°¡ ¹å´Ü¾Æ¶÷¿¡¼­ ¾ß°ö¿¡°Ô ³ºÀº ÀÚ¼ÕµéÀ̶ó ±× µþ µð³ª¸¦ ÇÕÇÏ¿© ³²ÀÚ¿Í ¿©ÀÚ°¡ »ï½Ê »ï ¸íÀ̸ç

46:15 Bunlar Leanin Yakupa dogurdugu ogullardir. Lea onlari ve kizi Dinayi Paddan-Aramda dogurmustu. Yakupun bu ogullariyla kizlari toplam otuz üç kisiydi.

46:16 °«ÀÇ ¾Æµé °ð ½ÃºÍ°ú Çбâ¿Í ¼ö´Ï¿Í ¿¡½ºº»°ú ¿¡¸®¿Í ¾Æ·Îµð¿Í ¾Æ·¼¸®¿ä

46:16 Gadin ogullari: Sifyon, Hagi, Suni, Esbon, Eri, Arodi, Areli.

46:17 ¾Æ¼¿ÀÇ ¾Æµé °ð ÀÓ³ª¿Í À̽º¿Í¿Í À̽ºÀ§¿Í ºê¸®¾Æ¿Í ±×µéÀÇ ´©ÀÌ ¼¼¶ó¸ç ¶Ç ºê¸®¾ÆÀÇ ¾Æµé °ð Ç캧°ú ¸»±â¿¤ÀÌ´Ï

46:17 Aserin çocuklari: Yimna, Yisva, Yisvi, Beria; kizkardesleri Serah. Berianin ogullari: Hever, Malkiel.

46:18 À̵éÀº ¶ó¹ÝÀÌ ±× µþ ·¹¾Æ¿¡°Ô ÁØ ½Ç¹Ù°¡ ¾ß°ö¿¡°Ô ³ºÀº ÀÚ¼ÕµéÀ̶ó ÇÕ ½Ê ·ú ¸íÀÌ¿ä

46:18 Bunlar Lavanin kizi Leaya verdigi Zilpanin Yakupa dogurdugu çocuklardir. Toplam on alti kisiydiler.

46:19 ¾ß°öÀÇ ¾Æ³» ¶óÇïÀÇ ¾Æµé °ð ¿ä¼Á°ú º£³Ä¹ÎÀÌ¿ä

46:19 Yakupun karisi Rahelin ogullari: Yusuf, Benyamin.

46:20 ¾Ö±Á ¶¥¿¡¼­ ¿Â Á¦»çÀå º¸µðº£¶óÀÇ µþ ¾Æ½º³´ÀÌ ¿ä¼Á¿¡°Ô ³ºÀº ¹Ç³´¼¼¿Í ¿¡ºê¶óÀÓÀÌ¿ä

46:20 Yusufun Misirda On Kentifç kâhini Potiferanin kizi Asenattan Manasse ve Efrayim adinda iki oglu oldu.

46:21 º£³Ä¹ÎÀÇ ¾Æµé °ð º§¶ó¿Í º£°Ö°ú ¾Æ½ºº§°ú °Ô¶ó¿Í ³ª¾Æ¸¸°ú ¿¡È÷¿Í ·Î½º¿Í ¹´ºö°ú Èɺö°ú ¾Æ¸©ÀÌ´Ï

46:21 Benyaminin ogullari: Bala, Beker, Asbel, Gera, Naaman, Ehi, Ros, Muppim, Huppim, Ard.

46:22 À̵éÀº ¶óÇïÀÌ ¾ß°ö¿¡°Ô ³ºÀº ÀÚ¼ÕÀ̶ó ÇÕ ½Ê »ç ¸íÀÌ¿ä

46:22 Bunlar Rahelin Yakupa dogurdugu çocuklardir. Toplam on dört kisiydiler.

46:23 ´ÜÀÇ ¾Æµé ÈĽÉÀÌ¿ä

46:23 Danin oglu: Husim.

46:24 ³³´Þ¸®ÀÇ ¾Æµé °ð ¾ß½º¿¤°ú ±¸´Ï¿Í ¿¹¼¿°ú ½Ç·½À̶ó

46:24 Naftalinin ogullari: Yahseel, Guni, Yeser, Sillem.

46:25 À̵éÀº ¶ó¹ÝÀÌ ±× µþ ¶óÇï¿¡°Ô ÁØ ºôÇÏ°¡ ¾ß°ö¿¡°Ô ³ºÀº ÀÚ¼ÕÀÌ´Ï ÇÕÀÌ Ä¥ ¸íÀ̶ó

46:25 Bunlar Lavanin, kizi Rahele verdigi Bilhanin Yakupa dogurdugu çocuklardir. Toplam yedi kisiydiler.

46:26 ¾ß°ö°ú ÇÔ²² ¾Ö±Á¿¡ À̸¥ ÀÚ´Â ¾ß°öÀÇ ÀںΠ¿Ü¿¡ À°½Ê À° ¸íÀÌ´Ï ÀÌ´Â ´Ù ¾ß°öÀÇ ¸ö¿¡¼­ ³ª¿Â ÀÚ¸ç

46:26 Ogullarinin karilari disinda Yakupun soyundan gelen ve onunla birlikte Misira gidenler toplam altmis alti kisiydi. Bunlarin hepsi Yakuptan olmustu.

46:27 ¾Ö±Á¿¡¼­ ¿ä¼Á¿¡°Ô ³ºÀº ¾ÆµéÀÌ µÎ ¸íÀÌ´Ï ¾ß°öÀÇ Áý »ç¶÷À¸·Î ¾Ö±Á¿¡ À̸¥ ÀÚÀÇ µµÇÕÀÌ Ä¥½Ê ¸íÀ̾ú´õ¶ó

46:27 Yusufun Misirda dogan iki ogluyla birlikte Misira göçen Yakup ailesi toplam yetmis kisiydi.

46:28 ¡Û ¾ß°öÀÌ À¯´Ù¸¦ ¿ä¼Á¿¡°Ô ¹Ì¸® º¸³»¾î Àڱ⸦ °í¼¾À¸·Î ÀεµÇÏ°Ô ÇÏ°í ´Ù °í¼¾ ¶¥¿¡ À̸£´Ï

46:28 Yakup Gosen yolunu göstermesi için Yahudayi önden Yusufa gönderdi. Onlar Gosene varinca,

46:29 ¿ä¼ÁÀÌ ¼ö·¹¸¦ °®Ãß°í °í¼¾À¸·Î ¿Ã¶ó°¡¼­ ¾Æºñ À̽º¶ó¿¤À» ¸ÂÀ¸¸ç ±×¿¡°Ô º¸ÀÌ°í ±× ¸ñÀ» ¾î±ß¸Â°Ü ¾È°í ¾ó¸¶ µ¿¾È ¿ï¸Å

46:29 Yusuf arabasini hazirlayip babasi Israili karsilamak üzere Gosene gitti. Babasini görür görmez boynuna sarilip uzun uzun agladi.

46:30 À̽º¶ó¿¤ÀÌ ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³×°¡ Áö±Ý±îÁö »ì¾Æ ÀÖ°í ³»°¡ ³× ¾ó±¼À» º¸¾ÒÀ¸´Ï Áö±Ý Á׾ °¡Çϵµ´Ù

46:30 Israil Yusufa, ‹‹Yüzünü gördüm ya, artik ölsem de gam yemem›› dedi, ‹‹Yasiyorsun!››

46:31 ¿ä¼ÁÀÌ ±× Çüµé°ú ¾ÆºñÀÇ ±Ç¼Ó¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ¿Ã¶ó°¡¼­ ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇÏ¿© À̸£±â¸¦ °¡³ª¾È ¶¥¿¡ ÀÖ´ø ³» Çüµé°ú ³» ¾ÆºñÀÇ ±Ç¼ÓÀÌ ³»°Ô·Î ¿Ô´Âµ¥

46:31 Yusuf kardesleriyle babasinin ev halkina söyle dedi: ‹‹Gidip firavuna haber vereyim, ‹Kenan ülkesinde yasayan kardeslerimle babamin ev halki yanima geldi› diyeyim.

46:32 ±×µéÀº ¸ñÀÚ¶ó ¸ñÃàÀ¸·Î ¾÷À» »ïÀ¸¹Ç·Î ±× ¾ç°ú ¼Ò¿Í ¸ðµç ¼ÒÀ¯¸¦ À̲ø°í ¿Ô³ªÀÌ´Ù Çϸ®´Ï

46:32 Çoban oldugunuzu, hayvancilik yaptiginizi, bu yüzden davarlarinizla sigirlarinizi ve her seyinizi birlikte getirdiginizi anlatayim.

46:33 ¹Ù·Î°¡ ´ç½ÅµéÀ» ºÒ·¯¼­ ³ÊÈñÀÇ ¾÷ÀÌ ¹«¾ùÀÌ³Ä ¹¯°Åµç

46:33 Firavun sizi çagirip da, ‹Ne is yaparsiniz?› diye sorarsa,

46:34 ´ç½ÅµéÀº °íÇϱ⸦ ÁÖÀÇ Á¾µéÀº ¾î·ÈÀ» ¶§ºÎÅÍ Áö±Ý±îÁö ¸ñÃàÇÏ´Â ÀÚÀ̿µ¥ ¿ì¸®¿Í ¿ì¸® ¼±Á¶°¡ ´Ù ±×·¯ÇÏ´ÏÀÌ´Ù ÇϼҼ­ ¾Ö±Á »ç¶÷Àº ´Ù ¸ñÃàÀ» °¡ÁõÈ÷ ¿©±â³ª´Ï ´ç½ÅµéÀÌ °í¼¾ ¶¥¿¡ °ÅÇÏ°Ô µÇ¸®ÀÌ´Ù

46:34 ‹Atalarimiz gibi biz de çocukluktan beri hayvancilik yapiyoruz› dersiniz. Öyle deyin ki, sizi Gosen bölgesine yerlestirsin. Çünkü Misirlilar çobanlardan igrenir.››

 Ã¢¼¼±â 47Àå / Yaratilis

47:1 ¿ä¼ÁÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô °¡¼­ °íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³ªÀÇ ¾Æºñ¿Í Çüµé°ú ±×µéÀÇ ¾ç°ú ¼Ò¿Í ¸ðµç ¼ÒÀ¯°¡ °¡³ª¾È ¶¥¿¡¼­ ¿Í¼­ °í¼¾ ¶¥¿¡ ÀÖ³ªÀÌ´Ù ÇÏ°í

47:1 Yusuf gidip firavuna, ‹‹Babamla kardeslerim davarlari, sigirlari ve bütün esyalariyla Kenan ülkesinden geldiler›› diye haber verdi, ‹‹Su anda Gosen bölgesindeler.››

47:2 Çüµé Áß ¿À ÀÎÀ» ÅÃÇÏ¿© ¹Ù·Î¿¡°Ô º¸ÀÌ´Ï

47:2 Sonra kardeslerinden besini seçerek firavunun huzuruna çikardi.

47:3 ¹Ù·Î°¡ ¿ä¼ÁÀÇ Çüµé¿¡°Ô ¹¯µÇ ³ÊÈñ »ý¾÷ÀÌ ¹«¾ùÀÌ³Ä ±×µéÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô ´ë´äÇ쵂 Á¾µéÀº ¸ñÀÚÀ̿µ¥ ¿ì¸®¿Í ¼±Á¶°¡ ´Ù ±×·¯ÇÏ´ÏÀÌ´Ù ÇÏ°í

47:3 Firavun Yusufun kardeslerine, ‹‹Ne is yapiyorsunuz?›› diye sordu. ‹‹Biz kullarin atalarimiz gibi çobaniz›› diye yanitladilar,

47:4 ±×µéÀÌ ¶Ç ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇ쵂 °¡³ª¾È ¶¥¿¡ ±â±ÙÀÌ ½ÉÇÏ¿© Á¾µéÀÇ ¶¼¸¦ Ä¥ °÷ÀÌ ¾ø±â·Î Á¾µéÀÌ ÀÌ°÷¿¡ ¿ì°ÅÇÏ·¯ ¿Ô»ç¿À´Ï ûÄÁ´ë Á¾µé·Î °í¼¾ ¶¥¿¡ °ÅÇÏ°Ô ÇϼҼ­

47:4 ‹‹Bu ülkeye geçici bir süre için geldik. Çünkü Kenan ülkesinde siddetli kitlik var. Davarlarimiz için otlak bulamiyoruz. Izin ver, Gosen bölgesine yerleselim.››

47:5 ¹Ù·Î°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô ÀÏ·¯ °¡·ÎµÇ ³× ¾Æºñ¿Í ÇüµéÀÌ ³×°Ô ¿ÔÀºÁï

47:5 Firavun Yusufa, ‹‹Babanla kardeslerin yanina geldiler›› dedi,

47:6 ¾Ö±Á ¶¥ÀÌ ³× ¾Õ¿¡ ÀÖÀ¸´Ï ¶¥ÀÇ ÁÁÀº °÷¿¡ ³× ¾Æºñ¿Í Çüµé·Î °ÅÇÏ°Ô Ç쵂 °í¼¾ ¶¥¿¡ ±×µé·Î °ÅÇÏ°Ô ÇÏ°í ±×µé Áß¿¡ ´ÉÇÑ ÀÚ°¡ ÀÖ´Â ÁÙÀ» ¾Ë°Åµç ±×µé·Î ³ªÀÇ Áü½ÂÀ» ÁÖ°üÇÏ°Ô Ç϶ó

47:6 ‹‹Misir ülkesi senin sayilir. Onlari ülkenin en iyi yerine yerlestir. Gosen bölgesine yerlessinler. Sence aralarinda becerikli olanlar varsa, davarlarima bakmakla görevlendir.››

47:7 ¿ä¼ÁÀÌ Àڱ⠾ƺñ ¾ß°öÀ» ÀεµÇÏ¿© ¹Ù·Î ¾Õ¿¡ ¼­°Ô ÇÏ´Ï ¾ß°öÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô ÃູÇϸÅ

47:7 Yusuf babasi Yakupu getirip firavunun huzuruna çikardi. Yakup firavunu kutsadi.

47:8 ¹Ù·Î°¡ ¾ß°ö¿¡°Ô ¹¯µÇ ³× ¿¬¼¼°¡ ¾ó¸¶´¢

47:8 Firavun, Yakupa, ‹‹Kaç yasindasin?›› diye sordu.

47:9 ¾ß°öÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô °íÇ쵂 ³» ³ª±×³× ±æÀÇ ¼¼¿ùÀÌ ÀÏ¹é »ï½Ê ³âÀÌ´ÏÀÌ´Ù ³ªÀÇ ¿¬¼¼°¡ ¾ó¸¶ ¸øµÇ´Ï ¿ì¸® Á¶»óÀÇ ³ª±×³× ±æÀÇ ¼¼¿ù¿¡ ¹ÌÄ¡Áö ¸øÇϳª Çè¾ÇÇÑ ¼¼¿ùÀ» º¸³»¾ú³ªÀÌ´Ù ÇÏ°í

47:9 Yakup, ‹‹Gurbet yillarim yüz otuz yili buldu›› diye yanitladi, ‹‹Ama yillar çabuk ve zorlu geçti. Atalarimin gurbet yillari kadar uzun sürmedi.››

47:10 ¾ß°öÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô ÃູÇÏ°í ±× ¾Õ¿¡¼­ ³ª¿À´Ï¶ó

47:10 Sonra firavunu kutsayip huzurundan ayrildi.

47:11 ¿ä¼ÁÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ ¸í´ë·Î ±× ¾Æºñ¿Í Çüµé¿¡°Ô °ÅÇÒ °÷À» ÁÖµÇ ¾Ö±ÁÀÇ ÁÁÀº ¶¥ ¶ó¾Ï¼¼½º¸¦ ±×µé¿¡°Ô ÁÖ¾î ±â¾÷À» »ï°Ô ÇÏ°í

47:11 Yusuf babasiyla kardeslerini Misira yerlestirdi; firavunun buyrugu uyarinca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

47:12 ¶Ç ±× ¾Æºñ¿Í Çüµé°ú ¾ÆºñÀÇ ¿Â Áý¿¡ ±× ½Ä±¸¸¦ µû¶ó ½Ä¹°À» ÁÖ¾î °ø±ËÇÏ¿´´õ¶ó

47:12 Ayrica babasiyla kardeslerine ve babasinin ev halkina, sahip olduklari çocuklarin sayisina göre yiyecek sagladi.

47:13 ¡Û ±â±ÙÀÌ ´õ¿í ½ÉÇÏ¿© »ç¹æ¿¡ ½Ä¹°ÀÌ ¾ø°í ¾Ö±Á ¶¥°ú °¡³ª¾È ¶¥ÀÌ ±â±ÙÀ¸·Î ¼è¾àÇÏ´Ï

47:13 Kitlik öyle siddetlendi ki, hiçbir ülkede yiyecek bulunmaz oldu. Misir ve Kenan ülkeleri kitliktan kiriliyordu.

47:14 ¿ä¼ÁÀÌ °î½ÄÀ» ÆÈ¾Æ ¾Ö±Á ¶¥°ú °¡³ª¾È ¶¥¿¡ ÀÖ´Â µ·À» ¸ô¼öÀÌ °ÅµÎ°í ±× µ·À» ¹Ù·ÎÀÇ ±ÃÀ¸·Î °¡Á®¿À´Ï

47:14 Yusuf sattigi bugdaya karsilik Misir ve Kenandaki bütün paralari toplayip firavunun sarayina götürdü.

47:15 ¾Ö±Á ¶¥°ú °¡³ª¾È ¶¥¿¡ µ·ÀÌ ÁøÇÑÁö¶ó ¾Ö±Á ¹é¼ºÀÌ ´Ù ¿ä¼Á¿¡°Ô ¿Í¼­ °¡·ÎµÇ µ·ÀÌ ÁøÇÏ¿´»ç¿À´Ï ¿ì¸®¿¡°Ô ½Ä¹°À» ÁÖ¼Ò¼­ ¾îÂî ÁÖ ¾Õ¿¡¼­ Á×À¸¸®À̱î

47:15 Misir ve Kenanda para tükenince Misirlilar Yusufa giderek, ‹‹Bize yiyecek ver›› dediler, ‹‹Gözünün önünde ölelim mi? Paramiz bitti.››

47:16 ¿ä¼ÁÀÌ °¡·ÎµÇ ³ÊÈñÀÇ Áü½ÂÀ» ³»¶ó µ·ÀÌ ÁøÇÏ¿´ÀºÁï ³»°¡ ³ÊÈñÀÇ Áü½Â°ú ¹Ù²Ù¾î ÁÖ¸®¶ó

47:16 Yusuf, ‹‹Paraniz bittiyse, davarlarinizi getirin›› dedi, ‹‹Onlara karsilik size yiyecek vereyim.››

47:17 ±×µéÀÌ ±× Áü½ÂÀ» ¿ä¼Á¿¡°Ô ²ø¾î ¿À´ÂÁö¶ó ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¸»°ú ¾ç ¶¼¿Í ¼Ò ¶¼¿Í ³ª±Í¸¦ ¹Þ°í ±×µé¿¡°Ô ½Ä¹°À» ÁÖµÇ °ð ±× ¸ðµç Áü½Â°ú ¹Ù²Ù¾î¼­ ±× ÇØ µ¿¾È¿¡ ½Ä¹°·Î ±×µéÀ» ±â¸£´Ï¶ó

47:17 Böylece davarlarini Yusufa getirdiler. Yusuf atlara, davar ve sigir sürülerine, eseklere karsilik onlara yiyecek verdi. Bir yil boyunca hayvanlarina karsilik onlara yiyecek sagladi.

47:18 ±× ÇØ°¡ ´ÙÇÏ°í »õ ÇØ°¡ µÇ¸Å ¹«¸®°¡ ¿ä¼Á¿¡°Ô ¿Í¼­ ±×¿¡°Ô °íÇ쵂 ¿ì¸®°¡ ÁÖ²² ¼û±âÁö ¾Æ´ÏÇϳªÀÌ´Ù ¿ì¸®ÀÇ µ·ÀÌ ´ÙÇÏ¿´°í ¿ì¸®ÀÇ Áü½Â ¶¼°¡ ÁÖ²²·Î µ¹¾Æ°¬»ç¿À´Ï ÁÖ²² ³¾ °ÍÀÌ ¾Æ¹«°Íµµ ³²Áö ¾Æ´ÏÇÏ°í ¿ì¸®ÀÇ ¸ö°ú ÀüÁö»ÓÀ̶ó

47:18 O yil geçince, ikinci yil yine geldiler. Yusufa, ‹‹Efendim, gerçegi senden saklayacak degiliz›› dediler, ‹‹Paramiz tükendi, davarlarimizi da sana verdik. Canimizdan ve topragimizdan baska verecek bir seyimiz kalmadi.

47:19 ¿ì¸®°¡ ¾îÂî ¿ì¸®ÀÇ ÀüÁö¿Í ÇÔ²² ÁÖÀÇ ¸ñÀü¿¡ Á×À¸¸®ÀÌ±î ¿ì¸® ¸ö°ú ¿ì¸® ÅäÁö¸¦ ½Ä¹°·Î »ç¼Ò¼­ ¿ì¸®°¡ ÅäÁö¿Í ÇÔ²² ¹Ù·ÎÀÇ Á¾ÀÌ µÇ¸®´Ï ¿ì¸®¿¡°Ô Á¾ÀÚ¸¦ ÁÖ½Ã¸é ¿ì¸®°¡ »ì°í Á×Áö ¾Æ´ÏÇÏ°í ÀüÁöµµ ȲÆóÄ¡ ¾Æ´ÏÇϸ®ÀÌ´Ù

47:19 Gözünün önünde ölelim mi? Topragimiz çöle mi dönsün? Canimiza ve topragimiza karsilik bize yiyecek sat. Topragimizla birlikte firavunun kölesi olalim. Bize tohum ver ki ölmeyelim, yasayalim; toprak da çöle dönmesin.››

47:20 ¡Û ±×·¯¹Ç·Î ¿ä¼ÁÀÌ ¾Ö±Á ÀüÁö¸¦ ´Ù »ç¼­ ¹Ù·Î¿¡°Ô µå¸®´Ï ¾Ö±Á »ç¶÷ÀÌ ±â±Ù¿¡ ¸ô·Á¼­ °¢±â ÀüÁö¸¦ ÆÉÀÌ¶ó ¶¥ÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ ¼ÒÀ¯°¡ µÇ´Ï¶ó

47:20 Böylece Yusuf Misirdaki bütün topraklari firavun için satin aldi. Misirlilarin hepsi tarlalarini sattilar, çünkü kitlik onlari buna zorluyordu. Topraklarin tümü firavunun oldu.

47:21 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Ö±Á ÀÌ ³¡¿¡¼­ Àú ³¡±îÁöÀÇ ¹é¼ºÀ» ¼ºÀ¾µé¿¡ ¿Å°åÀ¸³ª

47:21 Yusuf Misirin bir ucundan öbür ucuna kadar bütün halki kölelestirdi.

47:22 Á¦»çÀåÀÇ ÀüÁö´Â »çÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿´À¸´Ï Á¦»çÀåÀº ¹Ù·Î¿¡°Ô¼­ ³ìÀ» ¹ÞÀ½À̶ó ¹Ù·ÎÀÇ ÁÖ´Â ³ìÀ» ¸ÔÀ¸¹Ç·Î ±× ÀüÁö¸¦ ÆÈÁö ¾ÊÀ½À̾ú´õ¶ó

47:22 Yalniz kâhinlerin topragini satin almadi. Çünkü onlar firavundan aylik aliyor, firavunun bagladigi aylikla geçiniyorlardi. Bu yüzden topraklarini satmadilar. Masoretik metin ‹‹Kentlere göçtürdü››.

47:23 ¿ä¼ÁÀÌ ¹é¼º¿¡°Ô À̸£µÇ ¿À´Ã³¯ ³»°¡ ¹Ù·Î¸¦ À§ÇÏ¿© ³ÊÈñ ¸ö°ú ³ÊÈñ ÀüÁö¸¦ »ò³ë¶ó ¿©±â Á¾ÀÚ°¡ ÀÖÀ¸´Ï ³ÊÈñ´Â ±× ¶¥¿¡ »Ñ¸®¶ó

47:23 Yusuf halka, ‹‹Sizi de topraginizi da firavun için satin aldim›› dedi, ‹‹Iste size tohum, topragi ekin.

47:24 Ãß¼öÀÇ ¿ÀºÐ ÀÏÀ» ¹Ù·Î¿¡°Ô »ó³³ÇÏ°í »çºÐÀº ³ÊÈñ°¡ ÃëÇÏ¿© ÀüÁöÀÇ Á¾ÀÚµµ »ï°í ³ÊÈñÀÇ ¾ç½Äµµ »ï°í ³ÊÈñ Áý »ç¶÷°ú ¾î¸° ¾ÆÀÌÀÇ ¾ç½Äµµ »ïÀ¸¶ó

47:24 Ürün devsirdiginizde, beste birini firavuna vereceksiniz. Beste dördünü ise tohumluk olarak kullanacak ve ailelerinizle, çocuklarinizla yiyeceksiniz.››

47:25 ±×µéÀÌ °¡·ÎµÇ ÁÖ²²¼­ ¿ì¸®¸¦ »ì¸®¼Ì»ç¿À´Ï ¿ì¸®°¡ ÁÖ²² ÀºÇý¸¦ ÀÔ°í ¹Ù·ÎÀÇ Á¾ÀÌ µÇ°Ú³ªÀÌ´Ù

47:25 ‹‹Canimizi kurtardin›› diye karsilik verdiler, ‹‹Efendimizin gözünde lütuf bulalim. Firavunun kölesi oluruz.››

47:26 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Ö±Á ÅäÁö¹ýÀ» ¼¼¿ì¸Å ±× ¿ÀºÐ ÀÏÀÌ ¹Ù·Î¿¡°Ô »ó³³µÇ³ª Á¦»çÀåÀÇ ÅäÁö´Â ¹Ù·ÎÀÇ ¼ÒÀ¯°¡ µÇÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿© ¿À´Ã±îÁö À̸£´Ï¶ó

47:26 Yusuf ürünün beste birinin firavuna verilmesini Misirda toprak yasasi yapti. Bu yasa bugün de yürürlüktedir. Yalniz kâhinlerin topragi firavuna verilmedi.

47:27 ¡Û À̽º¶ó¿¤ Á·¼ÓÀÌ ¾Ö±Á °í¼¾ ¶¥¿¡ °ÅÇÏ¸ç °Å±â¼­ »ê¾÷À» ¾ò°í »ýÀ°ÇÏ¸ç ¹ø¼ºÇÏ¿´´õ¶ó

47:27 Israil Misirda Gosen bölgesine yerlesti. Orada mülk sahibi oldular, çogalip arttilar.

47:28 ¾ß°öÀÌ ¾Ö±Á ¶¥¿¡ ½Ê Ä¥ ³âÀ» °ÅÇÏ¿´À¸´Ï ±×ÀÇ ¼ö°¡ ÀÏ¹é »ç½Ê Ä¥ ¼¼¶ó

47:28 Yakup Misirda on yedi yil yasadi. Ömrü toplam yüz kirk yedi yil sürdü.

47:29 À̽º¶ó¿¤ÀÇ Á×À» ±âÇÑÀÌ °¡±î¿ì¸Å ±×°¡ ±× ¾Æµé ¿ä¼ÁÀ» ºÒ·¯ ±×¿¡°Ô À̸£µÇ ÀÌÁ¦ ³»°¡ ³×°Ô ÀºÇý¸¦ ÀÔ¾ú°Åµç ûÇϳë´Ï ³× ¼ÕÀ» ³» ȯµµ»À ¾Æ·¡ ³Ö¾î¼­ ³ª¸¦ ÀÎ¾Ö¿Í ¼º½ÉÀ¸·Î ´ëÁ¢ÇÏ¿© ¾Ö±Á¿¡ Àå»çÇÏÁö ¾Ê±â¸¦ ¸Í¼¼ÇÏ°í

47:29 Ölümü yaklasinca, oglu Yusufu çagirip, ‹‹Eger benden hosnut kaldinsa, lütfen elini uylugumun altina koy›› dedi, ‹‹Bana sevgi ve sadakat gösterecegine söz ver. Lütfen beni Misirda gömme.

47:30 ³»°¡ Á¶»óµé°ú ÇÔ²² ´¯°Åµç ³Ê´Â ³ª¸¦ ¾Ö±Á¿¡¼­ ¸Þ¾î´Ù°¡ ¼±¿µ¿¡ Àå»çÇ϶ó ¿ä¼ÁÀÌ °¡·ÎµÇ ³»°¡ ¾Æ¹öÁöÀÇ ¸»¾¸´ë·Î ÇàÇϸ®ÀÌ´Ù

47:30 Atalarima kavustugum zaman beni Misirdan çikarip onlarin yanina göm.›› Yusuf, ‹‹Dedigin gibi yapacagim›› diye karsilik verdi.

47:31 ¾ß°öÀÌ ¶Ç °¡·ÎµÇ ³»°Ô ¸Í¼¼Ç϶ó ¸Í¼¼ÇÏ´Ï À̽º¶ó¿¤ÀÌ Ä§»ó ¸Ó¸®¿¡¼­ °æ¹èÇϴ϶ó

47:31 Israil, ‹‹Ant iç›› dedi. Yusuf ant içti. Israil yataginin basi ucunda egilip RAB'be tapindi. ucuna yaslanip››.

 Ã¢¼¼±â 48Àå / Yaratilis

48:1 ÀÌ ÀÏ ÈÄ¿¡ ȤÀÌ ¿ä¼Á¿¡°Ô °íÇϱ⸦ ³× ºÎÄ£ÀÌ º´µé¾ú´Ù ÇϹǷΠ±×°¡ °ð µÎ ¾Æµé ¹Ç³´¼¼¿Í ¿¡ºê¶óÀÓ°ú ÇÔ²² À̸£´Ï

48:1 Bir süre sonra, ‹‹Baban hasta›› diye Yusufa haber geldi. Yusuf iki oglu Manasseyle Efrayimi yanina alip yola çikti.

48:2 ȤÀÌ ¾ß°ö¿¡°Ô °íÇ쵂 ³× ¾Æµé ¿ä¼ÁÀÌ ³×°Ô ¿Ô´Ù ÇϸŠÀ̽º¶ó¿¤ÀÌ ÈûÀ» ³»¾î ħ»ó¿¡ ¾É¾Æ

48:2 Yakupa, ‹‹Oglun Yusuf geliyor›› diye haber verdiler. Israil kendini toparlayip yataginda oturdu.

48:3 ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ÀÌÀü¿¡ °¡³ª¾È ¶¥ ·ç½º¿¡¼­ Àü´ÉÇÑ Çϳª´ÔÀÌ ³»°Ô ³ªÅ¸³ª º¹À» Çã¶ôÇÏ¿©

48:3 Yusufa, ‹‹Her Seye Gücü Yeten Tanri Kenan ülkesinde, Luzda bana görünerek beni kutsadi›› dedi,

48:4 ³»°Ô À̸£½ÃµÇ ³»°¡ ³Ê·Î »ýÀ°ÇÏ°Ô ÇÏ¸ç ¹ø¼ºÇÏ°Ô ÇÏ¿© ³×°Ô¼­ ¸¹Àº ¹é¼ºÀÌ ³ª°Ô ÇÏ°í ³»°¡ ÀÌ ¶¥À» ³× Èļտ¡°Ô ÁÖ¾î ¿µ¿øÇÑ ±â¾÷ÀÌ µÇ°Ô Çϸ®¶ó Çϼ̴À´Ï¶ó

48:4 ‹‹Bana, ‹Seni verimli kilacak, çogaltacagim› dedi, ‹Soyundan birçok ulus doguracagim. Senden sonra bu ülkeyi sonsuza dek mülk olarak senin soyuna verecegim.›

48:5 ³»°¡ ¾Ö±ÁÀ¸·Î ¿Í¼­ ³×°Ô À̸£±â Àü¿¡ ¾Ö±Á¿¡¼­ ³×°Ô ³ºÀº µÎ ¾Æµé ¿¡ºê¶óÀÓ°ú ¹Ç³´¼¼´Â ³» °ÍÀÌ¶ó ¸£¿ìº¥°ú ½Ã¹Ç¿Âó·³ ³» °ÍÀÌ µÉ °ÍÀÌ¿ä

48:5 ‹‹Ben Misira gelmeden önce burada dogan iki oglun benim sayilir. Efrayimle Manasse benim için Rubenle Simon gibidir.

48:6 À̵é ÈÄÀÇ ³× ¼Ò»ýÀÌ ³× °ÍÀÌ µÉ °ÍÀÌ¸ç ±× »ê¾÷Àº ±× ÇüÀÇ ¸íÀÇÇÏ¿¡¼­ ÇÔ²² Çϸ®¶ó

48:6 Onlardan sonra dogacak çocuklar senin olsun. Efrayimle Manasseden onlara miras geçecek.

48:7 ³»°Ô °üÇÏ¿©´Â ³»°¡ ÀÌÀü¿¡ ³»°¡ ¹å´Ü¿¡¼­ ¿Ã ¶§¿¡ ¶óÇïÀÌ ³ª¸¦ µû¸£´Â ³ëÁß °¡³ª¾È ¶¥¿¡¼­ Á×¾ú´Âµ¥ ±× °÷Àº ¿¡ºê¶ù±îÁö ±æÀÌ ¿ÀÈ÷·Á °ÝÇÑ °÷ÀÌ¶ó ³»°¡ °Å±â¼­ ±×¸¦ ¿¡ºê¶ù ±æ¿¡ Àå»çÇÏ¿´´À´Ï¶ó {¿¡ºê¶ùÀº °ð º£µé·¹ÇðÀ̶ó}

48:7 Ben Paddandan dönerken Rahel Kenan ülkesinde, Efrata varmadan yolda yanimda öldü. Çok üzüldüm, onu orada Efrata -Beytleheme- giden yolun kenarina gömdüm.››

48:8 ¡Û À̽º¶ó¿¤ÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ ¾ÆµéµéÀ» º¸°í °¡·ÎµÇ À̵éÀº ´©±¸³Ä

48:8 Israil, Yusufun ogullarini görünce, ‹‹Bunlar kim?›› diye sordu.

48:9 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¾Æºñ¿¡°Ô °íÇ쵂 ÀÌ´Â Çϳª´ÔÀÌ ¿©±â¼­ ³»°Ô ÁֽŠ¾ÆµéµéÀÌ´ÏÀÌ´Ù ¾Æºñ°¡ °¡·ÎµÇ ±×µéÀ» À̲ø¾î ³» ¾ÕÀ¸·Î ³ª¾Æ¿À¶ó ³»°¡ ±×µé¿¡°Ô ÃູÇϸ®¶ó

48:9 Yusuf, ‹‹Ogullarim›› diye yanitladi, ‹‹Tanri onlari bana Misirda verdi.›› Israil, ‹‹Lütfen onlari yanima getir, kutsayayim›› dedi.

48:10 À̽º¶ó¿¤ÀÇ ´«ÀÌ ³ªÀÌ·Î ÀÎÇÏ¿© ¾îµÎ¿ö¼­ º¸Áö ¸øÇÏ´õ¶ó ¿ä¼ÁÀÌ µÎ ¾ÆµéÀ» À̲ø¾î ¾Æºñ ¾ÕÀ¸·Î ³ª¾Æ°¡´Ï À̽º¶ó¿¤ÀÌ ±×µé¿¡°Ô ÀÔ¸ÂÃß°í ±×µéÀ» ¾È°í

48:10 Israilin gözleri yasliliktan zayiflamisti, göremiyordu. Yusuf ogullarini onun yanina götürdü. Babasi onlari öpüp kucakladi.

48:11 ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£µÇ ³»°¡ ³× ¾ó±¼À» º¸¸®¶ó°í´Â ¶æÇÏÁö ¸øÇÏ¿´´õ´Ï Çϳª´ÔÀÌ ³»°Ô ³× ¼Ò»ý±îÁö º¸À̵̼µ´Ù

48:11 Sonra Yusufa, ‹‹Senin yüzünü görecegimi hiç sanmiyordum›› dedi, ‹‹Ama iste Tanri bana soyunu bile gösterdi.››

48:12 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Æºñ ¹«¸­ »çÀÌ¿¡¼­ µÎ ¾ÆµéÀ» ¹°¸®°í ¶¥¿¡ ¾þµå·Á ÀýÇÏ°í

48:12 Yusuf ogullarini babasinin kucagindan alip onun önünde yere kapandi.

48:13 ¿ì¼ö·Î´Â ¿¡ºê¶óÀÓÀ» À̽º¶ó¿¤ÀÇ Á¼ö¸¦ ÇâÇÏ°Ô ÇÏ°í Á¼ö·Î´Â ¹Ç³´¼¼¸¦ À̽º¶ó¿¤ÀÇ ¿ì¼ö¸¦ ÇâÇÏ°Ô ÇÏ°í À̲ø¾î ±×¿¡°Ô °¡±îÀÌ ³ª¾Æ°¡¸Å

48:13 Sonra Efrayimi sagina alarak Israilin sol eline, Manasseyi soluna alarak Israilin sag eline yaklastirdi.

48:14 À̽º¶ó¿¤ÀÌ ¿ì¼ö¸¦ Æì¼­ Â÷ÀÚ ¿¡ºê¶óÀÓÀÇ ¸Ó¸®¿¡ ¾ñ°í Á¼ö¸¦ Æì¼­ ¹Ç³´¼¼ÀÇ ¸Ó¸®¿¡ ¾ñÀ¸´Ï ¹Ç³´¼¼´Â ÀåÀÚ¶óµµ ÆÈÀ» ¾î±ß¸Â°Ü ¾ñ¾ú´õ¶ó

48:14 Israil ellerini çapraz olarak uzatti, sag elini küçük olan Efrayimin, sol elini Manassenin basina koydu. Oysa ilkin Manasse dogmustu.

48:15 ±×°¡ ¿ä¼ÁÀ» À§ÇÏ¿© ÃູÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³» Á¶ºÎ ¾Æºê¶óÇÔ°ú ¾Æ¹öÁö ÀÌ»èÀÇ ¼¶±â´ø Çϳª´Ô, ³ªÀÇ ³²À¸·ÎºÎÅÍ Áö±Ý±îÁö ³ª¸¦ ±â¸£½Å Çϳª´Ô,

48:15 Sonra Yusufu kutsayarak söyle dedi: ‹‹Atalarim Ibrahimin, Ishakin hizmet ettigi, Bugüne dek yasamim boyunca bana çobanlik eden Tanri,

48:16 ³ª¸¦ ¸ðµç ȯ³­¿¡¼­ °ÇÁö½Å »çÀÚ²²¼­ ÀÌ ¾ÆÀÌ¿¡°Ô º¹À» ÁֽÿÀ¸ç À̵é·Î ³» À̸§°ú ³» Á¶ºÎ ¾Æºê¶óÇÔ°ú ¾Æ¹öÁö ÀÌ»èÀÇ À̸§À¸·Î ĪÇÏ°Ô ÇϽÿÀ¸ç À̵é·Î ¼¼»ó¿¡¼­ ¹ø½ÄµÇ°Ô ÇϽñ⸦ ¿øÇϳªÀÌ´Ù

48:16 Beni bütün kötülüklerden kurtaran melek bu gençleri kutsasin! Adim ve atalarim Ibrahimle Ishakin adlari bu gençlerle yasasin! Yeryüzünde çogaldikça çogalsinlar.››

48:17 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¾Æºñ°¡ ¿ì¼ö¸¦ ¿¡ºê¶óÀÓÀÇ ¸Ó¸®¿¡ ¾ñÀº °ÍÀ» º¸°í ±â»µ ¾Æ´ÏÇÏ¿© ¾ÆºñÀÇ ¼ÕÀ» µé¾î ¿¡ºê¶óÀÓÀÇ ¸Ó¸®¿¡¼­ ¹Ç³´¼¼ÀÇ ¸Ó¸®·Î ¿Å±â°íÀÚ ÇÏ¿©

48:17 Yusuf, babasinin sag elini Efrayimin basina koydugunu görünce, bundan hoslanmadi. Babasinin elini Efrayimin basindan kaldirip Manassenin basina koymak istedi.

48:18 ±× ¾Æºñ¿¡°Ô À̸£µÇ ¾Æ¹öÁö¿© ±×¸® ¸¶¿É¼Ò¼­ ÀÌ´Â ÀåÀÚ´Ï ¿ì¼ö¸¦ ±× ¸Ó¸®¿¡ ¾ñÀ¸¼Ò¼­

48:18 ‹‹Baba, öyle degil›› dedi, ‹‹Ilkin Manasse dogdu. Sag elini onun basina koy.››

48:19 ¾Æºñ°¡ Çã¶ôÁö ¾Æ´ÏÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³ªµµ ¾È´Ù ³» ¾Æµé¾Æ ³ªµµ ¾È´Ù ±×µµ ÇÑ Á·¼ÓÀÌ µÇ¸ç ±×µµ Å©°Ô µÇ·Á´Ï¿Í ±× ¾Æ¿ì°¡ ±×º¸´Ù Å« ÀÚ°¡ µÇ°í ±× ÀÚ¼ÕÀÌ ¿©·¯ ¹ÎÁ·À» À̷縮¶ó ÇÏ°í

48:19 Ancak babasi bunu istemedi. ‹‹Biliyorum oglum, biliyorum›› dedi, ‹‹Manasse de büyük bir halk olacak. Ama küçük kardesi daha büyük bir halk olacak, soyundan birçok ulus dogacak.››

48:20 ±× ³¯¿¡ ±×µé¿¡°Ô ÃູÇÏ¿© °¡·ÎµÇ À̽º¶ó¿¤ Á·¼ÓÀÌ ³Ê·Î ÃູÇϱ⸦ Çϳª´ÔÀÌ ³Ê·Î ¿¡ºê¶óÀÓ °°°í ¹Ç³´¼¼ °°°Ô ÇϽø®¶ó Çϸ®¶ó ÇÏ¿© ¿¡ºê¶óÀÓÀ» ¹Ç³´¼¼º¸´Ù ¾Õ¼¼¿ü´õ¶ó

48:20 O gün onlari kutsayarak söyle dedi: ‹‹Israilliler, ‹Tanri seni Efrayim ve Manasse gibi yapsin› Diyerek sizin adinizla kutsayacaklar.›› Böylece Yakup Efrayimi Manassenin önüne geçirdi.

48:21 À̽º¶ó¿¤ÀÌ ¿ä¼Á¿¡°Ô ¶Ç À̸£µÇ ³ª´Â Á×À¸³ª Çϳª´ÔÀÌ ³ÊÈñ¿Í ÇÔ²² °è½Ã»ç ³ÊÈñ¸¦ ÀεµÇÏ¿© ³ÊÈñ Á¶»óÀÇ ¶¥À¸·Î µ¹¾Æ°¡°Ô ÇϽ÷Á´Ï¿Í

48:21 Israil Yusufa, ‹‹Ben ölmek üzereyim›› dedi, ‹‹Tanri sizinle olacak. Sizi atalarinizin topragina geri götürecek.

48:22 ³»°¡ ³×°Ô ³× ÇüÁ¦º¸´Ù ÀϺκÐÀ» ´õ ÁÖ¾ú³ª´Ï ÀÌ´Â ³»°¡ ³» Ä®°ú È°·Î ¾Æ¸ð¸® Á·¼ÓÀÇ ¼Õ¿¡¼­ »©¾ÑÀº °ÍÀ̴϶ó

48:22 Sana kardeslerinden bir pay fazla veriyorum; onu Amorlular'dan kilicimla, yayimla aldim.››

 Ã¢¼¼±â 49Àå / Yaratilis

49:1 ¾ß°öÀÌ ±× ¾ÆµéµéÀ» ºÒ·¯ À̸£µÇ ³ÊÈñ´Â ¸ðÀ̶ó ³ÊÈñÀÇ ÈÄÀÏ¿¡ ´çÇÒ ÀÏÀ» ³»°¡ ³ÊÈñ¿¡°Ô À̸£¸®¶ó

49:1 Yakup ogullarini çagirarak, ‹‹Yanima toplanin›› dedi, ‹‹Gelecekte size neler olacagini anlatayim.

49:2 ³ÊÈñ´Â ¸ð¿© µéÀ¸¶ó ¾ß°öÀÇ ¾Æµéµé¾Æ ³ÊÈñ ¾Æºñ À̽º¶ó¿¤¿¡°Ô µéÀ»Áö¾î´Ù

49:2 ‹‹Yakupogullari, toplanin ve dinleyin, Babaniz Israile kulak verin.

49:3 ¸£¿ìº¥¾Æ ³Ê´Â ³» ÀåÀÚ¿ä ³ªÀÇ ´É·ÂÀÌ¿ä ³ªÀÇ ±â·ÂÀÇ ½ÃÀÛÀ̶ó À§±¤ÀÌ ÃʵîÇÏ°í ±Ç´ÉÀÌ Å¹¿ùÇϵµ´Ù¸¶´Â

49:3 ‹‹Ruben, sen benim ilk oglum, gücümsün, Kudretimin ilk ürünüsün, Saygi ve güç bakimindan en üstünsün.

49:4 ¹°ÀÇ ²úÀ½ °°¾ÒÀºÁï ³Ê´Â Å¹¿ùÄ¡ ¸øÇϸ®´Ï ³×°¡ ¾ÆºñÀÇ Ä§»ó¿¡ ¿Ã¶ó ´õ·´ÇûÀ½À̷δ٠±×°¡ ³» ħ»ó¿¡ ¿Ã¶ú¾úµµ´Ù

49:4 Ama su gibi oynaksin, Üstün olmayacaksin artik. Çünkü babanin yatagina girip Onu kirlettin. Dösegimi rezil ettin.

49:5 ½Ã¹Ç¿Â°ú ·¹À§´Â ÇüÁ¦¿ä ±×µéÀÇ Ä®Àº ÀÜÇØÇÏ´Â ±â°è·Î´Ù

49:5 ‹‹Simonla Levi kardestir, Kiliçlari siddet kusar.

49:6 ³» È¥¾Æ ±×µéÀÇ ¸ðÀÇ¿¡ »ó°üÇÏÁö ¸»Áö¾î´Ù ³» ¿µ±¤¾Æ ±×µéÀÇ Áýȸ¿¡ Âü¿©ÇÏÁö ¸»Áö¾î´Ù ±×µéÀÌ ±× ºÐ³ë´ë·Î »ç¶÷À» Á×ÀÌ°í ±× Ç÷±â´ë·Î ¼ÒÀÇ ¹ß¸ñ ÈûÁÙÀ» ²÷¾úÀ½À̷δÙ

49:6 Gizli tasarilarina ortak olmam, Toplantilarina katilmam. Çünkü öfkelenince adam öldürdüler, Canlari istedikçe sigirlari sakatladilar.

49:7 ±× ³ë¿°ÀÌ È¤µ¶ÇÏ´Ï ÀúÁÖ¸¦ ¹ÞÀ» °ÍÀÌ¿ä ºÐ±â°¡ ¸Í·ÄÇÏ´Ï ÀúÁÖ¸¦ ¹ÞÀ» °ÍÀÌ¶ó ³»°¡ ±×µéÀ» ¾ß°ö Áß¿¡¼­ ³ª´©¸ç À̽º¶ó¿¤ Áß¿¡¼­ ÈðÀ¸¸®·Î´Ù

49:7 Lanet olsun öfkelerine, Çünkü siddetlidir. Lanet olsun gazaplarina, Çünkü zalimcedir. Onlari Yakupta bölecek Ve Israilde dagitacagim.

49:8 À¯´Ù¾ß ³Ê´Â ³× ÇüÁ¦ÀÇ Âù¼ÛÀÌ µÉÁö¶ó ³× ¼ÕÀÌ ³× ¿ø¼öÀÇ ¸ñÀ» ÀâÀ» °ÍÀÌ¿ä ³× ¾ÆºñÀÇ ¾ÆµéµéÀÌ ³× ¾Õ¿¡ ÀýÇϸ®·Î´Ù

49:8 ‹‹Yahuda, kardeslerin seni övecek, Düsmanlarinin ensesinde olacak elin. Kardeslerin önünde egilecek.

49:9 À¯´Ù´Â »çÀÚ »õ³¢·Î´Ù ³» ¾Æµé¾Æ ³Ê´Â ¿òŲ °ÍÀ» Âõ°í ¿Ã¶ó °¬µµ´Ù ±×ÀÇ ¾þµå¸®°í ¿õÅ©¸²ÀÌ ¼ö»çÀÚ °°°í ¾Ï»çÀÚ °°À¸´Ï ´©°¡ ±×¸¦ ¹üÇÒ ¼ö ÀÖÀ¸·ª

49:9 Yahuda bir aslan yavrusudur. Oglum benim! Avindan dönüp yere çömelir, Aslan gibi, disi bir aslan gibi yatarsin. Kim onu uyandirmaya cesaret edebilir?

49:10 ȦÀÌ À¯´Ù¸¦ ¶°³ªÁö ¾Æ´ÏÇϸç Ä¡¸®ÀÚÀÇ ÁöÆÎÀÌ°¡ ±× ¹ß »çÀÌ¿¡¼­ ¶°³ªÁö ¾Æ´ÏÇϽñ⸦ ½Ç·Î°¡ ¿À½Ã±â±îÁö ¹ÌÄ¡¸®´Ï ±×¿¡°Ô ¸ðµç ¹é¼ºÀÌ º¹Á¾Çϸ®·Î´Ù

49:10 Sahibi gelene kadar Krallik asasi Yahudanin elinden çikmayacak, Yönetim hep onun soyunda kalacak, Uluslar onun sözünü dinleyecek.

49:11 ±×ÀÇ ³ª±Í¸¦ Æ÷µµ³ª¹«¿¡ ¸Å¸ç ±× ¾Ï³ª±Í »õ³¢¸¦ ¾Æ¸§´Ù¿î Æ÷µµ³ª¹«¿¡ ¸È °ÍÀÌ¸ç ¶Ç ±× ¿ÊÀ» Æ÷µµÁÖ¿¡ »¡¸ç ±× º¹ÀåÀ» Æ÷µµÁó¿¡ »¡¸®·Î´Ù

49:11 Esegini bir asmaya, Sipasini seçme bir dala baglayacak; Giysilerini sarapta, Kaftanini üzümün kizil kaninda yikayacak.

49:12 ±× ´«Àº Æ÷µµÁÖ·Î ÀÎÇÏ¿© ºÓ°Ú°í ±× ÀÌ´Â ¿ìÀ¯·Î ÀÎÇÏ¿© Èñ¸®·Î´Ù

49:12 Gözleri saraptan kizil, Disleri sütten beyaz olacak.

49:13 ½ººÒ·ÐÀº Çغ¯¿¡ °ÅÇϸ®´Ï ±× °÷Àº ¹è ¸Å´Â Çغ¯À̶ó ±× Áö°æÀÌ ½Ãµ·±îÁö¸®·Î´Ù

49:13 ‹‹Zevulun deniz kiyisinda yasayacak, Liman olacak gemilere, Siniri Saydaya dek uzanacak.

49:14 Àջ簥Àº ¾çÀÇ ¿ì¸® »çÀÌ¿¡ ²Ý¾î ¾ÉÀº °ÇÀåÇÑ ³ª±Í·Î´Ù

49:14 ‹‹Issakar semerler arasinda yatan güçlü esek gibidir;

49:15 ±×´Â ½¯ °÷À» º¸°í ÁÁ°Ô ¿©±â¸ç ÅäÁö¸¦ º¸°í ¾Æ¸§´ä°Ô ¿©±â°í ¾î±ú¸¦ ³»·Á ÁüÀ» ¸Þ°í ¾ÐÁ¦ ¾Æ·¡¼­ ¼¶±â¸®·Î´Ù

49:15 Ne zaman dinlenecek iyi bir yer, Hosuna giden bir ülke görse, Yüklenmek için sirtini eger, Angaryaya katlanir.

49:16 ´ÜÀº À̽º¶ó¿¤ÀÇ ÇÑ ÁöÆÄ °°ÀÌ ±× ¹é¼ºÀ» ½ÉÆÇÇϸ®·Î´Ù

49:16 ‹‹Dan kendi halkini yönetecek, Bir Israil oymagi gibi.

49:17 ´ÜÀº ±æÀÇ ¹ìÀÌ¿ä ø°æÀÇ µ¶»ç¸®·Î´Ù ¸»±ÁÀ» ¹°¾î¼­ ±× ź ÀÚ·Î µÚ·Î ¶³¾îÁö°Ô Çϸ®·Î´Ù

49:17 Yol kenarinda bir yilan, Toprak yolda bir engerek olacak; Atin topuklarini isirip Atliyi sirtüstü düsüren bir engerek.

49:18 ¿©È£¿Í¿© ³ª´Â ÁÖÀÇ ±¸¿øÀ» ±â´Ù¸®³ªÀÌ´Ù

49:18 ‹‹Ben senin kurtarisini bekliyorum, ya RAB.

49:19 °«Àº ±º´ëÀÇ ¹Ú°ÝÀ» ¹ÞÀ¸³ª µµ¸®¾î ±× µÚ¸¦ Ãß°ÝÇϸ®·Î´Ù

49:19 ‹‹Gad akincilarin saldirisina ugrayacak, Ama onlarin topuklarina saldiracak.

49:20 ¾Æ¼¿¿¡°Ô¼­ ³ª´Â ½Ä¹°Àº ±â¸§Áø °ÍÀ̶ó ±×°¡ ¿ÕÀÇ Áø¼ö¸¦ °ø±ËÇϸ®·Î´Ù

49:20 ‹‹Zengin yemekler olacak Aserde, Krallara yarasir lezzetli yiyecekler yetistirecek Aser.

49:21 ³³´Þ¸®´Â ³õÀÎ ¾Ï»ç½¿À̶ó ¾Æ¸§´Ù¿î ¼Ò¸®¸¦ ¹ßÇϴµµ´Ù

49:21 ‹‹Naftali saliverilmis geyige benzer, Sevimli yavrular dogurur.

49:22 ¿ä¼ÁÀº ¹«¼ºÇÑ °¡Áö °ð »ù °çÀÇ ¹«¼ºÇÑ °¡Áö¶ó ±× °¡Áö°¡ ´ãÀ» ³Ñ¾úµµ´Ù

49:22 ‹‹Yusuf meyveli bir dal gibidir, Kaynak kiyisinda verimli bir dal gibi, Filizleri duvarlarin üzerinden asar.

49:23 È°½î´Â ÀÚ°¡ ±×¸¦ ÇдëÇÏ¸ç ±×¸¦ ½î¸ç ±×¸¦ ±º¹ÚÇÏ¿´À¸³ª

49:23 Okçular acimadan saldirdi ona. Düsmanca savurdular oklarini üzerine.

49:24 ¿ä¼ÁÀÇ È°ÀÌ µµ¸®¾î °ß°­ÇÏ¸ç ±×ÀÇ ÆÈÀÌ ÈûÀÌ ÀÖÀ¸´Ï ¾ß°öÀÇ Àü´ÉÀÚÀÇ ¼ÕÀ» ÈûÀÔÀ½À̶ó ±×·ÎºÎÅÍ À̽º¶ó¿¤ÀÇ ¹Ý¼®ÀÎ ¸ñÀÚ°¡ ³ªµµ´Ù

49:24 Ama onun yayi saglam, Kollari esnek çikti; Yakupun güçlü Tanrisi, Israilin Kayasi, Çobani olan Tanri sayesinde.

49:25 ³× ¾ÆºñÀÇ Çϳª´Ô²²·Î ¸»¹Ì¾Ï³ª´Ï ±×°¡ ³Ê¸¦ µµ¿ì½Ç °ÍÀÌ¿ä Àü´ÉÀÚ·Î ¸»¹Ì¾Ï³ª´Ï ±×°¡ ³×°Ô º¹À» ÁÖ½Ç °ÍÀ̶ó À§·Î ÇÏ´ÃÀÇ º¹°ú ¾Æ·¡·Î ¿øõÀÇ º¹°ú Á¥¸ÔÀÌ´Â º¹°ú ÅÂÀÇ º¹À̸®·Î´Ù

49:25 Sana yardim eden babanin Tanrisidir, Her Seye Gücü Yeten Tanridir seni kutsayan. Yukaridaki göklerin Ve asagidaki denizlerin bereketiyle, Memelerin, rahimlerin bereketiyle Odur seni kutsayan.

49:26 ³× ¾ÆºñÀÇ ÃູÀÌ ³» ºÎ¿©Á¶ÀÇ Ãູº¸´Ù ³ª¾Æ¼­ ¿µ¿øÇÑ »êÀÌ ÇÑ ¾øÀ½ °°ÀÌ ÀÌ ÃູÀÌ ¿ä¼ÁÀÇ ¸Ó¸®·Î µ¹¾Æ¿À¸ç ±× ÇüÁ¦ Áß ¶Ù¾î³­ ÀÚÀÇ Á¤¼ö¸®·Î µ¹¾Æ¿À¸®·Î´Ù

49:26 Babanin kutsamalari ebedi daglarin nimetlerinden, Ebedi tepelerin bollugundan daha yücedir; Yusufun basi üzerinde, Kardesleri arasinda önder olanin üstünde olacak.

49:27 º£³Ä¹ÎÀº ¹°¾î¶â´Â À̸®¶ó ¾Æħ¿¡´Â »©¾ÑÀº °ÍÀ» ¸Ô°í Àú³á¿¡´Â ¿òŲ °ÍÀ» ³ª´©¸®·Î´Ù

49:27 ‹‹Benyamin aç kurda benzer; Sabah avini yer, Aksam ganimeti paylasir.››

49:28 À̵éÀº À̽º¶ó¿¤ÀÇ ½Ê ÀÌ ÁöÆĶó ÀÌ¿Í °°ÀÌ ±× ¾Æºñ°¡ ±×µé¿¡°Ô ¸»ÇÏ°í ±×µé¿¡°Ô ÃູÇÏ¿´À¸µÇ °ð ±×µé °¢ÀÎÀÇ ºÐ·®´ë·Î ÃູÇÏ¿´´õ¶ó

49:28 Israilin on iki oymagi bunlardir. Babalari onlari kutsarken bunlari söyledi. Her birini uygun biçimde kutsadi.

49:29 ±×°¡ ±×µé¿¡°Ô ¸íÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³»°¡ ³» ¿­Á¶¿¡°Ô·Î µ¹¾Æ°¡¸®´Ï ³ª¸¦ Çò»ç¶÷ ¿¡ºê·ÐÀÇ ¹ç¿¡ ÀÖ´Â ±¼¿¡ ¿ì¸® ºÎ¿©Á¶¿Í ÇÔ²² Àå»çÇ϶ó

49:30 ÀÌ ±¼Àº °¡³ª¾È ¶¥ ¸¶¹Ç·¹ ¾Õ ¸·º§¶ó ¹ç¿¡ ÀÖ´Â °ÍÀ̶ó ¾Æºê¶óÇÔÀÌ Çò »ç¶÷ ¿¡ºê·Ð¿¡°Ô¼­ ¹ç°ú ÇÔ²² »ç¼­ ±× ¼ÒÀ¯ ¸ÅÀåÁö¸¦ »ï¾ÒÀ¸¹Ç·Î

49:29 Sonra Yakup ogullarina su buyruklari verdi: ‹‹Ben ölmek, halkima kavusmak üzereyim. Beni Kenan ülkesinde atalarimin yanina, Mamre yakinlarinda Hititli Efronun tarlasindaki magaraya, Makpela Tarlasindaki magaraya gömün. Ibrahim o magarayi mezar yapmak üzere Hititli Efrondan tarlasiyla birlikte satin almisti.

49:31 ¾Æºê¶óÇÔ°ú ±× ¾Æ³» »ç¶ó°¡ °Å±â Àå»çµÇ¾ú°í ÀÌ»è°ú ±× ¾Æ³» ¸®ºê°¡µµ °Å±â Àå»çµÇ¾úÀ¸¸ç ³ªµµ ·¹¾Æ¸¦ ±× °÷¿¡ Àå»çÇÏ¿´³ë¶ó

49:31 Ibrahimle karisi Sara, Ishakla karisi Rebeka oraya gömüldüler. Leayi da ben oraya gömdüm.

49:32 ÀÌ ¹ç°ú °Å±â ÀÖ´Â ±¼Àº Çò »ç¶÷¿¡°Ô¼­ »ê °ÍÀ̴϶ó

49:32 Tarla ile içindeki magara Hititlerden satin alindi.››

49:33 ¾ß°öÀÌ ¾Æµé¿¡°Ô ¸íÇϱ⸦ ¸¶Ä¡°í ±× ¹ßÀ» ħ»ó¿¡ °ÅµÎ°í ±â¿îÀÌ ÁøÇÏ¿© ±× ¿­Á¶¿¡°Ô·Î µ¹¾Æ°¬´õ¶ó

49:33 Yakup ogullarina verdigi buyruklari bitirince, ayaklarini yatagin içine çekti, son solugunu vererek halkina kavustu.

 Ã¢¼¼±â 50Àå / Yaratilis

50:1 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Æºñ ¾ó±¼¿¡ ±¸Çª·Á ¿ï¸ç ÀÔ¸ÂÃß°í

50:1 Yusuf kendini babasinin üzerine atti, aglayarak onu öptü.

50:2 ±× ¼öÁ¾ Àǻ翡°Ô ¸íÇÏ¿© Çâ Àç·á·Î ¾ÆºñÀÇ ¸ö¿¡ ³Ö°Ô ÇϸŠÀǻ簡 À̽º¶ó¿¤¿¡°Ô ±×´ë·Î ÇϵÇ

50:2 Babasinin cesedini mumyalamalari için özel hekimlerine buyruk verdi. Hekimler Israili mumyaladilar.

50:3 »ç½Ê ÀÏÀÌ °É·ÈÀ¸´Ï Çâ Àç·á¸¦ ³Ö´Â µ¥´Â ÀÌ ³¯¼ö°¡ °É¸²ÀÌ¸ç ¾Ö±Á »ç¶÷µéÀº Ä¥½Ê ÀÏ µ¿¾È ±×¸¦ À§ÇÏ¿© °îÇÏ¿´´õ¶ó

50:3 Bu is kirk gün sürdü. Mumyalama için bu süre gerekliydi. Misirlilar Israil için yetmis gün yas tuttu.

50:4 ¡Û °îÇÏ´Â ±âÇÑÀÌ Áö³ª¸Å ¿ä¼ÁÀÌ ¹Ù·ÎÀÇ ±Ã¿¡ ¸»ÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ³»°¡ ³ÊÈñ¿¡°Ô ÀºÇý¸¦ ÀÔ¾úÀ¸¸é ûÄÁ´ë ¹Ù·ÎÀÇ ±Í¿¡ °íÇϱ⸦

50:4 Yas günleri geçince, Yusuf firavunun ev halkina, ‹‹Eger benden hosnut kaldinizsa, lütfen firavunla konusun›› dedi,

50:5 ¿ì¸® ¾Æ¹öÁö°¡ ³ª·Î ¸Í¼¼ÇÏ°Ô ÇÏ¿© À̸£µÇ ³»°¡ Á×°Åµç °¡³ª¾È ¶¥¿¡ ³»°¡ Æļ­ µÐ ¹¦½Ç¿¡ ³ª¸¦ Àå»çÇ϶ó ÇÏ¿´³ª´Ï ³ª·Î ¿Ã¶ó°¡¼­ ¾Æ¹öÁö¸¦ Àå»çÇÏ°Ô ÇϼҼ­ ³»°¡ ´Ù½Ã ¿À¸®ÀÌ´Ù Ç϶ó ÇÏ¿´´õ´Ï

50:5 ‹‹Babam bana ant içirdi: ‹Ölmek üzereyim. Beni Kenan ülkesinde kendim için kazdirdigim mezara gömeceksin› dedi. Simdi lütfen firavuna bildirin, izin versin gideyim, babami gömüp geleyim.››

50:6 ¹Ù·Î°¡ °¡·ÎµÇ ±×°¡ ³×°Ô ½ÃŲ ¸Í¼¼´ë·Î ¿Ã¶ó°¡¼­ ³× ¾Æºñ¸¦ Àå»çÇ϶ó

50:6 Firavun, ‹‹Git, babani göm, andini yerine getir›› dedi.

50:7 ¿ä¼ÁÀÌ Àڱ⠾ƺñ¸¦ Àå»çÇÏ·¯ ¿Ã¶ó°¡´Ï ¹Ù·ÎÀÇ ¸ðµç ½ÅÇÏ¿Í ¹Ù·Î ±ÃÀÇ Àå·Îµé°ú ¾Ö±Á ¶¥ÀÇ ¸ðµç Àå·Î¿Í

50:7 Böylece Yusuf babasini gömmeye gitti. Firavunun bütün görevlileri, sarayin ve Misirin ileri gelenleri ona eslik etti.

50:8 ¿ä¼ÁÀÇ ¿Â Áý°ú ±× ÇüÁ¦µé°ú ±× ¾ÆºñÀÇ ÁýÀÌ ±×¿Í ÇÔ²² ¿Ã¶ó°¡°í ±×µéÀÇ ¾î¸° ¾ÆÀ̵é°ú ¾ç ¶¼¿Í ¼Ò ¶¼¸¸ °í¼¾ ¶¥¿¡ ³²°åÀ¸¸ç

50:8 Yusufun bütün ailesi, kardesleri, babasinin ev halki da onunla birlikteydi. Yalniz çocuklari, davarlarla sigirlari Gosende biraktilar.

50:9 º´°Å¿Í ±âº´ÀÌ ¿ä¼ÁÀ» µû¶ó ¿Ã¶ó°¡´Ï ±× ¶¼°¡ ½ÉÈ÷ ÄÇ´õ¶ó

50:9 Arabalarla atlilar da onlari izledi. Büyük bir alay olusturdular.

50:10 ±×µéÀÌ ¿ä´Ü °­ °Ç³ÊÆí ¾Æ´å ŸÀÛ ¸¶´ç¿¡ À̸£·¯ °Å±â¼­ Å©°Ô È£°îÇÏ°í ¾ÖÅëÇÏ¸ç ¿ä¼ÁÀÌ ¾Æºñ¸¦ À§ÇÏ¿© Ä¥ ÀÏ µ¿¾È ¾Ö°îÇÏ¿´´õ´Ï

50:10 Seria Irmaginin dogusunda Atat Harmanina varinca, yüksek sesle, aci aci agit yaktilar. Yusuf babasi için yedi gün yas tuttu.

50:11 ±× ¶¥ °Å¹Î °¡³ª¾È ¹é¼ºµéÀÌ ¾Æ´å ¸¶´çÀÇ ¾ÖÅëÀ» º¸°í °¡·ÎµÇ ÀÌ´Â ¾Ö±Á »ç¶÷ÀÇ Å« ¾ÖÅëÀ̶ó ÇÏ¿´À¸¹Ç·Î ±× ¶¥ À̸§À» ¾Æº§¹Ì½º¶óÀÓÀ̶ó ÇÏ¿´À¸´Ï °ð ¿ä´Ü °­ °Ç³ÊÆíÀÌ´õ¶ó

50:11 O bölgede yasayan Kenanlilar, Atat Harmanindaki yasi görünce, ‹‹Misirlilar ne kadar hüzünlü yas tutuyor!›› dediler. Bu yüzden, Seria Irmaginin dogusundaki bu yere Avel-Misrayim adi verildi. ‹‹Misirlilarin çayiri›› anlamina gelir.

50:12 ¾ß°öÀÇ ¾ÆµéµéÀÌ ºÎ¸íÀ» ÁÀ¾Æ ÇàÇÏ¿©

50:12 Yakupun ogullari, babalarinin vermis oldugu buyrugu tam tamina yerine getirdiler.

50:13 ±×¸¦ °¡³ª¾È ¶¥À¸·Î ¸Þ¾î´Ù°¡ ¸¶¹Ç·¹ ¾Õ ¸·º§¶ó ¹ç ±¼¿¡ Àå»çÇÏ¿´À¸´Ï ÀÌ´Â ¾Æºê¶óÇÔÀÌ Çò Á·¼Ó ¿¡ºê·Ð¿¡°Ô ¹ç°ú ÇÔ²² »ç¼­ ¼ÒÀ¯ ¸ÅÀåÁö¸¦ »ïÀº °÷ÀÌ´õ¶ó

50:13 Onu Kenan ülkesine götürüp Mamre yakinlarinda Makpela Tarlasindaki magaraya gömdüler. O magarayi mezar yapmak üzere tarlayla birlikte Hititli Efrondan Ibrahim satin almisti.

50:14 ¿ä¼ÁÀÌ ¾Æºñ¸¦ Àå»çÇÑ ÈÄ¿¡ ÀÚ±â ÇüÁ¦¿Í È£»ó±º°ú ÇÔ²² ¾Ö±ÁÀ¸·Î µ¹¾Æ¿Ô´õ¶ó

50:14 Yusuf babasini gömdükten sonra, kendisi, kardesleri ve onunla birlikte babasini gömmeye gelenlerin hepsi Misira döndüler.

50:15 ¡Û ¿ä¼ÁÀÇ ÇüÁ¦µéÀÌ ±× ¾Æºñ°¡ Á×¾úÀ½À» º¸°í ¸»Ç쵂 ¿ä¼ÁÀÌ È¤½Ã ¿ì¸®¸¦ ¹Ì¿öÇÏ¿© ¿ì¸®°¡ ±×¿¡°Ô ÇàÇÑ ¸ðµç ¾ÇÀ» ´Ù °±Áö³ª ¾Æ´ÏÇÒ±î ÇÏ°í

50:15 Babalarinin ölümünden sonra Yusufun kardesleri, ‹‹Belki Yusuf bize kin besliyordur›› dediler, ‹‹Ya ona yaptigimiz kötülüge karsilik bizden öç almaya kalkarsa?››

50:16 ¿ä¼Á¿¡°Ô ¸»À» ÀüÇÏ¿© °¡·ÎµÇ ´ç½ÅÀÇ ¾Æ¹öÁö°¡ µ¹¾Æ°¡½Ã±â Àü¿¡ ¸íÇÏ¿© À̸£½Ã±â¸¦

50:16 Böylece Yusufa haber gönderdiler: ‹‹Babamiz ölmeden önce Yusufa söyle deyin diye buyurmustu: ‹Kardeslerin sana kötülük yaptilar, lütfen onlarin suçunu, günahini bagisla.› Ne olur simdi günahimizi bagisla. Biz babanin Tanrisinin kullariyiz.›› Yusuf bu haberi alinca agladi.

50:17 ³ÊÈñ´Â ÀÌ°°ÀÌ ¿ä¼Á¿¡°Ô À̸£¶ó ³× ÇüµéÀÌ ³×°Ô ¾ÇÀ» ÇàÇÏ¿´À»Áö¶óµµ ÀÌÁ¦ ¹Ù¶ó°Ç´ë ±× Çã¹°°ú Á˸¦ ¿ë¼­Ç϶ó Çϼ̴٠Ç϶ó Çϼ̳ª´Ï ´ç½ÅÀÇ ¾Æ¹öÁöÀÇ Çϳª´ÔÀÇ Á¾µéÀÇ Á˸¦ ÀÌÁ¦ ¿ë¼­ÇϼҼ­ ÇϸŠ¿ä¼ÁÀÇ ±× ¸»À» µéÀ» ¶§¿¡ ¿ï¾ú´õ¶ó

50:18 Bunun üzerine kardesleri gidip onun önünde yere kapanarak, ‹‹Senin köleniz›› dediler.

50:18 ±× ÇüµéÀÌ ¶Ç Ä£È÷ ¿Í¼­ ¿ä¼ÁÀÇ ¾Õ¿¡ ¾þµå·Á °¡·ÎµÇ ¿ì¸®´Â ´ç½ÅÀÇ Á¾ÀÌ´ÏÀÌ´Ù

50:19 Yusuf, ‹‹Korkmayin›› dedi, ‹‹Ben Tanri miyim?

50:19 ¿ä¼ÁÀÌ ±×µé¿¡°Ô À̸£µÇ µÎ·Á¿ö ¸¶¼Ò¼­ ³»°¡ Çϳª´ÔÀ» ´ë½ÅÇϸ®À̱î

50:20 Siz bana kötülük düsündünüz, ama Tanri bugün oldugu gibi birçok halkin yasamini korumak için o kötülügü iyilige çevirdi.

50:20 ´ç½ÅµéÀº ³ª¸¦ ÇØÇÏ·Á ÇÏ¿´À¸³ª Çϳª´ÔÀº ±×°ÍÀ» ¼±À¸·Î ¹Ù²Ù»ç ¿À´Ã°ú °°ÀÌ ¸¸¹ÎÀÇ »ý¸íÀ» ±¸¿øÇÏ°Ô ÇϽ÷Á Çϼ̳ª´Ï

50:21 Korkmaniza gerek yok, size de çocuklariniza da bakacagim.›› Yüreklerine dokunacak güzel sözlerle onlara güven verdi.

50:21 ´ç½ÅµéÀº µÎ·Á¿ö ¸¶¼Ò¼­ ³»°¡ ´ç½Åµé°ú ´ç½ÅµéÀÇ Àڳฦ ±â¸£¸®ÀÌ´Ù ÇÏ°í ±×µéÀ» °£°îÇÑ ¸»·Î À§·ÎÇÏ¿´´õ¶ó

50:22 Yusufla babasinin ev halki Misira yerlestiler. Yusuf yüz on yil yasadi.

50:22 ¡Û ¿ä¼ÁÀÌ ±× ¾ÆºñÀÇ °¡Á·°ú ÇÔ²² ¾Ö±Á¿¡ °ÅÇÏ¿© ÀÏ¹é ½Ê ¼¼¸¦ »ì¸ç

50:23 Efrayimin üç göbek çocuklarini gördü. Manassenin oglu Makirin çocuklari onun elinde dogdu.

50:23 ¿¡ºê¶óÀÓÀÇ ÀÚ¼Õ »ï ´ë¸¦ º¸¾ÒÀ¸¸ç ¹Ç³´¼¼ÀÇ ¾Æµé ¸¶±æÀÇ ¾Æµéµéµµ ¿ä¼ÁÀÇ ½½ÇÏ¿¡¼­ ¾çÀ°µÇ¾ú´õ¶ó

50:24 Yusuf yakinlarina, ‹‹Ben ölmek üzereyim›› dedi, ‹‹Ama Tanri kesinlikle size yardim edecek; sizi Ibrahime, Ishaka, Yakupa ant içerek söz verdigi topraklara götürecek.››

50:24 ¿ä¼ÁÀÌ ±× ÇüÁ¦¿¡°Ô À̸£µÇ ³ª´Â Á×À¸³ª Çϳª´ÔÀÌ ³ÊÈñ¸¦ ±Ç°íÇÏ½Ã°í ³ÊÈñ¸¦ ÀÌ ¶¥¿¡¼­ ÀεµÇÏ¿© ³»»ç ¾Æºê¶óÇÔ°ú ÀÌ»è°ú ¾ß°ö¿¡°Ô ¸Í¼¼ÇϽŠ¶¥¿¡ À̸£°Ô ÇϽø®¶ó ÇÏ°í

50:25 Sonra onlara ant içirerek, ‹‹Tanri kesinlikle size yardim edecek›› dedi, ‹‹O zaman kemiklerimi buradan götürürsünüz.››

50:25 ¿ä¼ÁÀÌ ¶Ç À̽º¶ó¿¤ ÀÚ¼Õ¿¡°Ô ¸Í¼¼½ÃÄÑ À̸£±â¸¦ Çϳª´ÔÀÌ Á¤³ç ³ÊÈñ¸¦ ±Ç°íÇϽø®´Ï ³ÊÈñ´Â ¿©±â¼­ ³» ÇØ°ñÀ» ¸Þ°í ¿Ã¶ó°¡°Ú´Ù Ç϶ó ÇÏ¿´´õ¶ó

50:26 Yusuf yüz on yasinda öldü. Onu mumyalayip Misir'da bir tabuta koydular.

50:26 ¿ä¼ÁÀÌ ÀÏ¹é ½Ê ¼¼¿¡ Á×À¸¸Å ±×µéÀÌ ±×ÀÇ ¸ö¿¡ Çâ Àç·á¸¦ ³Ö°í ¾Ö±Á¿¡¼­ ÀÔ°üÇÏ¿´´õ¶ó

50:26 Yusuf yüz on yasinda öldü. Onu mumyalayip Misir'da bir tabuta koydular.

#@#